0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

Oktay EROL

“İktidara” yakın gazetelerde emeklilere “birbirinden güzel” aylıklar, inşaat sektörüne “birbirinden güzel” yeni konut kredisi haberleri… Sanıyorum, artık kurtulduk! Yüzüncü yılda yaklaşıyor; şurada ne kaldı ki? Bugün pazar sonlarını beklemelerine, mevsimin sebze/ meyvelerini yememelerine, birçok gereksinmelerine ulaşamamanın yanı sıra bir de yaz sıcağını iliklerine değin yemiş olsalar da ne kaldı ki “yerel seçim” zamlarına…

Ha bir de; aylardır “konut” satamadıkları için “kredi musluklarının” açılmasını isteyen yükleniciler de sevinecek sanırım… “İktidara” yakın gazete “kamu bankaları nezdinde 180 ay vade ve yüzde 1,20 faiz seviyelerinde yapılacak bir düzenleme üzerinde durulduğu” bilgisine yer verilirken, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz da “Birinci konut edinimini özellikle daha güçlü bir şekilde teşvik edecek mekanizmalar üzerinde durduk. Bu konuda Merkez Bankamızın da BDDK ile birlikte çalışmaları var. Önümüzdeki dönemde inşallah bu konularda da daha yeni adımlar bekliyoruz. Konut arzını arttırmak, konut maliyetlerini düşürmek ve konut edinimini arttırmak durumundayız” demiş.

***

Ülkenin, en zor koşullarını bile “kazanca” dönüştüren; elindeki arsayı üç katına, konutu iki katına, temel gereksinmeleri “vicdanına” bağlı artıran katmanın “konut sorunu” olduğunu sanmıyorum! Oturduğu da vardır, yedeği de vardır, yazlığı da vardır! “Konut sorunu” olan asgari ücretlidir, emeklidir, sıkça değişen fiyatlardan dolayı işyerini döndüremeyen mahalle esnafıdır!

Sözde, konut edinmenin önündeki engeller kaldırılacakmış! Merkez Bankası ile BDDK çalışmış! Konut “maliyetlerini” düşürerek, konut edinimi artırılacakmış! Bu anlatılanlardan emeklinin, asgari ücretlinin, dargelirlinin “konut” edinebileceği anlamı çıkarılıyor anlayamadım doğrusu!

***

Daha bu yılın başında, birbuçuk/ iki milyon liraya konut, üçyüz/ beşyüz bin liraya arsa edinebilme olanağı varken, geçtiğimiz yıllarda tüm dünyayı etkisi altına alan salgın sürecinde başlayıp/ yüzyılın yıkımı deprem sürecinde de yurttaşın karşısına çıkan “fahiş fiyat artışı” nedeniyle nasıl/ kimler/ neden her şeyin fiyatını üçe/ beşe katladı bilen var mı?

Bildiğimiz dağdaki arsa, dönümü üçyüz/ beşyüz bin liraya gitmezken, “parselli arsalar” bir milyona bulunmuyor, beş milyonluk kiraların yerini otuz/ kırkbinler aldı! Depremden zarar görenlerin, sağlıksız evlerine giremeyenlerin “zorda kalışları” birilerini çok sevindirmiş olmalı… “Fahiş fiyat artışını” sıkça önleyeceğini yineleyen “iktidar”, yine kamu bankalarının “kredi” musluklarını gösterdi; iyi mi?

***

Gelelim “konut kredilerine”… Alınacak “konutun bedeli”, açıklanacak “kredi” kararıyla artmazsa eğer ikibuçuk/ üç milyon liradan aşağı olmayacak! Bir emeklinin, asgari ücretlinin, dargelirlinin ne denli bir birikimi olur ki?  Beşyüzbin lirası olsun, onu önden versin, kalanı da 180 aya böldürsün!

Şunu söylemek olası: Asgari ücretlinin de, emeklinin de, dargelirli esnafın da aylık kazancını ikiye katlasanız, “hiçbir şey yemeden” yaşamış olsalar bile, konutun “aylık ödemesini” yapamayacaktır!

“İktidar” medyasının şıkça yinelediği “emeklileri sevindirecek” haberin algı olduğuna inananlardanım! Hem konut kredisi ödeyip, hem de tüm gereksinmeleri karşılayacak kadar aylık verme hazırlığı mı var acaba, diyeceğim de; bana kalırsa dingin durun, umutlanmayın, “yerel seçim zamlarının/ gelişmelerinin” dargelirliye yaracağını beklemeyin! Bundan ağır koşullara hazırlıklı olun!

210823