Seray LEVENT
Geçen gün mail adresime yine imza kampanyasıyla ilgili bir paylaşım geldi. Bu imzalar nasıl, hangi şekilde işe yarıyor bilemiyorum ancak insani olarak kayıtsız da kalamıyorum. En azından bir parça faydam olsun düşüncesiyle genel olarak ne istendiğini okurum. Yine böyle bir paylaşım karşıma çıktı. Buy sefer köpek balıklarına yardım çağrısı vardı.
Çağrı şu şekildeydi:
“Brezilya’da 10.000 köpekbalığı büyük balıkçılık şirketleri tarafından yüzgeçleri uğruna vahşice öldürüldüler ve parçalandılar. Köpekbalıklarının deniz ekosistemlerinin korunmasındaki hayati rolüne rağmen, yüzgeç ticareti Brezilya’da ne yazık ki hala yasal. Biz harekete geçmedikçe de bu kıyım sürecek. Bugün hayati bir dönüm noktası olabilir! Brezilya Kongre üyeleri yakın bir tarihte, yüzgeç ticaretinin tamamen yasaklanmasına ilişkin görüşmelere başlamayı planlıyorlar – ama kanun koyucuların sadece konuşmaları değil, eyleme de geçmeleri gerekiyor. Çok büyük bir kamuoyu tepkisi yaratarak bu korkunç köpekbalığı yüzgeci ticaretini tamamen yasaklamaları için Kongre’ye baskı yapalım!”
Kısacası insan denen canlı yine menfaati için gelecek nesilleri düşünmeden harekete geçmiş ve can almaya devam ediyor.
Ben yeryüzündeki bütün canlıların mutlaka bir amaca hizmet ettiğini az çok bilirim. Zira yeryüzünde bir sistem var ve en basit canlı bile bu sistemin düzgün çalışması için varlığını sürdürüyor.
Ancak insan denen canlı kadar vahşi ve umarsız bir canlı yoktur ki zevk için can almaya devam eden.
Böyle olunca bende merak ettim köpek balıkların ekolojik sistemde dengeyi nasıl koruduğunu. Bakın ne kadar önemli canlılarmış diğer canlılar gibi…
Köpekbalıkları, deniz ekosistemlerinin önemli birer parçasıdır ve ekolojik açıdan çeşitli katkıları vardır. İşte köpekbalıklarının ekolojiye katkılarından bazıları:
1-Dengeleyici Rol: Köpekbalıkları, denizlerdeki diğer organizmaların nüfuslarını kontrol ederek ekosistemlerin dengesini korur. Özellikle avladıkları türlerin popülasyonlarını dengeleyerek, alt türlerin aşırı çoğalmasını ve diğer organizmaların nüfuslarını baskılamalarını engellerler. Bu, ekosistemlerin sağlıklı ve çeşitlilik açısından zengin olmasına katkı sağlar.
2-Besin Zinciri: Köpekbalıkları, denizlerdeki besin zincirinin üst seviyelerinde yer alırlar. Yani, diğer organizmaları avlarlar ve böylece besin zincirinin düzenlenmesine yardımcı olurlar. Besin zincirindeki bu önemli rol, ekosistemin diğer bileşenlerinin sağlıklı bir şekilde işleyişini ve türler arasındaki dengeli bir ilişkiyi sürdürmesine yardımcı olur.
3-Zayıf ve Hastalıklı Bireylerin Seçilimi: Köpekbalıkları, av olarak genellikle zayıf, hasta ve yaşlı bireyleri tercih ederler. Bu sayede avlanan bireylerin genel sağlık durumlarını ve genetik yapısını iyileştirerek türün sağlıklı bir popülasyona sahip olmasını desteklerler.
4-Biyolojik Çeşitlilik: Köpekbalıkları, diğer türlerin popülasyonlarını dengeleyerek ve besin zincirine katkı sağlayarak, deniz ekosistemlerinin biyolojik çeşitliliğinin korunmasına yardımcı olurlar. Bu çeşitlilik, ekosistemlerin dayanıklılığını artırır ve değişen koşullara uyum sağlamalarını sağlar.
5-Aşağıdan Yukarıya Etki: Köpekbalıklarının avladığı türler, kendilerinden daha alt seviyedeki organizmaları da etkiler. Örneğin, köpekbalıklarının popülasyonlarındaki değişiklikler, onların avladığı türlerin sayısını ve davranışlarını etkileyebilir. Bu da ekosistemde alt seviyelerdeki organizmalar üzerinde bir “aşağıdan yukarıya etki” yaratır.
Ancak, son yıllarda köpekbalıklarının nüfuslarında azalma yaşandığı ve birçok türün tehlikede olduğu gözlemlenmiştir. Bu nedenle, ekosistemlerdeki dengeyi koruyabilmek için koruma çabaları, avlanma düzenlemeleri ve yaşam alanlarının korunması önemlidir. Ayrıca, köpekbalıklarının korunması, ekosistemlerin sürdürülebilirliği ve sağlıklı işleyişi açısından büyük bir öneme sahiptir.
Son Söz; Anlayacağınız Brezilya’dan gelen bir çağrı aslında yeryüzündeki bütün canlıları etkileyen bir gerçeğin daha sesiydi.
Şimdilerde ekolojik sistemin artık bozulduğunu kabul eden bir kısım kesim, bunla ilgili sürekli yeni projeler üretmeye, Dünya’mızın yok olmasını önlemeye uğraşıp durmaktadır. Duymuşsunuzdur “yeşil dünya” “yeşil yaşama” “karbon ayak izi” gibi… Projelerle bu tehlikeyi duyurmaya, bunlarla ilgili eğitim vermeye ve aslında devlet politikası yapamaya çalışan ehil insanların çabalarının mutlaka görülmesi gerektiği artık kaçınılmaz bir gerçek. Sanayii devriminden bu yana kirlettiğimiz Dünya, bize depremlerle, salgınlarla, ekolojik sisteminin bozulduğunu mevsim dışında yaşanan olağan üstü hava koşularıyla ,kuraklıkla cevap veriyor ve “artık durum!” Diyor.
Dünya’yı bizler bu hale getirdik. Eğer yaşayabileceğimiz bir Dünya’mız yoksa, istediğiniz kadar zenginleşin, istediğinizle savaşın, istediğiniz kadar koltuklara yapışın….
Şimdilik her zaman olduğu gibi hoşça kalın, akıl ve beden sağlığınızı korumaya çalışın.
YAZARLAR
5 saat önceYAZARLAR
5 saat önceYEREL HABER
2 gün önceYAZARLAR
2 gün önceYAZARLAR
2 gün önceYAZARLAR
2 gün önceYEREL HABER
2 gün önce