News
Oktay EROL
Demokrasinin tanımı yapılırken “siyasal denetimin doğrudan doğruya halkın ya da düzenli aralıklarla halkın özgürce seçtiği temsilcilerin elinde bulunduğu, toplumsal/ ekonomik durumu ne olursa olsun tüm yurttaşların eşit sayıldığı yönetim biçimi” sözlerine yer verilir.
Demokrasi, birinin “adamı” olmak ya da “biri” istediği için görevlendirilmek yerine, halkın “özgür istenci” amaç sayılarak yürütülür. Bir seçim öncesinde listenin “ön sıralarında” olabilmek için, “birinin” gözlerinin içinde yer edinmeye çalışarak değil de, “ön seçimle ya da eğilim yoklaması” gerçekleştirilerek sonuca gidilir!
Sıkça “demokrasi” sözcüğünü dile getiren siyasi partilerin, aslında ne denli “demokrasi” inancı taşıdıklarını son seçim öncesinde oluşturdukları listelere bakarak anlamak olası…
***
Cumhuriyet’in yüzüncü yılına girerken yaşanan “seçimin” ne denli önemli olduğunu söylemeyen siyasetçi kalamadı, ancak “sürecin” gereklilikleri konusunda “kaplumbağa hızında” bir çaba görülmedi!
İçinde “yurttaşın istencinin” olmayacağı bir “yüzüncü yıl” için neler yapılması gerekiyorsa yapıldı; Millet İttifakı’nın “bilinen” isimleri “her” Kuzey Adana denilen bölgeye vardıklarında “seslerini” duyuracak bir “aday” istemelerine, ya da “adayın” ön seçimle belirlenmesinin gerektiğine vurgu yapmalarına karşın ortaya konan listeye bir bakın isterseniz!
Orhan Sümer, Müzeyyen Şevkin, Burhannetin Bulut CHP’de oluşan listenin ilk üç ismi… Üç “isim” de bir önceki dönemin vekilleri… Beş dönemdir genel merkezde yerlerini koruyan Veli Ağbaba, Özgür Özel ile Adana Anakent Belediye Başkanı Zeydan Karalar’a yakın olan isimler!
CHP içerisinde böyle bir “demokrasi” anlayışının egemenliği karşısında, gerçekten “demokrasi” anlayışını benimsemiş yurttaşların “sandık başındaki” kararının ne olabileceğini düşünün isterseniz!
***
Belli ki, listenin “ilk üçü” önceden belirlenmiş! Bir kişi de DAP’a verilmesi üzerinde anlaşmaya varılmış! Demek ki, genel merkezden “en uzak” olan isim Ayhan Barut’muş! Bu dört ismin dışında kalanlar için de “neler” düşünülmüşse artık!
Yetmişbeş kişinin aday adaylık için başvurdukları söyleniyordu! Görüştüklerim oldu! “Kesin listedeyim” diyeni mi sorarsınız, “benimle çok ilgilendi” diyeni mi sorarsınız, “yine görüşeceğiz” diyeni mi?
Yanlarında Veli Ağbabaları , Özgür Özelleri, Zeydan Karalarları var gibi umutluydular! Sonrasında görüştüğümde, “bu işler böyle olmuyormuş, herkese mavi boncuk dağıtılıp yüz üstü bırakılıyormuş” dediler! Böyle bir “demokrasi” anlayışının, genel merkezi üzerine abandığı CHP’den söz ediyorum!
***
“Kılıçdaroğlu yanlış aday” saplantısı “sığ” bir anlayış ürünüdür!
Asıl listelerin oluşumunda yurttaşın “istencini” görmezden gelmenin sonucudur bu yaşananlar.
İlhan Chaner’e katılanlardanım… “Ön seçim ya da eğilim yoklaması” konusunda adım atılmadıkça ne “değişim” yarar sağlayacaktır, ne de gemi kıyıya “hasar” almadan yanaşabilecektir! Bunun sorumluları “değişmemekte” diretenler olacaktır!
200623
EKONOMİ
23 saat önceGÜNDEM
2 gün önceGÜNDEM
3 gün önceGÜNDEM
6 gün önceEKONOMİ
9 gün önceEKONOMİ
14 gün önceDÜNYA
14 gün önce
