0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

Oktay EROL

14 Mayıs 1950’de “yeter söz milletin” sloganıyla tarihe geçen seçim utkusu, bugün yirmibir yıldır yönetimde olanların tutunağı olması hiç de doğru bir yaklaşım değil!

Koca yirmibir yıl; ne dediler, ne yapmak istedilerse yaptılar!

İlkokullarda “ant” okunurdu/ susturdular, eğitimin “milli” olması kuraldı/ özelleştirdiler, kurumların başında “yanlış” yapan bedelini öderdi/ korudular, yönetene “nereden buldun” diye sorulurdu/ unutturdular…

Yirmibir yıldır “millet söz” hakkı verdiği için ülkeyi yönetmişlerdi; sonuç gördükleriniz!

***

Son yirmibir yılda “doğru” bulduğun bir şey yok mu, diye soran oluyor!  Bu sorunun yanıtını, gündemi izlemeyen birine de sorsanız “bozuk saat bile günde iki kez doğruyu gösterir” der!

“Koca yirmibir yıl her yaptığıyla yurttaşı zorluklara sürükledi, çıkmazları artırdı, yaşamı/ yaşanmaz duruma getirdi, yoksulluğu/ açlığı/ işsizliği/ tarımı/ alım gücünü zorlaştırdı,” demek doğru olsa da, en azından “kapalı alanlarda sigara içilmemesini” sağlamasını görmezden gelmek olmaz!

Halk, yirmibir yıldır yaşanana “yeter söz milletin” yanıtını verecekse eğer, yapılacak ilk seçimde yönleneceği yer “iktidar” olmayacaktır!

***

Şunu sormamız gerekiyor: ülkemizde 2017 referandumuyla benimsenen, 9 Temmuz 2018’de uygulanmaya başlanan cumhurbaşkanlığı sisteminden/ rejiminden beklentiler yaşananlar mıydı, son dört yılı aşkın sürede gerek küresel/ gerekse “iktidardan” kaynaklı gerçekleşen olguların en baskın/ zarar verici biçimde yurttaşların yaşam alanlarını daraltması olağan mı bulunmalıydı?

Şu yanıtı duyuyorum; “bu ülkenin sistem tartışmalarıyla yitirecek zamanı yok, o nedenle önüne hangi sözcük getirilirse getirilsin ‘yeniden’ bir sistem değişikliğine gitmenin sözünü verenlere yakın durmayacağım, oy vermeyeceğim!”  

Öyleyse, kime “yeter söz milletin” deniyorsa…

***

Evet, “yeter söz milletin” olsun da…

“Milletin”; temsil ettiği “vekili” belirleme özgürlüğü olmadan, “parti başkanlarının” kurduğu lobilere kendini benimsetmek için yarışların sonu kesilmeden, “milletin” sesi özgürleşmeden bu “söz” nasıl oluşacak?

Sokaktaki dar/ orta gelirli yurttaşın buruşmuş yüz çizgilerinden bir anlam çıkarmadıkça, “iyi yaşamasını” sağlayacak adımlar atmadıkça, en son açıklanan “bir evim” kampanyasıyla yükselen konut ederlerine bir çözüm bulmadıkça “iktidar” nasıl  “yeter söz milletin” sloganıyla özdeşleşecek?

190123