TÜV dedik de…

TÜV dedik de…

ABONE OL
11 Ocak 2023 15:35
TÜV dedik de…
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Oktay EROL

Kısa adı TÜVTÜRK olan Araç Muayene İstasyonları Alman Tüv Süd, Doğuş Holding ile Akfen’in ortak girişimiyle 2007 yılında açılmıştı. Anlaşmaya göre, son on yıllık işletim döneminde (2017-2027) araç muayene gelirlerinin %50’si devlete aktarılacağı kararlaştırılmıştı.

Araç Muayene İstasyonlarıyla birlikçe, çok duyarlı olunması gereken kurumlar birer birer özelleştirilirken, ileride oluşacak kaygılar hiçbir zaman öngörülememiş, üstelik çok ünlü “TEKEL’i de babalar gibi satarım” sözü o günlere damga vurmuştu!

Telekom’u mu dersiniz, Tedaş’ı mı dersiniz, Gübretaş’ı mı dersiniz; hiçbirinin satışı, başta denilen koşullara uymadığı gibi, hem yerli/ hem yabancı alıcıya peşkeş çekildi, kiminin kuruş ödemeden milyarları cebe koyup gitmesine göz yumuldu!

Daha birkaç yıl önce Şeker Fabrikaları’nın satış sürecini anımsayın; tepki gösterenler bir yandan “hayınlıkla” suçlanırken, bir yandan da “bir şey bilmemezlikle” sindirildi!

Yurttaş yirmi katına şeker yemek zorunda bırakıldı!

***

Tüm bunları TÜVTÜRK’ten ayırdığımı söylersem kızmayın, konuyu baştan ele alalım…

Bundan onsekiz yıl önce yalnız adını duyuyorduk, özellikle yurtdışında yaşayanlar “TÜV denilen yerler var, araçları oraya görürüz, aracı en ince noktalarına dek makine ile incelerler, herhangi bir eksik ya da kusur varsa ortaya çıkar, bunlardan bazıları o denli olmasa da bazıları çok önemlidir, onlar yerine getirilmeden trafiğe çıkmasın izin verilmez” derlerdi.

Duyduklarımız bize hiçte hoş gelmezdi! Nasıl gelsin ki?

Öyle ki egzozu zincirle tutturulmuş, kapıları kaytan iple bağlı, motor kaputu inip/ kalkan, tekerleri kabak araçlara biniyorduk kentler arasında bile. Üstelik ya aracı “muayene” ettirmek için belli günlerde bir alanda toplanılıyor, araçların motor kaputunu açılıp başında bekleniyor, iki görevli ellerindeki belgelere hiçbir yere dokunmadan soru/ yanıt biçiminde işaretlemeler yaparak “muayeneye” girilmiş olunuyordu!

Salt bu da değil; birçok araç alana gitmiyordu, o günlerde bunu “iş” olarak yapanlar/ aracın ruhsatını götürüp, bir gün sonra “muayene yapılmış” olarak getiriyorlardı!

Şimdi yapılan çekap (Check-up) önemsenmeyecek bir olgu değil; ancak…

***

Asgari ücreti sekizbinbeşyüz, emekli aylığını beşbinbeş lira olarak belirlerseniz; TÜV ücretlerini binikiyiz lira yaptığınızda bunun adı “zorlanın/ aç kalın/ doymayın/ ağrılanın” olur!

Geçen onyedi yılda yurttaşın “muayenesiz araca binmem” düşüncesini kırar atarsınız!

Dahası da olur; araçlar “muayeneden” kaçar, trafikte koşullara uygun olmayan araçlar gezinir, en önemlisi de yurttaşı karabasana sürüklersiniz!

Bu olasılıklara karşın “iktidar”, belirlenen ücreti yarıya indirmemekle kararlı mı gerçekten?

100123

En az 10 karakter gerekli


HIZLI YORUM YAP