0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

Oktay EROL

Altılı masa partililerinden tepki gösterenler oldu; neden muhalefeti yetersiz bulduğumu, daha ne yapmaları gerektiğini, vekillerin her yeri gezdiğini/ yurttaşın sorunlarını dinlediğini…

Sanırım “en ağır” yük anlaşılamamak!

Eskiden defterin/ kalemin, şimdi klavyenin karşısına geçiyorsunuz, gözlemlerinizi yazıyorsunuz, kimi zaman yazınız hiç önemsenmiyor, ama anlatılan olduğunuz yere dokunuyorsa…

Aslında her şeyi yazmanıza karşın, okurun sorgulamak gibi bir ödevi olmasına karşın size “neden” böyle bir şeyler yazdığınızı soruyor, bir de dünya görüşünüzü anımsatarak…

***

“İktidarın” yirmi yıllık başarısının altında, “muhalefetin” de yirmi yıllık “başarısızlığı var” denemez mi?

Bu ülkede, örgütçülüğün “ne/ nasıl” bir şey olduğunu altmışsekiz kuşağı kazıdı insanların beynine! Sonra kendilerini altmışsekiz kuşağı olmakla övünenler, başlattıkları “örgütçülük anlayışını” bugünün “iktidarına” bıraktı, kendini küçük burjuva uyuşukluğuna terk etti; yanlış mı?

Şöyle soruyorum: insanlıkaşkına, ülkenin neresinde örgütsel çalışmalar yapıyorsunuz, gittiğiniz/ görüştüğünüz yurttaşları nasıl aydınlatıyorsunuz, hangi öyküler bırakabiliyorsunuz?

Genel Başkandan vekillere, il örgütlerinden yerel yönetimlere dek ne yapıyorsunuz?

Genel Başkan il gezileri yapıp açılışlar yapıyormuş, vekiller kalabalık yerlere gidip sorunları dinliyormuş, yerel yönetimler bolca yolları/ kaldırmaları söküp yeniliyormuş, il örgütü beş kişiyle gittiği sekiz kişilik kahve toplantıları düzenliyormuş; ya arkanızı dönüp geldikten sonra…

***

Şimdi bir alışkanlık oldu ya; tüm genel başkanlara “lider” deniyor! Daha “lider” kimdir, “önder” kimdir onun gereklerinin bulunup/ bulunmadığına bakılmaksızın!

Kim toplumu arkasından sürükleyen, halkın bakış yönünü açan, yeniliklere açık olan, basmakalıp düşüncelere takılıp kalmayan, kendini yenileyen, sorunların çözümünde yerinde kararlar alan, toplulukları pozitif olarak yönlendiren?

***

Yirmi yıllık “iktidarın” ülkeyi getirdiği, yurttaşı sürüklediği yer ortada!

Bir “muhalefetin”, ülkede yaşanan çıkmazları bu denli edilgen, bu denli inandırıcılığı zayıf işlenmesinden, örgütsel çalışmanın bir yerde “aydınlanma” amacı taşıdığını kanıksamayışının bedeli yirmi yıldır ödeniyor!

Bugün kamuoyu araştırmalarında, “bir arpa boyu” yol alamayışlarını bile “bayram sevinciyle” karşıladıklarını görünce “içinizde” birikenleri söylemeden duramıyorsunuz!

Şimdi anlaşıldı mı “muhalefete” tepkimin nedeni; yok demeyin artık!

Sürecek…

111122