Ekmek…

Ekmek…

ABONE OL
30 Ekim 2022 20:00
Ekmek…
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Oktay EROL

Belediye ekmek büfeleri önünde eksilmek bir yana, her gün biraz daha uzayan kuyruğun hiçbir anlam taşımadığını, birçoğunun kendin çekim (=selfie) yapmak için orada olduğunu, ekonominin/ alım gücünün göstergesi olmadığını kimse bana söylemesin!

Daha havanın aydınlanmaya başlaması ile birlikte büfe önünde sıralarını olan, dokuzda gelecek ekmek için saat yedide kuyrukta yerini alan yaşlısı, genci, kadını, erkeği, çocuğu kalabalığın arasına karışanlar; bir şeylerin/ bazı beceriksizliklerin/ kimi umursamazlıkların sonudur; bilinsin!

***

Siz kendinizden bilin…

Eğer vücudunuzu olur/ olmaz yerde üzer, kaldıramayacağı yükü omzuna koyar, zorlanmasına karşın yokuşa vurur/ karanlığa salar/ havasız ortamlarda bırakırsanız; kollarınız, bacaklarınız, omzunuz o yükü kaldıramaz olur, zorluklarda bükülür kalır! Yurttaşlara yapılan da bu!

Peki, ne yaptınız da bu yurdun insanları kendi topraklarında üretilen ürünlere ulaşamaz oldu?

***

Bu yurdun neyi eksikti; verimli toprağı mı, suyu kullananı/ toprağı işleyeni mi, havası mı, iklimi mi?

Bunların hepsinden bolca var! Toprağı var, açıkta binlerce Ziraat Mühendisi var, kentlinin efendisi köylüsü/ çitçisi var, bolca suyu var, homojen biçimde bölünmüş dört mevsimi var!

Öyleyse bu halkın çektiği “acının” adı ne?

Ülke savaşa girdi de onun yokluğu mu, topraklarımıza zehirli bir hava saldılar da ondan mı, yoksa kimseye bildirilmeyen/ duyurulmayan bir salgınla mı baş başayız?

Hiç kimse değil; yirmi yılı aşkın süredir ülkenin tüm damarlarıyla oynayan, ülkenin üzerine bambaşka bir bulut örten, buna karşın yeni “-cak/ -ceklerini” sıralayan “iktidar” bu “acının” yanıtını vermeli!

***

Ekmekten söz ediyorum…

Taş değil, demir yığını değil, betondan saraylar değil!

İnsanlar, özellikle bu yurdun insanı ekmeği seviyor, yanında hiçbir katığı olmasa da onunla doyuyor!

Tutuyorsunuz, insanların iki ekmek almak için sabahın erken saatinde büfe önlerinde kuyruğa girmesine izleyici kalabiliyorsunuz!

Üstelik büyük bir çoğunluğunun, yirmi yıllık “iktidara” güvenmekten başka bir sorumluluğu da yok!

Topraklarını ekemediler sustular, şeker fabrikaları satıldı sustular, tarım alanları sanayiye açıldı sustular, başkaldırmak yerine saatlerce kuyrukta beklemeyi yeğleyip sustular!

Ama bilin ki, büfelerin önünde “suskunluğunu” koruyan yurttaşlar, kendilerine kimin/ nasıl bunları yaşattığını biliyor artık!

261022

En az 10 karakter gerekli


HIZLI YORUM YAP