Maradona

Maradona

ABONE OL
2 Eylül 2022 20:26
Maradona
0

BEĞENDİM

ABONE OL

İlhan KARAÇAY

O’nu ilk seyreden ve O’nunla ilk konuşan bir Türk gazetecisi olarak ‘Tam bir futbol cambazıydı’ diyebilirim.

Beynindeki bir damarda pıhtı oluşması nedeniyle ameliyat yapılan ünlü futbolcu Diego Maradona, taburcu olduktan sonra geldiği evinde geçirdiği kalp krizi nedeniyle hayatını kaybetmişti.

Maradona için, ’Dünyanın en iyi futbolcularından biri’ diyenlere katılıyorum ama, ‘Dünyanın en iyi futbolcusu’ diyenlere katılmıyorum.

İyi bir insan olup olmadığı konusuna açıklık getirmek için de, Uruguaylı futbol hakemi Edgardo Codesal’ın şu sözlerini belirtmekle yetiniyorum: “65’inci dakikada Monzon’a kırmızı kart gösterdiğimde, Maradona, bana bağırıp FIFA’nın hırsız olduğunu söyledi. Onu da oyun dışına göndermeliydim. O şimdiye kadar tanıdığım en kötü insan. Eğer kuralları uygulasaydım onu maç başlamadan önce oyundan tüm stada hakaretten ihraç etmeliydim. Karşılaşma öncesinde ülkesinin milli marşını ıslıklayan Almanya taraftarlarına küfür etti ve orta parmağını gösterdi.’

Maradona Arjantin’de yapılan 1978 Dünya Futbol Şampiyonası’nda yoktu. O zaman Arjantin’in yıldızı Mario Kempes idi. Maradona, bir sonraki yıl ismini duyurmaya başladı ve Uruguay’da 1980 sonunda başlayan Mini Dünya Kupası’nda yıldızlaştı.

Mini Dünya Kupası, Dünya Kupası’nın 50’nci yılı anısına 30 Aralık 1980 – 10 Ocak 1981 tarihleri arasında Uruguay’ın başkenti Montevideo’da düzenlendi. O döneme kadar Dünya Kupası’nda şampiyonluk yaşayan altı takım; Arjantin, Batı Almanya, Brezilya, İngiltere, İtalya ve Uruguay davet edilse de, İngiltere’nin katılmaması sebebiyle turnuvaya Hollanda dahil oldu. Ev sahibi Uruguay finalde Brezilya’yı yenerek ve tüm maçlarını kazanarak şampiyon oldu. Uruguaylı Waldemar Barreto Victorino 3 golle ilk gol kralı oldu. Federal Almanya’nın puan alamadan ve İtalya’nın galibiyet alamadan turnuvayı kapatması sürpriz oldu.

Takımlar, üçer takımdan oluşan iki gruba ayrıldı ve tek maç üzerinden lig usulü turnuva sistemiyle grup maçları oynandı. Açılış maçı 30 Aralık 1980’de 65.000 kişinin izlediği Montevideo Centenrio Stadı’nda oynandı ve ev sahibi Uruguay, Hollanda’yı 2-0 yendi.

Gruplarını ilk sırada tamamlayan Uruguay ile Brezilya finalde karşı karşıya geldi. Rakibini Jorge Wálter Barrios Balestrasse ve Waldemar Barreto Victorino golleriyle 2-0 yenen ev sahibi Uruguay, tıpkı ilk Dünya Kupası’nda olduğu gibi, bu ilk turnuvanın da şampiyonu oldu.

metin, gazete içeren bir resim Açıklama otomatik olarak oluşturuldu

Turnuvanın yıldızı tabii ki Maradona idi. Bu turnuvaya Türkiye’den katılan tek gazeteci bendim. Montevideo’dan geçtiğim haber ve fotoğraflarım, sekiz sütunluk imzam ile yayınlanıyordu.

Yani, bu turnuvada Maradona nasıl yıldızlaştıysa, naçizane şahsım da Türkiye’de o derece ünlenmiştim.

Maradona ile görüşmek, her gazetecinin ilk arzularından biriydi. Turnuva başlamadan önce izlediğimiz bir antreman sırasında, tüm gazeteciler Maradona’yı takibe almışlardı. Ama ben, Maradona’nın gazetecilerden kaçacağını tahmin ediyordum. Yanımda duran Telegraf gazetesinin fotoğrafçısına kendi makinemi vererek, Bak ben giriş kapısını tutacağım. Maradona aranızdan kaçarsa ben O’nu kapıda yakalarım. Benim için deklanşöre bir kere bas yeter. Ondan sonraki iş sizin’ dedim.

Düşündüklerim aynen gerçekleşti. Herkesin arasından fırlayan Maradona çıkış kapısına ulaştığı zaman benim açık kollarım ile karşılaştı. Kendisine, ‘Dur bakalım, burada tüm gazeteciler seni bekliyor, nereye kaçıyorsun’ dediğim Maradona’yı durdurdum. Gazeteciler kendisi ile en az yarım saat konuşma fırsatı bulmuş oldular.

Maradona ile çekilmiş olduğum filmi Hürriyet’e göndermek için hemen havalimanına gittim ve filmin içinde bulunan zarfımı kargoya verdim.

Daha sonra karşılaştığım Telegraaf gazetesinin muhabiri Jan de Deugd bana, Sen neden hep futbolcularla fotoğraf çektiriyorsun’ diye sordu. Ben de kendisine, ‘Bak, ben dünyanın bir ucunda gerçekleşen eden bir organizasyonu takip ediyorum. Benim ülkemdeki insanlar bunu televizyonlardan ve gazetelerden takip ediyorlar. Böylesi önemli bir organizasyonu benim de yakından izlediğimi göstermem lâzım’ dedim.

Bunun üzerine bana, ‘Sizin okuyucunuzun size güveni yok demek’ diyen Jan de Deugd, ertesi gün kendi gazetesinde yayınlanan röportajı ile bana karşı madara oldu. Zira, ertesi gün elimize geçen Telegraaf gazetesinde, Maradona ile tam sayfalık bir röportaj yayınlanmıştı. Çok iyi biliyorum ki, antrenman çıkışındaki konuşmalardan başka, Maradona hiç kimse ile görüşmemişti. Ben de Hollandalı meslektaşıma, ‘Ne oldu Jan, sana çok güvenen okurlarını böyle mi aldatıyorsun’ demeden edemedim.

En az 10 karakter gerekli


HIZLI YORUM YAP