• OLAY NET
  • Yazarlar
  • Boğaz, Seyhan Irmağı üzerindeki köprüleri kıskanacak…

Boğaz, Seyhan Irmağı üzerindeki köprüleri kıskanacak…

ABONE OL
6 Haziran 2022 16:28
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Oktay EROL

Yüreğir Belediyesi, üç yılda yaptıklarını anlatmak için basınla bir araya geldi.

Salondaki kalabalığı gördüğümde, kapıda duranlara “düğüne mi geldik” demeden edemedim!

U biçiminde düzenlenmiş masaların her iki yönü de doluydu! Çoğu yüzleri tanımıyordum; aynı biçimde çoğu yüz de beni bildiklerini/ tanıdıklarını sanmıyorum!

Adana’da bu denli basınla ilgilenen varmış demek ki; sevindim dersem yeridir, toplumun bunca “gözü/ kulağı” varsa eğer, bunca topluma “göz/ kulak” olacak varsa; sevinelim bence!

Dahası da var…

Salonda masaların etrafına oturanlar kadar kapıda, dışarıda bekleyenler de var!

Bu denli kalabalığa gerek var mıydı, örneğin benim bile çağrılmam yerinde miydi, kapıda bekleyen “bu işin” emekçisi olanların “ortada” kalmaları doğru muydu, kim neden bu düzenlemeyi yapamadı?

Ya da, çağrı bu denli geniş tutulmuşsa, neden daha büyük bir yer düşünülemedi?

Salonda sorumlu olanların koşuşturmaları, oturacak yer olmadığında kapıda bekleyenlerin durumu sabahın saat onunda geri dönenler üzdü beni…

***

Sunucunun “başkanımız Fatih Mehmet Kocaispir, şu an salondalar, konuklarımıza hoş geldiniz” diyor sesiyle irkildim!

Başkan Kocaispir, salona ne zaman girmişti, neden merdivenleri çıkarken “başkanımız şimdi merdivenleri çıkmaktadır, biraz sonra aranızda olacaktır” denilme gereği duyulmadı bilmiyorum!

Ama biz “hep” öyle görmüştük. Üstelik öncesinde bir sürü akılları zorlayan, şaklabanlıkların hesabı olmayan, “geliyooor” diye uzatılan, geçtiği her “karış” yeri lastik gibi uzatan sunumları da anımsıyoruz!

Böyle bir yerde/ geçmiş bir gün, yanımdakilere sözün başındaki “başkanımız” sözünü pek anlamadığım için “ne” denildiğini sormuştum! Biz oraya “başkanın” düzenlediği bir toplantıya varmıştık ama belki de öncesinde “bir” gösteri olma olasılığını düşünmüştüm! Arkadaşım “başkan içeri girecek de onun duyurusunu yapıyor” dediğinde de şaşırmıştım.

Sonra, her gittiğim toplantısında “aynı” sunuma tanık oldum; şu an da aynı biçimde sürdüğü kanısındayım!

Başkan Kocaispir’ın, öyle bir sunum” istememesine şaşırmadım dersem yeridir! Hani, sunucu “geliyor, geliyoooor, başkanımız Kocaispir geliyoorrrr…” denilmemesi için nasıl bir engel olabilirdi ki?

***

Salonun bir kenarını kaplayan “çift ekranda”, Yüreğir’de yapılanları izledik!

Yerel yönetimler, eğer “topal ördek” değillerse, belediye meclisinde “elleri/ kolları” bağlanmamışsa, bir de/ en önemlisi “iktidarı” arkasına almışsa bu yapılanlar ne ki?

Ya da bunlar yerine neler yapılacaktı da, onlara “yerel yönetimin görevi” diyecektik?

Yol açılmış, asfalt dökülmüş, spor alanları açılmış, salgın sürecinde ilaçlamalar yapılmış, bazı bölgelerde kentsel dönüşümün önü açılmış, imar düzlemeleri yapılmış, Şehircilik Bakanı ile eşgüdüm oluşturulmuş, yaşanılır bir Yüreğir yapılması için çalışılmış, atıklar değerlendirilmiş, sokak canlıları doyurulmuş, park alanları temizlenmiş, kanal kıyısı boydan boya ışıklandırılmış…

Bunu neye benzetiyorum…

Öğrenciye “ne yapıyorsun” diye soruyorsunuz, o da size “ders çalışıyorum” diyor! “Yan gelip yatıyorum” diyecek durumu yoktu ya…

“İktidarın” tüm ergilerinden yararlanan bir yerel yönetimin “bu” yaptıkları “ödevin” dışında olan bir şey değil!

***

Adana’yı ikiye ayıran Seyhan Irmağı’nın “bir yanı” Yüreğir’dir! Seyhan Irmağı karşıda bulunan Seyhan’a, Çukurova’ya köprülerle bağlıdır!

Araçlar için Reülatör Köprü vardır, Girne köprüsü vardır, Mustafa Kemal Paşa köprüsü vardır, TEM Otoyolu Köprüsü vardır, Baraj Seti vardır; yayalar için olanları saymıyorum bile…

Başkan Kozaispir’e Yavuzlar Köprüsü’nün ne zaman bitirileceği soruldu, bir de Devlet Bahçeli köprüsü var…

İstanbul Boğazı “neden bende dört tane de, Adana’da ırmak üzerinde şimdilik beş tane”” diye kıskanacak doğrusu!

Nelerle uğraşıyoruz, nelerin peşindeyiz, neleri savunuyoruz böyle? Biliyor musunuz, Güney Kore aldığı borç destekle birçok markalar oluştururken, biz yalnız beton yapılar/ köprüler/ avemeler yapmışız! Şu an o ülke markalarıyla konuşulurken, bizde bunca daralmaya karşın köprüler/ betondan yapılar konuşuluyor; köprü yapılınca arsası değerlenecek olanlar, bunu bir kez düşünsün!

***

Şu soruyu sıkça soruyorum: bilmediğiniz bir kente vardığınızda dikkatinizi ne çeker?

Üç seçenek vereyim: beton yapılar, sokaklar/ yanan ampuller, insanlar…

Dışarıdan gelecek birinin sizin beton yapılarınıza/ onların yüksekliğine/ rengine/ genişliğine bakacaklarını sanmıyorum! Sizin sokaklarınızın genişliğine/ yanan ampullere/ kaldırım taşlarınıza da bakacaklarını/ ilgileneceklerini sanmıyorum! Sizin insanınızın gözlerini süzeceklerdir, iç dünyalarını çözmeye çalışacaklardır, kafalarında ne kurguladıklarını merak edeceklerdir, bu boyalı kentte duruşunu çözümleyecektir!

Başkan Kocaispir’e şunu soruyorum: sokaklarınızdaki insanlar mutlu mu, evine ekmek götürmekte zorlanan var mı, Yüreğirli hayal kurabiliyor mu?

Kapısına “destek paketi” bırakacak denli yoksullaşan kentlinizi daha sonra soracağım!

040622

 

En az 10 karakter gerekli


HIZLI YORUM YAP