0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin TBMM’deki haftalık olağan grup toplantısında gündeme ilişkin konuştu.

Konuşmasında “Ülkemizin hiçbir yerinde zillet ittifakının söylediği gibi bir Türkiye tablosu yoktur” sözlerine de yer verirken şunları söyledi:

“Türk siyasetinin çözüm bekleyen en önemli sorunlarından birisi bu tip siyaset ve siyasetçi akımının varlığıdır. Bugün ne yaşıyorsak izleri dündedir. Bugün neyle karşılaşıyorsak hedefleri yarındadır. Hedefi büyük olanın inancı da büyüktür.

Cumhuriyetimizin 100. yılına hazırlanıyoruz. 2023’te doğacak zafer şafağı istikametinde yürüyoruz. İnsanımızın yüreğine yağmur gibi yağıyor, umutlarını yeşertiyoruz. Kameralara yansıtılan sipariş görüntüler, kurmaca diyaloglar hiç kimseyi inandıramaz.

Ülkemizin hiçbir yerinde zillet ittifakının söylediği gibi bir durum yoktur.

Dönen dönsün biz dönmeyiz. Yolumuzda duran dursun biz durmayız. Cumhur İttifakı’nın gelecekteki Türkiye tasavvurunu paylaşacağız. Oynanan oyunların iç yüzünü anlatacağız. Cumhur İttifakı, Türkiye’nin her noktasında milletiyle oturup kalkıyor. MHP, vatanımızın her köşesinde insanımıza muhabbetle dokunuyor. Kameralara yansıtılan sipariş görüntüler, kurmaca diyaloglar hiç kimseyi inandıramaz.

MHP 18 Şubat 2022’den beri 493 ilçemizi ziyaret etmiştir. Çok şükür milletimizin tamamıyla kucaklaşmanın huzurunu yaşıyoruz. Cumhur İttifakı Türkiye’nin her yerinde milletiyle oturup kalkıyor. İnsanımıza muhabbetle dokunuyor.

Gittiğimiz her yerde gördüğümüz açık gerçek şudur, 2023 yılında Cumhur İttifakı açık ara sandıktan başarıyla çıkacaktır. Zillet ittifakının şapkadan çıkaracağı aday kim olursa olsun Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan, yüzde 50’yi fersah fersah aşan oy çokluğuyla yeniden seçilecektir.

Kasımda seçim olabilir diyen Kılıçdaroğlu kendini kandırıyor. Türkiye üzerinde hesabı olanlardan kim varsa, hepsi zillet ittifakının arkasında sıraya girmiştir. Ortak bir aday üzerinde anlaşamayan, birbirine çalım atmaktan özel haz alan, lobilerin eline geçen siyasi partilere Türkiye’mizin emanet edilmesi, istikbalimizin hiçe sayılmasıdır. 

Bizim elimizde bir çekiç olursa, ille de bir çizi çakmamız gerekecekse, bu çiviyi tahtaya değil, hainlerin kafalarının tam ortasına çakacağını herkesin bilmesi gerek.

Kurallara dayalı uluslararası düzenin meydan okumalara maruz kaldığını; siyasi, ekonomik ve güvenlik alanlarında çatlakların yeni kırılmalarla genişlediğine şahit oluyoruz. Ekonomik-politik sistemin insanlığın ihtiyaçlarını karşılamaktan uzaklaştığı görülmektedir. 

Ahlaki olmayan, insani değerlerle bağdaşmayan piyasa uygulamalarını köklü bir şekilde sorgulamaktan, ekonomik, güvenlik, eşitlik, özgürlük, adalet kapsamında revize etmedikten sonra varılacak yer yine krizdir. İnsanlığın yeni bir vizyona ihtiyacı vardır. Ekolojik limitler çerçevesinde kalarak, ekonomik istikrarı yakalamak geleceğin dünyasını daha mamur ve müreffeh hale taşıyacaktır.

ABD, Birleşik Krallık ve Almanya yüksek enflasyona karşı faiz silahına sarılmışlardır. Bir süre sonra tetik boşuna çekilecektir. Rusya-Ukrayna savaşı neticesinde rekor kıran gıda ve enerji fiyatları küresel enflasyonu zirveye çıkarmıştır. Fiyat artışlarından yakınmayan ülke kalmamıştır. 3. Dünya Savaşı riskinin bir kez daha telafuz edilmesi, stratejik bir açıklama mı yoksa potansiyel bir niyetin ifşası mıdır? Gıda krizinin geri planında bu ve buna benzer yüksek düzeyli tehditvari açıklamaların hiç mi payı yoktur?

Kapsamlı bir ruh sağlığı yasasına ihtiyaç olduğu açıktır. Mahkemeler cinayet davalarında süratle karar vermeli. Kadın cinayetleri, tecavüz suçlarında caydırıcı sonuçlar alabilmek için gerekiyorsa idam cezası bile tartışmaya açılmalıdır. Medyada kadınlara yönelik cinayetlerin tekrar gösterim ve ifşasına kesinlikle son verilmelidir. Son yıllarda yaygınlaşan, milli ve manevi değerlerimizi hedef alan dizi filmler toplumsal hayatımızı zehirlemektedir. Kadın erkek diyaloglarını yozlaştıran örnekler aile birliğimizi, toplum düzenimizi doğrudan çürütme riski taşımaktadır.”