Oruç ayında böylesine “kudurtmak”…

ABONE OL
13 Nisan 2022 11:02
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Oktay EROL

Ülkede “yoksulluğun” büyüdüğünü görmeyen/ bilmeyen kalmadı, ancak “kurtuluş” yolu olarak seçilen yöntemin daha da dayanılmaz duruma sürüklediği görülmüyor olmalı!

“Yoksulluk” nasıl çözülür, nasıl giderilir, nasıl doyurulur sorularına yanıt aramak yerine; her fırsatta yapılan “yardımdan/ destekten/ indirimden” söz ediliyor!

Bu büyük bir umarsızlık, büyük bir yanılgı…

Şu an içinde bulunduğumuz oruç ayında öyle olaylara tanık oluyoruz ki; yapılan eylemin ne için gerçekleştirildiği, nasıl bir amacı içerdiği belirsizliklerle dolu!

Yoksullukla/ açlıkla, uğraşın/ çabanın olduğu bir süreçte, şatafatlı yemek toplantılarını, eğlenceleri, sofraları yurttaşın gözüne sokarcasına sosyal medya üzerinden paylaşılmasını hoş görmek nasıl bir duygu?

AKP gençliğinin Kars’ta yaptığı “sahur eğlencesi” ne için yapılmıştı, kim medyada yer almasını istiyordu, kimlerle alay ediliyordu, kimleri dışladıklarını herkes bilsin istiyorlardı?

Partinin Gençlik Kolu Başkanı E. Kadir İnan, olayı savunurken “Bırakın sahuru, bırakın iftarı, o illere adımını daha atamayan o altılı partinin gençlik örgütleri çalışmazken AK Parti gençlik kolları çalışıyor diye kuduruyorlar, daha fazla kudurmaya devam edeceksiniz” sözlerine yer veriyor.

Oruç ayında böylesine “kudurtmak”…

***

Öyle kendini yırtarcasına “kudurtmaya” sürükleyenlerin, orucu gerekçe göstererek neden böyle bir tümce kullanabileceklerini sormak/ sorgulamak gerekmiyor mu?

Eğer kendinizden geçecekseniz, sizin gibi olmayanları ezmeye/ yok etmeye yönelecekseniz, yurttaşın yoksulluğunu/ açlığını yok sayacaksanız, bir de bunlar için “kudurtacaksanız” yeri/ zamanı mı?

Bana kalsa “böyle” olgulara hiç zaman olmamalı; ne ezmenin, ne yok etmenin, ne yoksulluğu/ açlığı yok saymanın, ne de özellikle “kudurtmanın” zamanı hiç olmamalı; ne de olsa aynı gemideyiz, ne de olsa batacaksak da/ çıkacaksak da birlikteyiz, ne de olsa insanız…

Öyle değil ama; çoktan ayrı durmaya, ayrı bakmaya, ayrı yemeye/ içmeye başlanmış bile değil mi; o gün bu gün olsa ne çıkar, yarın olsa ne?

***

Sosyal medya üzerinde paylaşılan bir başka konu da “erzak kolisi”…

Yerel yönetimler, kimi kuruluşlar/ kurumlar, sistemin oluşturduğu açlığı/ yoksulluğu şeker bayramı öncesinde sevindirebilmek için, oruç ayı içerisinde “erzak kolisi” oluşturdu.

Kolilerde, temel gereksinmelerden yağ, şeker, un, fasulye, pirinç, bulgur, çay, zeytin, makarna gibi ürünler yer alıyor; son birkaç ayda fiyat artışı nedeniyle eli yakan ürünler…

Şuan birçok ailenin bunların tamamını bir arada edinme olanağı yok!

Birine ya da ikisine ulaşabilir ancak; diğerleri gelecek aya…

Kurumların/ kuruluşların bunu düşünmelerinin güzelliği kadar, bu olguya yurttaşın neden gerek duyduğu/ neden almakta zorlandığı/ neden böyle bir desteği beklediği asıl üzerinde durulması gereken konu olmalı…

Ama öyle denilmiyor biliyor musunuz; “erzak kolilerini” oluşturanlar, geçen yıldan daha çok yurttaşa yardımcı olduklarını, gelecek yıllarda daha çok yurttaşa/ dar gelirliye ulaşacaklarını medyaya anlatıyorlar!

Şunu mu anlatmak istiyorlar?

“Bu sistemle, bu yönetimle yoksulluk/ açlık daha da büyürken, biz daha da gelişeceğiz/ kasalarımızı dolduracağız! Onun bir bölümüyle de gerek duyanlara yardım elimizi uzatacağız, desteğimizi daha çok kişiye yapacağız!”

Yoksulluk büyüdükçe “sevinen” bir sistem…

***

Çok gördüğüm, geçmişte çok tepki gösterdiğim son bir konu…

Bu “erzak paketleri” ya da diğer yardımlar belirlenen ailelerin kapılarına sessizce, kimseye duyurmadan, deklanşöre dokunmadan, medyaya servis edilmeden yapılamaz mı? Yapılırsa bir eksik mi söz konusu, yerine ulaşmıyor mu, birileri zorluyor mu?

Böyle bir şeyin olabileceğini, olabilme olasılığını düşünemiyorum…

Düşünsenize, belediyenin aracının önünde, bir görevli koliyi uzatmış, biri de uzanmış alırken fotoğrafı çekilip gazetelere servis ediliyor!

Çok istiyorsanız kamyonunuzu, deponuzun içindeki kolilerinizi çekseniz de, o yurttaşın görüntüsünü vermeseniz olmuyor mu, eksik mi olur yapılan destek, ille de medyada yer almasını isteyen biri mi var?

Geçmişte görüştüğüm bir yetkili “bize bazı iş insanları destek olacakları ürünleri bırakıyor, sonra da kimlere nasıl verdiniz diye soruyor, onun için de fotoğraf çekiliyor” demişti, gerekçelerini anlatırken…

Yoksulluğun büyüdüğü belli ki yadsınmıyor artık, ancak “çözüm” yöntemi konusunda çalışma da yapılmıyor anlaşılan…

Buna, yaşanan ayın ortasında nasıl bir örtü aranıyorsa artık…

12042022

En az 10 karakter gerekli


HIZLI YORUM YAP