“Muhalefet” bedelini halkla birlikte öder!

ABONE OL
12 Nisan 2022 13:04
1

BEĞENDİM

ABONE OL

Oktay EROL

Dünkü yazının son paragrafı şöyleydi:

“Muhalefetin” kendini yenilemesi, başka açıları zorlamasının öyle çok nedeni var ki; kuyruklar, zamlar, kapanan işyerleri, üreticilerin çığlıkları, işsizlik, belirsizlik dünden daha başka bugün, yarın da bugünden ayrı olacak! Yurttaşın “birbirinizi besliyorsunuz” demesine ne kaldı ki?

Bazı okurlardan tepkiler geldi! Neden “iktidarın” beceriksiz gidişinden dolayı “muhalefeti” sorguladığım dile getirildi, en çok da “muhalefetin/ iktidarı” nasıl beslediği üzerinde duruldu!

Tepkileri, eleştirileri seviyorum; düzeyini aşmadığı sürece, konuşulduğu surece…

Daha dün yazdıklarımdan uzak duracak, ya da onları yadsıyacak değilim; aynı kanımı sürdürüyorum!

Yapılan anketlerden çıkan sonuçlar, bunca yaşananlara karşın “belirsizliğini” koruyorsa/ “iktidara” yeni bir fırsat verme olasılığı varsa…

Nedenlerini oturup uzun uzun konuşun kapalı kapılar arkasında, ya da üç/ beş bildik isimle biraya geldiğiniz “mini” toplantılarda gürleyin avazınız çıktığınca; neler olacaksa!

***

Geçmiş cumhurbaşkanlığı seçiminde Ekmeleddin İhsanoğlu’na oy vermemiş; boş oy kullanmıştım!

Birçok tanıdık/ bildik olanlara da, daha öncesinden “tavrımı” belirtmiştim!

Nedeni öyle çoktu ki; İhsanoğlu’nunu siyasi kimliğini/ misyonunu mu dersiniz, Kılıçdaroğlu’nun “tıpış tıpış vereceksiniz” demesini mi dersiniz, dilenciye sözü var gibi “ekmek için Ekmeleddin” sloganını mı dersiniz, aday olduğu partinin ilkeleriyle “en küçük bağının” olmamasını mı dersiniz…

Şu an da olsa, hiç düşünmeden, aynı “tavrımı” ortaya korum!

CHP’nin yaptığı bu “yanlışın” orada kalmasını, yinelememesini, “ilkelerinden” ödün vermemesini, eşgüdümü ona göre oluşturmasını, bu yaşanmışlığı kendisi için tarihsel bir ders olarak anımsamasını beklerim…

Kimsenin, sandık başında “çantada keklik” olduğu yönündeki bakışını hoş görmem!

***

Aslında “hep” ekonomi konuşuluyor, yurttaşın açlığı üzerine inandırıcılığı olmayan sözler söyleniyor, “iktidar” hiçbir tepkiyi değerlendirmiyor, yandaşları sokaktan kopuk tavırlarını göğüslerini gererek her platformda anlatıyor…

“Muhalefet” ne yapıyor biliyor musunuz; ağzı olan konuşuyor, konuşurken de ne yapacaklarından sürekli uzaklaşıyorlar!

Biraz önce duydum…

“Millet ittifakı”, cumhurbaşkanı adaylığı için üç isim üzerinde duruyormuş… Eski Anayasa Mahkemesi başkan Haşim Kılıç Diyanet İşleri Eski Başkanı Ali Bardakoğlu, AYM Eski Başkanı Zühtü Arslan…

Kendi görev sürelerinde ne yaptılar da, hangi duruşu gösterdiler de, kimin yüzünü güldürdüler de bugün konuşuluyorlar; anlamakta zorlanıyorum!

Doğru mu, gerçek dışı mı, söylenti mi, gündemi bulandırmak için ileri sürülmüş isimler mi bunlar?

Yoksa Abdullah Gül’ü sevindirmek, onun “misyonunu” sürdürmek için konuşulan isimler mi?

Özellikle İhsanoğlu yanlışının ardından…

***

Altı genel başkanın, “uzlaşılabilir” buluşmalarını, bir araya gelmelerini, ülkenin geleceği adına böyle bir girişimin gerekliliğini önemsediğimi belirtmiştim.

Özellikle “ana muhalefet” olan bir partinin ilkelerinden ödün vererek değil ama…

Bugün için, öncelikle Kılıçdaroğlu’nun “ittifak” ortaklarına gösterdiği yakınlık/ anlayış diğer partilerde görülmüyor! “İktidara” karşı güç birliği denmesine karşın, koşulların içi açıldıkça rengi değişiyor!

İYİP’in bu güne gelişinin, diğerlerinin üçer/ beşer milletvekili çıkarmasının “nedeni” CHP iken!

Şunu söylemem gerek; yukarıda sayılan isimlerin “durumu”, üstelik gündeme geliş biçimi bana hoş gelmediği gibi, CHP yönetiminin “böyle bir olasılığı” benimseyeceği yönünde kanım güçlü…

Bunu geçmişte yaşadık, bu gün de aynı tavırlar içerisinde parti yönetiminde olduklarını biliyorum…

Siz, partinin konuşan isimlerinin “adayımız Kılıçdaroğlu” diye ses tellerini yırtmasına bakmayın, altılı toplantılarda “utangaç sosyal demokrat” tavrıyla Kılıçdaroğlu’nun verdiği ödünler unutulmamalı, sıkça Abdullah Gül konusunu bilerek kaşıdıklarını da düşünmemek anlamsız!

Düşündükleri, bekledikleri, öngördükleri gibi olmayacak ama…

***

Yurttaşın “birbirinizi besliyorsunuz” demesine ne kaldı ki, diye sormuştum dün!

Eğer, belirlenecek cumhurbaşkanı adayı, CHP içerisinden olmazsa, partinin ilkelerinden uzak isimler gündeme gelir/ konuşulur/ tartışılırsa, bu bile “birbirinizi besliyorsunuz” kanısını güçlendirir, söyleyen/ söylenen gönülden ıraklaşır!

Ben kendimden biliyorum, yakınlarından biliyorum, tanıdıklarından biliyorum; bu seçmen sandıktan kaçar, kaçmazsa bile “inadına” gider/ “iktidara” destek verir!

O zaman da ilkyaz çiçekleri nasıl açarsa artık; bedelini halkla birlikte ağır öder!

10042022

 

En az 10 karakter gerekli


HIZLI YORUM YAP