Yüreğiniz yetiyorsa haydi festivale…

ABONE OL
25 Mart 2022 12:37
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Oktay EROL

Dün Adana’da Portakal Çiçeği Festivali başladı. Sokaklarda festival yürüyüşü… Her ne denli portakallar tam olarak çiçek açmamış olsa da, festivalin şenlik havasında geçmesi gerekiyor.

Düşündüm de, Adana’da kaç sokak var? Yürüyüşün düzenlendiği sokağın bir alt ya da bir üst sokağında festivalden habersiz, haberi olsa da şenlik yapacak yerleri sıkışmaktan morarmış insanların acısı daha yaygın ama değil mi?

Festival ya, ya da şenlik havasında geçmesi bekleniyor ya;

Yılbaşından önce, çalışanlara ödensin diye belirlenen “asgari ücret”, üç ay geçmeden “erim erim” erimiş!

Ocak ayında aldığı yağı, aldığı şekeri, aldığı akaryakıtı, aldığı eti/ sütü/ makarnayı/ deterjanı birbuçuk iki ay sonra/ bugün daha çok ödeyerek alıyor!

Kılıçdaroğlu tepkisini “açlık sınırı altında asgari ücret olur mu” diye sordu!

Doğru söz, hakkını yadsımayalım!

***

Şenlik havasında yaşanacak festivale gitmek istiyorum ama…

Ama nasıl olacak ki?

O festivalden kimler geçecek öyle?

Eşiyle, çocuklarıyla, arkadaşlarıyla… Stantların önünden geçecekler, gördükleri bir şey canlarını çekecek, dokunmak isteyecek/ ellerini çekecekler, uzağından gitmeyi deneyecekler…

Bu ülkenin gençleri geçecek oradan, kadınları geçek, asgari ücretlisi geçecek, emeklisi geçecek, dar gelirlisi geçek; stantlara bakarak, stantlara dokunmadan, stantlardan uzaklaşarak…

Var mı başka bir seçenek?

Asgari ücreti eline al, emekli aylığının sözünü etme bile; zaten “açlık” denilen sınırın altındasın, temel gereksinmelere ulaşmakta zorlanıyorsun, pazar gereksinmelerinin birçoğunun yanından teğet geçiyorsun, market alışverişinde yanan yerlerin serinlemiyor bir türlü…

Öyle ya, şenlik havasında yaşanacak festivalin içindesin;

Dokunsan bir şeylere, ay boyunca o denli açlığını yaşayacaksın!

***

Bugün, AKP Genel Başkan Yardımcısı Mahir Ünal’ın bir açıklaması vardı,  “hazırlıklarımızı tamamlamamız 19 yıl sürdü, asıl şimdi başlıyoruz” diyordu.

Bu tümceyi, yirmi yıl öncesinden günümüze dek, “eski siyaseti” terk ederek, ülkeyi “uçurumun kıyısından alıp, süper güç” yaparak gelindiğini vurgularken dile getirmiş!

Gerçekten, buna inanan var mı?

Bu tümceler salt bir salon içerisinde, ya da “iktidarın” rant bölüşenlerinin olduğu ortamda değil, Hürriyet’ten Hülya Demir’in sorularını yanıtlarken söylüyor!

Gerçekten, yarın Portakal Çiçeği Festivali’ne gidecek istek bırakmadı bende şu sözler, desem!

“Ondokuz yıl süren” çabanın amacı; kuyruk muymuş, asgari ücret altında ezilen emekçi miymiş, işsizliği meslek edinen gençlik miymiş, ekmek/ akaryakıt/ et kuyrukları mıymış?

O günlerde ülke hangi çıkmazdaymış da, şu an kurtulmuş?

O günlerde ne eksiği varmış da, şu an tamamlamış?

O günlerde nasıl bir açlık yaşıyormuş da, şu an doymuş?

“Asıl şimdi” başlayacak şey ne? Bundan da mı ağır!

***

Temel gereksinmelere gelen zamlar nedeniyle, insanlar biraz daha yoksul, biraz daha mutsuz, biraz daha doyumsuz, biraz daha kaygılı…

İnsanların temel gereksinmelerine ulaşamaması durumunda, “bu” olguların tümü kanıtlanmış; mutsuz, doyumsuz, kaygılı…

Bilindiği gibi Et-Balık Kurumu ete, önceki gün yüzde kırksekiz zam yaptı; asgari ücretliyle, emekli aylığıyla geçinmeye çalışan ailelerle dalga geçilircesine…

Siz, bu yurdun insanlarının bir bölümüne yılbaşında yüzde elli zam yaptık, bir bölümünün aylıklarını de yüzde yirmibeş artırdık diye göbek attınız ya, “tarihte görülmemiş zam” diyerek de bu yurdun insanlarının aklıyla oynadınız ya…

Yüzde kırsekiz zam…

İlgili bakanlık yapılan zammın bir “düzenleme” olduğunu, ancak fiyatlara yansımayacağını, söylüyor!

Yüz liralık “et”, yüzkırksekiz lira oluyor; bunun neresi “düzenleme” anlatsın birileri; emekçiler aşkına…

İnsanların, evlerine alabildiği etin üçte birine daha el koydunuz; bunun neresi düzenleme, bunun neresi anlayış, bunun neresi insan olma?

Kaba etlerimden yolunmuş gibiyim…

***

Portakal Çiçeği Festivali’nin yarın ikinci günü…

Siz hiç şöyle bir şey duydunuz mu?

Sanki halkla dalga geçsin diye, nerede “dediğini bilmez” varsa bir araya toplanmış, halkla “dalga geçsin/ geçimiyle alay edilsin/ sıkıntısı görmezden gelinsin” diyebilecek olan varsa aynı alanın koltuklarında yerlerini almışlar…

Et ve Süt Kurumu Genel Müdürü Osman Uzun, yüzde kırksekiz zam sonrasında “çok uzun kuyruklar oluşuyordu, bu nedenle biz fiyatı artırdık” demiş!

Artık sözü uzatmayacağım; yüreğiniz yetiyorsa haydi festivale…

24032022

En az 10 karakter gerekli


HIZLI YORUM YAP