Kendi ordusuna düşman

ABONE OL
21 Mart 2022 11:57
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Rifat SERDAROĞLU

Kendi Ordusuna Düşman Olan, Düşman Ordusunun Askeri Olur!”

Kendi ordusuna düşman olanlar genelde, “Siyasi Ümmetçiler” içinden çıkar.
Yakın tarihimizde bu hainlerden bolca gördük!

Asteğmen Kubilay’ın kafasını, kör bağ bıçağıyla kesen Derviş Memed.
Manisa Valisi Hüsnü Bey, Yunan Ordusunu karşıladı. 3 yıl Yunanla birlikte Manisalılara zulmetti. Yunan Ordusu ile beraber kaçtı ve Hüsnüyadis adını aldı!

İngiliz casusu, İngiliz uçaklarından Kurtuluş Savaşımız aleyhine bildiri attıran hain İskilipli Atıf. “Atatürk’ün katli vaciptir” diye fetva veren vatan haini Şeyhülislam Mustafa Sabri.

Bu hainlerin çocukları, torunları Türkiye’de Milletvekili-Bakan-Başbakan Yardımcısı oldular ve tıynetlerinin gereğini yaparak, ihanete devam ettiler.
Kimi Başbakanlıkta “Şeyh Said’in” torununu törenle ağırladı, kimi parti kurdu ve kin kusmaya devam etti. Kendi Genel Başkan Yardımcısı “Askeri Casusluk” iddiasıyla tutuklanınca “Kendisine sonuna kadar destek veririm. Çünkü masumiyet karinesi var” diyen Genel Başkan, kumpas nedeniyle suçsuz oldukları halde zindana atılan fakat yıllar sonra BERAAT eden Komutanlara hala utanmadan hakarete devam etti.

Bunlar hastalıklı kafalardır!
Bunlara göre; Sümüklü, Ağlak, CIA elemanı bir İmam müsveddesinin Türkiye hakkında konuşmaya, fikir beyan etmeye, çete kurmaya hakkı vardır.
Amma, kurmay eğitimi almış, iki lisan bilen, milletinin haklarını uluslararası platformlarda savunmuş bir generalin konuşması kabul edilemez! Niçin?
General, emekli bile olsa konuşursa ve doğruları söylese, o zaman “Askeri Vesayet” olur!

Türkiye Cumhuriyeti Anayasası 136’ncı maddesi emrince, Diyanet “Laiklik İlkesi doğrultusunda, bütün siyasi görüş ve düşüncelerin dışında kalarak ve milletçe dayanışma ve bütünleşmeyi amaç edinerek” görev yapmalıdır.
Maaşını Türk Milletinden alan Diyanet İşleri Başkanı, “İslam Anayasası-Resmi dili Arapça-Başkenti İstanbul” olan şeriat hükümlerine uygun bir Anayasa çalışmasına destek vererek, Anayasa ihlal suçu işleyecek ve bu ülkenin Cumhuriyet Savcıları “KORKULARINDAN” görmezden gelecek!

Bu terbiyesiz ve saygısız kişi, başında bulunduğu Diyaneti kuran ve bizlere bir vatan armağan eden Kurucu Önderimiz Atatürk’ün Aziz ruhu için bir Fatiha’yı çok görecek, hem de 18 Mart günü!
Atatürk’ün bu kişinin ağzından çıkacak bir duaya elbette ihtiyacı yoktur.
Türk Milleti zaten her gün milyonlarca kez Atasının ruhuna Fatiha okuyor, şükranlarını gönderiyor.
Diyanet kurumunun başında bulunan süslü kişi, o makamda olduğu sürece
ya Atatürk’e hürmet edecek ya da istifa edip gidecek…

Balta, ağaca her vurduğunda, ağaç ağlarmış!
Yandaki ağaç sormuş; Niye ağlarsın? Nasılsa hepimizi kesmeyecekler mi?
Ağaç yanıt vermiş; Beni kesenin sapı benden de, ondan ağlarım!

Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, Atatürk’e hakaret eden yobazı ziyaret edince, yazdığım yazıda “Atatürk’ün giydiği üniformayı giyip, ona küfreden adamın yanına gidemezsin. Üstündeki üniformayı Belediye Zabıtası üniforması mı sandın” demiştim. Bana dava açtı ve Yüce Türk Adaleti beni 11 ay 20 gün hapse mahkum etti!

104 Emekli Amiral, kamuoyunun dikkatini çekmek için yazılı bir duyuru yaptılar ve Montrö Antlaşmasının önemine vurgu yaptılar. Bademler çıldırdı!
Hemen “Devletin güvenliğine veya Anayasal düzene karşı suç işlemek için anlaşmak” yalanına başvurup, dava açtılar. Günlerce Savcılık kapılarında beklettiler.
Emekli Amirallerin bugün Ankara Ağır Ceza Mahkemesinde duruşmaları var.
İlginç olan, Milli Savunma Bakanı da emrinde çalıştığı emekli komutanlarından şikayetçi olup, cezalandırılmalarını istemiş, hem de en ağırından!
Balta ve Ağaç hikayesinde olduğu gibi!
Herkes kendine yakışanı yapar! Çakma Asena Akşener de, emekli Amiraller için “ZEVZEK” demişti. O da FETÖ ordusunun askeri mi oldu?

Böyle olaylar Türk Tarihinde çokça olur ama sonunda Milli Vicdan galip gelir ve Türk Milleti çözer ve belayı defederdi! Üzüldüğüm, 20 yılda bu özelliğimizi yavaş yavaş kaybetmekte olduğumuzadır.
Yoksa bugün tüm Ankaralıların o mahkeme önünde olup kahramanlarını, cübbeleri fermuarlı iktidar elemanlarının elinden alırdı…

Aziz Türk Milleti;
Kim susarsa sussun, kimin vicdanı kararırsa kararsın, DOĞRU Parti haykırmaya devam edecek!
Türk Milletine, Türk Ordusuna kimler kumpas kurduysa, kimler görevlerini yapmayıp, tuzaklara engel olmadıysa, makamları ne olursa olsun, Bağımsız Türk Yargısı önünde hesap vereceklerdir. Bu söz DOĞRU Partinin sözüdür…

Not; FETÖ’cu Yargıçların taraflı kararlarıyla şu an cezaevinde tutulan, yaşları
75-90 olan Komutanlarımızın sağlık durumları çok ciddi risk arz ediyor.
Konuyu önemi ve hassasiyeti nedeniyle Cumhurbaşkanının ve kamuoyunun dikkatine sunmak istedim. Bu işkencenin hesabını veremezsiniz.
Yetmez mi bu kadar işkence?

21 Mart 2022

 

En az 10 karakter gerekli


HIZLI YORUM YAP