0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

Rifat SERDAROĞLU

Türkiye Cumhuriyeti Devleti, “Devlet Adamı” açısından çok şanslı bir devlettir.
Tarihe iz bırakmış, devletinin ve milletinin başarısı, iyiliği için çalışmış çok sayıda “Siyasi Lider” sahibidir. Ne yazık ki, hemen hepsi ahrete intikal etti.
Hepsine rahmet diliyoruz, dünya durdukça Türk Milleti onlar için dualarını esirgemeyecektir.

Dünya siyasi tarihinde “Lider-Önder” tanımı, devlet kurmuş, milletine önder kişiler için kullanılır. Lider-Önder, en üst düzeyde kabul edilen bir sıfattır.
Bunun bir altı “Devlet Adamı” dır ki bu tanım da çok önemlidir.
Bu düzeyin en alt seviyesinde ise “Genel Başkan” tanımı kullanılmaktadır.

Bunları, taşları yerli yerine oturtmak için yazdım.
Ülkemizdeki en büyük sıkıntı, isteyen her gazetecinin veya siyasetçinin bu tanımları, hiç hak etmeyen kişiler için kullanmasıdır.

Türk Milletinin, Cumhuriyet döneminde İKİ ÖNDER LİDERİ vardır;
Gazi Mustafa Kemal Atatürk, Türkiye Cumhuriyeti Devletini yani Anavatanı kurmuştur. İkincisi Rauf Denktaş, Kıbrıs Türk Devletini kurmuştur.

Bu iki liderimize, önderimize kim hakaret ediyorsa bilin ki bu sapkınlar Türk Milletinin dostu değildir. Kim ki Atatürk’e hakaret edenlere kucak ediyorsa, onu alkışlıyorsa iyi bilin ki onlar sizin dostunuz değil, düşmanınızdır.
Kim ki Rauf Denktaş’ı, Türkiye’den kovaladı ise, kim ki onun bağımsızlık mücadelesine karşı çıktıysa bilin ki o Rum’un dostudur, Türk Milletinin değil!

Gelelim Genel Başkanlara;
Üst üste girdiği on beş seçimi yenilgi ile kapatan birine Genel Başkan denemez. Her onur sahibi insan gibi onun yapması gereken, istifa edip hatalarıyla hesaplaşabileceği emekliliği “Mandıra Filozofu” ile birlikte yaşamasıdır.

Kişisel siyasi çıkarlarını en öne koyan ve cemaat-tarikat adlı organizasyonların parasal desteğiyle siyaset yapanların gönül kapıları Türk Milletine kapalı ama Pensilvanya ’nın çıkarına uygundur!

Sivas’ta 35 aydınımızı diri-diri yakanlara kimler kol-kanat gerdiyse, kim o canilere avukatlık yaptıysa bilin ki onlar Türk Milletinin değil, ülkemiz düşmanlarının elemanıdır.

Bir parti Genel Başkanı, Türkiye’deki sandık sayısı kadar oy alamıyor ve hala utanmadan o koltukta oturuyorsa, bilin ki o, genel başkan değil, bir zavallıdır…

Aziz Türk Milleti;
Partisini seçime sokmayan, Genel Başkan olduğu halde başka partinin listesinden milletvekili seçilenler mi ülkemizin kaderine yön verecek?

Herkesin şunu çok iyi anlaması gerekir!
DOĞRU Parti olarak biz altı partinin biraraya gelmesine karşı değiliz. Tabii ki gelsinler, isterlerse aynı genel merkez binasında otursunlar hatta beraberce uyusunlar. İtirazımız, biraraya gelmelerinde değil, ülkemizin bugünkü duruma düşürülmesinde doğrudan katkısı olanlarla, göz yumarak susarak
İhvancı-Soyguncu çeteye yol verenlerin tekrar bir araya gelmeleridir.

Son yirmi yılda başta hukuk devleti-ordumuz-yargımız-demokratik kurumlarımız-Cumhuriyet değerlerimiz teker, teker baltayla koparılırken, susan, Erdoğan’a emir erliği yapan Davutoğlu-Babacan ikilisi mi, yıktıklarını yerine koyacaklar? Yıkarken akılları başlarında değil miydi? İlkokul öğrencisi mi idiler, yoksa bilerek, isteyerek gönüllü kölelik mi yaptılar?

Binde birlik, dolgu maddesi olan, partilerinden aday olamayanları geçelim.
CHP ve İYİ Parti, AKP’nin tek kötülüğünü engellediklerini Türk Milletine gösterebilirler mi?
Ne oldu da şimdi yüreklendiler? Hem de öylesine yüreklendiler ki, İKİZ Yasaları ve Avrupa Yerel Yönetimler Anlaşmasındaki, tarafımızdan konan “İTİRAZLARI” kaldırmayı düşünecek ve bunu ifade edecek kadar yüreklendiler…

Bizler DOĞRU Parti olarak, her zaman olduğu gibi “Erken Uyarı” görevimizi yapıyoruz. Bu gidiş, altılı Ganyan Partilerini ve ülkemizi İKİNCİ FETÖ felaketine götürür!

İstikametleri yanlıştır. DOĞRUSU, istikametin Türk Milleti olmasıdır.
Atın sırtınızdan Laik Cumhuriyet düşmanlarını, tarikat-cemaat artıkları Atatürk düşmanlarını, gelin birlikte Türk Milletine DOĞRULARI anlatalım. Türk Milletinin düşmanlarını sandığa gömelim!

Atatürk, Türk Milletine güvendi, emperyalist devletlerin ordularını yendi?
Sizler, Türk Milletine güvenmiyorsunuz da, başımızı belaya sokanlara mı güveniyorsunuz?

15 Şubat 2022