Destek sayısı sevindirir mi/ düşündürür mü?

Destek sayısı sevindirir mi/ düşündürür mü?

ABONE OL
23 Şubat 2022 10:59
Destek sayısı sevindirir mi/ düşündürür mü?
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Oktay EROL

İnsanların kafalarını karıştırmaya, yurttaşın içinde bulunduğu durumu gizlemek için her tür oyunu oynamaya, aklıkla/ yoksunlukla bu denli alay etmeyi bıraksanız artık!

Çevrenize bakmak, olanları görmek, yaşananları “görmeyen gözlerinizle/ duymayan kulaklarınızla/ sevmeyen yüreğinizle” bile olsa da, içinde bulunduğunuz “hırsın/ duyarsızlığın” bilincinde olsanız…

Olmaz mı, beceremez misiniz?

Tutup insanlara “akaryakıtın/ doğalgazın/ elektriğin şu kadarını biz veriyor” derken, “neden” verdiklerinizi “nereden” aldığınızı söylemiyorsunuz?

“Ali babanın çiftliğinden” alınmış gibi…

Yıllardır, kısa süreli koyulan “vergileri” kalıcılık sağladınız, elektriği/ doğalgazı/ akaryakıtı/ otomobili/ elektronik tüm eşyaları aklınıza geldiği gibi vergilendirdiniz, orada birikenleri de “günü” olduğu için kullandınız; hepsi bu kadar!

“Biz verdik” olayı, başka bir gerçeği ortaya koyuyor aslında…

Siz bu yurttaşı yoksullaştırdınız, ülkenin envanterinde olan ürünleri almasını zorlaştırdınız, birçoğunu da alamaz/ edinemez duruma getirdiniz!

“Geçtiğimiz yıldan şu kadar çok yurttaşımıza yardım ettik, destek olduk” diyorsunuz ya; aslında bir o kadar yurttaşın alım gücünü bozdunuz, yardım/ destek gereksinir duruma sürüklediniz!

“Görmeyen gözün/ duymayan kulağın/ sevmeyen yüreğin” bileceği bir oldu değil ama, sabah gördüğümden söz edeyim…

Sabahın sekizbuçuğu, belediye ekmek büfesinin önündeki kuyruk yarım saat sonra gelecek ekmek için beklemekte…

Şubat ayının son çeyreği, hava kapalı, her an yağmur yağacak gibi, bir yandan da çiseliyor…

Nisan yağmurunun altında geçen romantik bir havadan söz etmiyorum; şubat yağmuru, romantizmden çok hastalık barındırır, grip yayıcıdır, üşüyebilme sürecidir…

Burada kimse boş yere beklemez, denildiği gibi birilerine poz vermek için durulmaz, bazı soytarıların ileri sürdüğü gibi “iktidara” söz söyletmek için de olmaz!

Ne için olur biliyor musunuz? Geçinmesi için aldığı maaş gereksinmelerine yetmiyorsa, evi lamba yanmadığı için loşalmışsa, tenceresinde kaynatacak besin ürünü kalmamışsa, kış aylarını üşüyerek geçirmek zorunda kalmışsa, çocuğuna şeker alamamışsa;

Bu kuyruklar daha erken saatlerden başlayarak uzayacak, sayılar biraz daha artacak, biraz daha destek/ yardım gereksinen büyüyecek…

Bu sizi sevindirecek mi?

 

ÇEVREYİ KİM KİRLETTİ?

Bu iktidarın çevre konusuna ne denli duyarsız, ne denli yanlışlara tepeden balan, ne denli doğayı katletme sürecinde “başarılar” sağladığı belleklerde…

Bu yurdun yenilenebilir enerji kaynaklarından rüzgar/ güneş gibi çok önemli iki etmek dururken, çevreye verilecek en büyük zararın verilmesinde “iktidarın” öncülük yaptığını biliyoruz!

Bir başka ülkenin, “bizim” gibi güneşi/ rüzgarı olsa, “enerji” konusunda kimseye gereksinimi olmayacağı gibi, bir çok ülkeye de “enerjisinden” satar; ekonomisine katkı sağlar!

İşin şakası yok, “komşularımız” gaz satıyor!

Salt “enerji” yönünden değil; sanayi için, Kanadalı işbirlikçilere altın aramaları için, Suudilere “kanal” kıyılarını satmak için kavgalar sürüyor her gün…

Günlerce insanları Kaz dağlarına sürükleyen, çevrecilerin oraya konuşlanmasına neden olan altın madeni arama sürecinde yaşananlar, “yıkıma” hükümetin verdiği destek, kolluk güçleriyle karşı koymak…

Bunlar unutulmadı da en son Çevre, Şehircilik / İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum’un sözleri bana oldukça ilginç geldi, şöyle söylüyordu:

“İnsanlık olarak son dönemdeyiz. Gidişatı değiştirebileceğimiz son on yılımız var, bu fırsatı değerlendirebilecek son nesil de biziz. Peki, ağaçlarımızın, denizlerimizin, akarsularımızın yok oluşun kim durduracak? Bu büyük kriz hangi yeni felaketleri getirecek? Dünyanın geleceğin kim kurtaracak? Hepsinin cevabı çok açık, net. Kim kirlettiyse o! Yani hepimiz, yani tüm insanlık…”

Bu konuya yine gireceğim!

Ancak şuna katılıyorum; çevreyi kim kirlettiyse o temizleyecek!

220222

En az 10 karakter gerekli


HIZLI YORUM YAP