0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

Biz, 2007 yılında doğruları yazmaya, konuşmaya başladığımız zaman, insanlar bize korkudan selam vermekten çekiniyordu.
Bazı dostlar; “Serdaroğlu, sen de kimseyi beğenmiyorsun. Bırak işte, bak istikrar var para kazanıyoruz” türünde dokundurmalarda bulunuyordu!

Türkiye’yi kongrelerimiz nedeniyle dolaşıyoruz. AKP’nin bilerek yarattığı korku perdesi yırtılmaya başlamış, artık insanlar alçak sesle de olsa konuşuyor!

İki gündür, Kurtuluş Savaşımızın kahraman şehirlerinden Gaziantep şehrindeyiz.
Gazeteciler Odası, Ticaret Odası, Sanayi Odası, Kanal 5 Televizyonu, Gaziantep Barosu yetkilileriyle çok yararlı görüşmeler yaptık! DOĞRU Parti İl Kongresi nedeniyle yüzlerce siyaset arkadaşlarımızla kucaklaştık, dertleştik.

Gaziantep Şehri, benim her zaman imrendiğim illerimizden biridir.
Aldığından fazlasını ülkesine veren şehirlerimizdendir. Sanayi yatırımlarında dört yüz bin civarında insanımıza iş verir.
Gazianteplilerin AKP’ye çuvalla oy vermesine rağmen, AKP Gaziantep’i ekonomik sıkıntıya sokmuş, bununla da yetinmeyip yaklaşık 1 Milyon Suriyeliyi de, Gazianteplilerin sırtına yüklemiş!

Gazianteplinin ağzından ateş çıkıyor. “Biz üretiyoruz, ihracat yapıyoruz, döviz getiriyoruz, ekonomiden anlamayan yöneticiler har vurup harman savuruyor. Biz bunlardan usandık” diyorlar.

Akşam arkadaşlarımdan “yorgunum” gerekçesiyle izin aldım.
Kimseye görünmeden, dolaştım, dükkanlara girdim ve konuşabildiğim kadarıyla, insanlarla konuştum!

Gaziantepli, AKP’yi defterden silmiş! “Daha da oy vermeyeceğiz” diye yüksek sesle söylüyorlar.
Muhalefete ve Millet İttifakına nasıl baktıklarını sordum.
Biri aynen şöyle dedi; “Ağam, bunlar yüzme bilmeden denize giren dört kişi gibiler. Birbirlerini kurtarırken boğar bunlar! Bunlar mı bizi kurtaracak?
Yahu ülke yanıyor, insanlar aç, daha demin televizyonda gördüm, CHP-İP kreş açıyorlar! Hey yavrum hey…”

Başka yerde, aynı muhabbet!
Bir küçük esnaf şunu söyledi; “Bak kardeşim, biz AKP’ye namuslu adamlardır diye oy verdik! Ama anladık ki, bunların ilahı İblis imiş. Soydular bizi.
Bizi sağmal inek gibi sağdılar.
Bir de çıkmış, bizi tehdit ediyor! Sen kimsin ki, kendi milletini tehdit ediyorsun? Utanma kalmamış bunlarda kardeşim!

Otele doğru yürürken “Nesimi Usta’nın bir türküsü, insanın taa ciğerine işliyordu!
“İblisin talim ettiği yola minnet eylemem,
Rızkımı veren Hüda’dır, kula minnet eylemem…”

Yazıyı bağlarken Erdoğan’a seslenelim;
Eyy Erdoğan! Gel sen de benim gibi yap. Çık o saraydan, sen delikanlı adamsın ya, korumasız tek başına yürü, özgürlüğün tadına var. Saray’da mı doğdun be arkadaş? Ne çabuk unuttun, buharda ısıttığın simitleri satıp, nafakanı çıkardığın o güzel günleri? İnsanların içine bir kez gir de, sonra saraya girebilirsen gir!

Otele yaklaştığım an, bir türkü mırıldandığımı fark ettim;
“Gitti gidiyor döner mi bilmem, dolar acısı diner mi bilmem…”

08 Ocak 2022