’Benim kim olduğumu bilmiyor musun?’’

’Benim kim olduğumu bilmiyor musun?’’

ABONE OL
24 Ağustos 2021 12:50
’Benim kim olduğumu bilmiyor musun?’’
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Kulak zarını uğuldatan ses, hiç de beklenmedik, bilinmedik, umulmadık türden değildi!

Kaç kez, ‘’kimlerden’’ duymadık, kendilerini ‘’herkesten’’ ayrıcalıklı gösteren gür seslerine ne zaman tanık olmadık ki?

Kimi zaman trafikte polise karşı,

Kimi zaman kalabalıkta yurttaşa karşı,

Kimi zaman umulmadık yerde/ umulmadık olaylar içerisinde/ umulmadık sözlerini duyduk!

O ‘’ses’’ duyulunca ürperecek miydik,

O ‘’ses’’ söylendiğinde iki ya da daha çok düşünecek miydik,

O ‘’ses’’ karşımıza çıktığında kaçınacak mıydık; ne?

***

Trafik polisleri denetimdeler…

Müdürlükten bildirilen bazı ‘’araç plakalarının’’ izini sürdürüyorlar!

Otoban yolda kimi zaman uzun kuyruklar oluşuyor…

Yurttaşlar, olanları ‘’alışılmış’’ biçimde izlerken, arada-bir söylenenler de olsa, beklemeyi sürdürüyorlar!

Adana’da, Mersin’de yaz aylarından araçla yolculuk yapmaktan çok, aracın bekletilmesi havada gerginlik oluşturur…

Ama hepsi, sıra gelinceye dek…

Sırası gelen evraklarını sunar/ eksik olan işlemler için ceza yazılmasına seslerini çıkarmaz/ yanlışlarında susarlar!

Bir de bazı ‘’seçilmişlerimiz’’ vardır!

Sırası gelinceye değin bekleyen yurttaşa inat; ülkemizdeki ‘’ seçim sistemin’’ dayatarak belirlettiği, siyasi partilerin genel merkezlerinin onayıyla listelerde yer verilen ‘’isimler’’, adına ‘’ulusal istenç= milli irade’’ dedikleri güçle karşımıza çıktıklarında…

Yollarımız değişiyor, oturacak yerlerimize ağrılar saplanıyor, avuç içlerinden azgın terler boşanıyor, tutunacak yanlarımızı boşanıyor; daha neler neler…

***

AKP Mersin Milletvekili Zeynep Gül yılmaz, şoförünün sürdüğü aracı durduran polise, arka koltuktan ‘’içinden geleni’’ söylüyor!

‘’Şerefsiz’’ diyor, ‘’beni tanımıyor musun’’ diyor, ‘’daha çok şey’’ söylüyor!

Şaşırdım mı; hayır!

Bu tanık olduğumuz ‘’ne ilk/ ne de son’’ olacak!

Bunun olgu yalnız ‘’iktidar’’ milletvekillerine özgü bir davranış olarak düşünürsek de yanılırız; ‘’muhalefet’’ milletvekillerinden de gördük!

Ancak ‘’ayrı’’ tutulacak bir ‘’önemli’’ sonucu var!

‘’Muhalefet’’ milletvekilleri sırada, kuyrukta, trafikte ‘’beni tanımıyor musun’’ demeleriyle kalır, biraz söylenirler/ anlaşılmaz homurtular çıkarırlar/ uzaklaşırlar!

‘’İktidar’’ milletvekilleri öyle değil; yaptırımcıdırlar/ karşılığını verecek güçleri vardır/ ‘’sen beni nasıl tanımazsın’’ karşılığı olarak cezalandırırlar!

Yılmaz’ın aracını durduran, Yılmaz’ı ‘’tanımayan’’ trafik polisinin görevden uzaklaştırıldığı belirtildi!

Atladığımız çağımız, gösterdiğimiz büyümemiz, sağladığımız adaletimiz, var olan hukuk anlayışımız, kısaca ‘’kalın çizgilerle’’ oluşturduğumuz demokrasimiz bu!

***

O ‘’ soruyu’’ bana sorarsanız eğer…

Sonuç ortada…

Adana milletvekillerinden ‘’bir kaçının’’ yüzünü tanıyorum…

Belediye başkanlarından da öyle; Adana yerel yönetimlerinin bazılarının yüzlerini biliyorum!

Tamamını bilmek, tanımak zorunda olduğumu da sanmıyorum!

Yalnız ‘’seçilmişler’’ mi; hayır!

Kendilerini ‘’herkesin’’ tanıdığını ya da tanıması gerektiğini sananlar var ya…

Yazın bile ‘’siyah takım’’ elbise giymekten geri kalmayan, her yere tozu alınmış araçla giden, ayakkabıları parlatılmış, salon toplantılarında konuşan, akşam çağrılı oldukları yemeklerde boy gösteren, buna karşın ‘’yurttaşın’’ tanıması beklenen/ istenen…

Tanımayı ‘’zorunlu’’ saymıyorum kendimi!

Asıl ‘’onların’’; yurttaşı/ gereksinmelerini/ kim olduklarını/ nasıl yaşadıklarını/ neye uymaları gerektiklerini/ neyi dinlediklerini ‘’bilmeleri’’ gerektiğine inanıyorum!

***

‘’Benim kim olduğumu biliyor musun?’’

‘’Hayır, bilmiyorum!’’

‘’Benim kim olduğumu nasıl bilmezsin?’’

Bu soruya, yıllar önce, bir tanıtım reklamından duyduğum yanıtı vermek ‘’en’ doğrusu olur kanımca:

‘’Peki, sen benim kim olduğumu biliyor musun?’’

 

230821

En az 10 karakter gerekli


HIZLI YORUM YAP