Sayın Çiçek;
Demokrasi treni, hedefe yol alırken, Yolcularından çoğunu döke döke yaklaştı, amacı malum istasyona…
Siz dökülenlerden olmadınız. Hep muteber, vazgeçilmez ve saygınlardandınız, hep kayrıldınız.
‘Laiklik karşıtı eylemlerin odağı olmaK’tan karşı kaynaklı badireyi 6’ya 5 lehte kıl payı atlatmada büyüktü payınız.
Büyük hizmete vefa beklemek hakkınız!
Aktif siyasetten çekilince bunca vazgeçilmezliğinizle boşta kalamazdınız, kalmadınız.
Neyin danışılacağı toplumun malumu olmasa da, yüceden bir makam oluşturulup adı “Yüksek İstişare Kurulu” oldu… Muteberler çağrıldı. Siz de yerinizi aldınız. Tarihler öyle yazar; Tek adamlar danışmayı zul sayar. Sizlere iş düşeceğini sanmayız.
Yükseklerde(!) neler danışılır bilmeyiz. Bari siz bileydiniz. Bilerek görev alaydınız.
Hikmet çetin, biliyor olmalıydı ki, o ta baştan “olmaz”ını verdi, Hüsamettin Cindoruk’a ise zaten, ta baştan davet bile gitmedi.
Özgül Ağırlıklı Arınç da muteberlerdendi. “Demirtaş’ın “Devran” kitabını okudum- siz de okuyun” dedi, “Demirtaş ve Kavala niye hala içerde…” dedi. Arada bir yırtıktan baş uzatır yapardı bunu. Bu tepkiye Reis kızdı, Bahçeli bozuldu. “Onlar Terörist- bunlar nasıl övgüler” dendi… Arınç’ta itibar zedelendi. Atı da tımarı da bırakıp gitti. Çiçek olanlara aldırmadı devam etti…
Bu kadar da değil hepsi…
Bu minval üzre mus-mutlu dönüp dururken devran, hatta Reis, “daha bunlar iyi günleriniz” diyerek muhalefete gözdağı verip salvolar çekip dururken; ne oldu, nasıl oldu; neden oldu bilinmez, Sayın Çiçek “İnsan değişir – değişmem diyen de değişir” dediğini mi hatırladı ne; değişiverdi…
Her türden onca demokrasi dışı oluşumları unutup demokrasiye dair havari kesliverdi birden.,
*
Aha şimdi geldi soru: 7 dönem milletvekilliği, onca bakanlık, Meclis Başkanlığı, sonrası mı anladınız demokrasi treninin son istasyona ulaştığını? Sinyalleri yeni mi aldımız?…
Sormazlar mı adama; “Niye bu kadar geç kaldınız!?”
Üstelik bu garabet sistemde ‘Sus Payı’ apaçık belli, YİK payesi üzerinizdeyken? …
Sahi; ülkemizin içine düştüğü bunca olumsuzluklardan hangisi YİK’e danışıldı, tartışıldı da daha da kötüye gitmesi önlendi… Bir tek örnek… Bir tek!
Kimya üzerine değil sorumuz… Havuz problemi de değil. Hukukçusunuz Sayın Çiçek… Hukuk üzerine sorumuz…
Bir ülkede hukuka güven %20’lere inmişse, önce bunu dile getiriniz. Neye yaramakta Buca yılların bakanlıkları vekillikleri, Yüce Meclis Reis’likleri bunlara dair geçmişte tek sözünüz olmadıysa ve geleceğe dair tek sözünüz olmayacaksa?
Hukukçuluğunuzu değil sözümüz… Hukuk adamı olarak üstlendiğiniz görevler üzerinden demokrasi havarisi olarak geç kalmışlığınızın hukukunu sorguluyoruz… Ve çıkışlarınızı da samimi bulmuyoruz… …
Samimi olun ve söyleyin;
– Suç örgütü lideri sussaydı, siz konuşup yine demokrasi havarisi kesilecek miydiniz? Siz onun susması için önlem istiyorsunuz, çürümüşlüğün çözümüne çare değil.
Sizce de malum ki, dün-bugün başlamış değil ki çürümüşlük; Taaa öncelere uzanmakta izleri. Bir iz sürün de görün, kimlerin dönemlerine uzanmakta onlarca lekeli izler?
İnsan düşünmeden edemiyor; demokrasi ve hukuk adına görünümlü bu çıkışlar da “dememiş miydim” demek için “ön almak” adına yapılıyor olmasın! (Tam da bu noktadan gecikmeden devam edecek 5’in 4. bölümü çok gecikmeden.) Söz verdik yormayalım okuyucuyu.
18 Haz. 2021
YAZARLAR
5 saat önceYAZARLAR
5 saat önceYEREL HABER
2 gün önceYAZARLAR
2 gün önceYAZARLAR
2 gün önceYAZARLAR
2 gün önceYEREL HABER
2 gün önce