0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

AKP adlı “Laiklik karşıtı eylemlerin odağı” olmuş bir partinin, ülkeyi yönetme şeklinden iki küçük örnek vermek istiyorum. Örnekleri değerlendirince, neden AKP İktidarından derhal kurtulmamız gerektiği daha net anlaşılacaktır.

Ayasofyai Kebir Camii Şerif’inin ilk Başimamı Prof. Dr. Mehmet Boynukalın!

Yeğeni AKP’nin Londra Temsilcisi (!) olan bu kişi, devletten maaş alır.

Kendisi gibi düşünmeyenlere hakaret etmekten çekinmez. “Senin bize hakaret etmeye hakkın yok. Vergilerimizle maaş alıyorsun” diyen vatandaşlara yanıtı şöyle oldu; “Haram ettiğiniz vergilerinizden bana düşen hisseden hepinize kaliteli pamuk aldım!”

Bu pespayeliği, yeni devlet memuru olmuş bir genç imama söyletemezsiniz. Çünkü görevi insanlara din hizmetlerini vermek ve İslam’a davet etmek olan biri bunları söyleyemez, utanır.

Ayasofya, sıradan bir ibadethane değildir. Çeşitli dinlere inanan insanların, insanlığın ortak değeridir. Buranın Başimamı olacak kişi, her şeyden evvel, terbiyeli saygılı olmalıdır.

Hadi bu kişiyi, terbiyesizin densizin biri olarak kabul edelim.

Ya bu kişiyi oraya atayanlara ne demeli? Bu mu sizin kalite anlayışınız? Devletten maaş alan bir densizin, Türk Milletine hakaret etmesine ve hala devlet memuru olarak tutulmasına nasıl izin verirsiniz?

Değerli Okurlar;

Bademler, gerçekte en büyük kötülüğü İslam Dinine yaptılar. İnsanları, özellikle gençleri dinden soğuttular. Ateizm ve Deizm çok sayıda taraftar buluyor.

Bakın size Kanuni Sultan Süleyman’ın 1557 yılında Süleymaniye Camii İmamında aranacak şartları sıralayan ilanını anlatayım; İmam;

Yüksek İlimleri ve Alet İlimlerini bilecektir.

Arapça’yı, Farsça’yı ve Latinceyi bilecektir.

Kefere dini ile dinimiz İslam’ı mukayeseli olarak bilecektir.

At binecek, spor yapacak, güzel giyinecektir. Evli ve tek eşli olacak, eşi güzel olacak. (Temsil kabiliyeti olsun diye)

İlm-i Teşrihi (İnsan yapısı) bilecektir.

Ecdat ile Badem arasındaki kalite farkını gördünüz mü?

Peki, Bademler düzelir mi? Şaptan şeker olursa, bunlar da belki düzelir…

O Polis Memuru;

Göstericilere orantısız güç kullanan Polislerin görüntülerini telefonuna kaydetmekte olan genç bir kadın gözaltına alınmak isteniyor. Kadın feryat ediyor. Polisler kadını itip kakıyor, telefonunu alıyor ve kollarından tutup ellerine plastik kelepçe takıyor. Kadını, Polis aracına bindirirken, arkadan sıyrılan bir Polis, kadının kafasına bir yumruk sallıyor ve kadını Polis aracına zorla bindiriyorlar.

Genç kadının elleri kelepçeli iken ona yumrukla vuran o Polis var ya!

İşte o T.C Devletinin bir Polis Memuru değildir! O, kanunsuz ve demokrasiden nasibini almamış bir iktidarın tetikçisidir.

O Polis bir simgedir! Esas suçlu, o polise bu cüreti veren amirleridir.

Bu davranış, ülkede bir Hukuk Devleti kalmadığının, kimsenin can güvenliğinin olmadığının, ülkenin bir Polis Devletine dönüştüğünün simgesidir.

O Polis Memurunun şahsında bu ülkenin tüm Polislerine seslenmek istiyorum;

Sizler yasalarla bağlısınız. İstediğiniz gibi hareket edemezsiniz. Sizi zorbalığa iten Müdürleriniz, İstanbul Emniyet Müdürü ve İstanbul Valisi “İdari Sorumlulardır.”

İçişleri Bakanı ve CB “Siyasi Sorumlulardır.” İktidar değiştiğinde sizleri ne müdürünüz ne Valiniz ne Bakanınız tanır. Yargıcın karşısında tek başınıza kalırsınız ve meslekten atılırsınız.

Sizden sert muamele isteyenlere şunu deyin; “Gel, sıkıysa sen yap!”

Bir daha söylüyorum;

DOĞRU Parti olarak biz devr-i sabık yaratacağız. Kim bu milletin bir kuruşunu haksız yere yemişse, kim Anayasa ve Yasaların vermediği bir yetkiyi kullanıp insanlara zulmettiyse, kim görevi olduğu halde iktidar korkusu ile görevini yapmadıysa, hepsinden Bağımsız Türk Yargısı önünde hesap soracağız.

Herkes aklını başına alsın! Emanetin sahibi ve herkesin velinimeti olan Türk Milletine saygılı olsun.

Anadolu’da çok güzel bir deyiş vardır. Özür dileyerek yazıyorum;

“Bağ’a dadanan Ayı’yı, Pekmez sıçıncaya kadar kovalayacaksın!”

Bundan sonra böyle! Türk Milleti sahipsiz değildir. Üç-beş tane tarikat ve cemaat artığına pabuç bırakmaz…

03 Mayıs 2021