0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

Bilindiği gibi Kapitalizmin düşünce babası MACHIAVELLI; “Başarıya giden her yol mubahtır”  diye seslenir 15. yüzyıldan günümüze ve günümüzden de geleceğe sesleneceğine hiç kuşku yoktur. Üstelik bu ülkede bile 1950’lerden beri hep birileri, ondan ilham alıp da her yolu dener iktidara gelmek ve de iktidarda yıllarca kalmak için…

Ey yurtsever halkım yeter artık; kurtar kendini böylesi çıkarcıların, fırsatçıların, kolaycıların tutsağı olmaktan ve özellikle de vasatın egemenliğinden… Çünkü Dünya her gün daha da ileriye giderken; sen geride kalıyorsun! Yeter artık, şöyle bir silkelen; görmüyor musun?  Ülkenle birlikte geleceğin, umutların da kayıp gidiyor ellerinden!

Ulu Önderimiz Atatürk’ün EGEMENLİK ULUSUNDUR dediği ve bu ilke Anayasa’ya girdiği günden, bugüne ne yazık ki egemenlik hakların senin dışında, hep başkalarının elinde… Görüp, göreceğin en demokratik Anayasa olan 1961 Anayasası’ndan beri sürekli ödün veriyorsun.

12 Eylül 1980 sonrasında beşibiryerdelerin en kafa adamı Kenan; “N’etekim bu ülkeye, bu Anayasa bol geldi” demiştir, 1961 Anayasası’nın tanıdığı tüm hak ve özgürlükleri tırpanlamıştır.

Son bir kaç yıldır ara, ara ve bugünlerde daha sıkça, Evren paşa ve arkadaşlarından ilham, feyz ve de örnek alanlar, onun açtığı anti-demokratik yola dalanlar; onlara rahmet okutacak, 12 Eylül ürünü Anayasa’yı bile değiştirmek amacıyla tartışmalar başlattılar yine…  Acaba amaçları nedir? Yoksa Anayasal olarak da dönecek miyiz dine?

Eğer değişirse Anayasa…

Ey ahali! Bundan böyle havada bulut, sen demokratik ve Anayasal düzeni olan bir hukuk devletinde yaşama düşlerini unut. Öyleyse ne yap? REİKİ’YE, YOGA’YA, TAROT’A, FALCI’YA ve son kertede de bir tarikata mürit ol, yoksa işin çok zor.

İçinde bulunduğumuz şu Ulusal Egemenlik Haftası’nda;  iyi düşün, dünü, bugünü ve yarını. Saf olma, görmezden gelme pusuda bekleyen düşmanlarını ve egemenlik haklarını kimseciklere kaptırma!

Yoksa ulusal egemenlik hakların ve demokratik değerler;  ulaşılmaz kavramlar olarak el sallarlar sana, bu topraklardan bir daha teğet bile geçmezler. Ararsın bu günlerini…

Gördüğün ve de yaşadığın gibi 21 Nisan 2021 günü; kamusal alanda oluşan tepkiler karşısında;

Bir Bakan görevden alındı.

Nutuk ve Atatürk düşmanı bir Milli Eğitim Müdürü görevden alındı.

Yeterli olmasa da kamusal baskılar karşısında, 128’lik olaylara ilişkin açıklamalar bile yapıldı.

Yoksa yakında erken seçim mi var? Haydi hayırlısı… Seçim olasılığı bir yana; kuşkusuz bu bu olaylar yine de ağır, aksak işleyen bir Anayasal düzenin getirisi… Aman sakın yitirme; kazanımlarını ey Türk halkı!

Ve sen;

Bugünün küçüğü, yarının büyüğü çocuk; 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı Ulu Önderimiz Atatürk’ün sana armağanıdır, bu bayram senin bayramındır. Sen geleceğe hazırlanmak amacıyla, yıllardır bir günlüğüne de olsa oturduğun Cumhurbaşkanlığı koltuğuna ne yazık ki 100. yılda oturamadığın gibi, 101. yılda da belli ki oturamayacaksın. Acaba şu Covid 19’un bu simgesel eyleme, senin ileriye dönük umut dolu söylemine bile tahammülü mü yok?

Sen yine de umudunu yitirme! Sultan Süleyman’a kalmayan Dünya, Covid 19’a da kalmaz. Bu ülkeyi, geleceğini, umutlarını senden hiç bir güç (ç)alamaz. İç ve dış düşmanlarına karşın, bu ülkede sonsuza dek söylenecek İstiklal Marşın!

Ve yaşamında Atatürk İlke ve Devrimleri, yüreğinde de ANDIMIZ’la, sen daha nice yıllara yol alacaksın. Geleceğimiz, güvencemiz, umudumuz sensin; Ulusal Egemenliğimizi de, Ulusal Bayramlarımızı da dünya döndükçe sen yaşatacaksın!

Didim, 21 Nisan 2021