Kapalıyız çünkü covidsiz yaşamaya kararlıyız

ABONE OL
29 Nisan 2021 10:55
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Küresel salgın, ekonomik vurgun, egemenler halkına dargın, çıkar çevreleriyle sargın; bizler yine kapanıyoruz, kapalıyız. Ama beynimiz, dimağımız, düşüncelerimiz, duygularımız; her an açık bilgiye, aydınlığa, dostluğa, kardeşliğe… Yeter ki tez günde ulusça kavuşalım sağlıklı yaşam koşullarına; ama kapanıyoruz diye kör de bakamayız olan, bitene…

Sağlıklı olmak diyoruz, bağışıklık sistemimiz güçlü olsun diyoruz ama televizyon kanallarından bangır, bangır “margarin” yensin diyen reklamların taarruzuna uğruyoruz. Son günlerde yine; tereyağı yerine, margarin yeme alışkanlığı oluşturmak için reklamlar beyin yıkayıcı jingel’arı yerleştiriyor sürekli halkın bilinçaltına…

Ve yalnızca tereyağı ve zeytinyağı yememizi öneren hekimlere de televizyonlarda artık yer verilmiyor, dolayısıyla margarin türü ürünlerin olumsuz dışsallıkları nedeniyle yeterince beslenemeyen bedenler Covid salgınında eriyip, gidiyorlar.

Oysa bizler, 60 yaş üstü gençler hep sağlıklı beslendik, ne GDO’lu besinleri, ne de hormonlu, mısır şuruplu yiyecekleri bedenimizle buluşturmadık, her şeyin özünü, gerçeğini yedik, sağlıklı, doğal beslendik. Ama yeni nesil ne tereyağının tadını biliyor, ne sızma zeytinyağının tadını ve de bunlarla beslenmenin gerekliliğini ve önemini… Ve her gün gençlerin Covid salgını nedeniyle sağlık sorunları yaşadığını öğrendikçe, kaygılanıyorum onlar için… Çünkü bizden Covid olmamız beklenirken; gençler yitiriyor sağlıklarını, yetersiz beslenme ve dolayısıyla güçsüz bağışıklık sistemleri nedeniyle ve reklamlar onlara margarin yemelerini önerdikçe?

Komşu ülke Ukrayna’da, 26 Nisan 1986’da yaşanan Chernobil Nükleer Santral’ının patlaması sonucu “komşuda pişer, bize de düşer” söyleminde olduğu gibi, ortaya çıkan olumsuz dışsallıkların etkisiyle; özellikle Karadeniz Bölgesi’nde pek çok yurttaşımız kanser nedeniyle sağlık sorunları yaşamaya başladı, pek çoğu da yaşamını yitirdi.

Ve yıllar sonrasında yine Karadeniz Bölgesi saldırı altında; hem de acımasızca bir saldırı altında… Bu saldırıya karşı; doğası için, çevresi için, toprağı için savaşım veren Rize İkizdereli kadınlar günlerdir nöbetteler, ama onların bu duyarlılığı kimlerin umurunda?…

Ama sıra oy istemeye gelince “Hemşehrum” diyecekler kurnazca, işte o gün; Karadenizli kadınların yanıtı ne olacak acaba? Anımsayacaklar mı bu gün verdikleri kavgayı ve onları umursamayanları?

Şu küresel salgında; her ülkeden varyant, girdi sıraya, saldırmak için sağlığımıza… Bir başka deyişle yalnızca Hint varyantımız eksikti; o da sınırlarımızdan içeri girdi, aman efendim sefa geldi, hoş geldi!

Çevre atıklarıyla Avrupa’nın çöplüğüne dönen ülke…

İnsan atıklarıyla da bir çöplük oldu.

Bütün bunlar yetmedi,  Covid türevlerinin de çöplüğü olacak.

Sınırların kapatılması neden düşünülmez acaba?

Yerli ya da yabancı, dışarıdan girişlere; sınırlar kapatılmalı, girişler yasaklanmalı! Bu kadar mı değersiz, bu kadar mı korunmasız Türk halkı?

Yoksa

Türlü, çeşitli varyantlar bu halkı kırana uğratamadı; belki Hint fakirininki sorunu çözer diye beklentiye girenler olabilir mi?

Ergenekon’dan göç…

Balkanlar’dan göç…

Kırdan kente göç…

İklim değişikliği nedeniyle göç…

Derken…

Bir de Corona nedeniyle büyük kentlerden, kıyı kentlere göç…

Memlekete, millete hayırlı olsun!

Ve yasaklarda son perde…

Covid nedeniyle kapanma uygulamasının gerçekleştiği günlerde alkollü içecek satışları yapılmayacakmış.

Covid bahane; halkın yaşamına karışmak şahane… Doğrudan yasak demeseler de yıllardır dolaylı yoldan dile getiriliyor alkollü içecekleri yasaklamaya yönelik düşünce, tutum ve davranışlar. İlk önce dediler; Milli içkimiz ayran…

Tamam;  Türkün yiğidi, bir de yoğurdu, yoğurdun da ayranı vardır. Eyvallah!

Ama sen Türk kimliğini yok say. Türklük bilincini silmek için savaş ver. Ve ondan sonra da ayranın Türkün milli içkisi olduğunu ileri sür. İyi de kımız ne? Ortaasya’da Türk ne içerdi? Atın sütünden yapılan kımız adlı içeceği, değil mi?

Kımız bir yana… Daha sonrasında neler girdi yaşamlara, neler neşe kattı sofralara?

Türkün aslan sütü… Bektaşi’nin şarabı… Birileri ister ki olsun yasak, olsun hasır altı?

Rakı; Rumelili’nin zemzem suyu… Kim değiştirebilir ki Rumeli Balkan halkındaki bu huyu?

Araplaşmak uğruna, şaraptan uzaklaşmak mı? Kim boyun eğer ki buna?

Alkolden tehlikeli olanı; örneğin durdurabiliyor musun PKK’nin elindeki uyuşturucu ticaretini?

Asıl bu konuya göstermeli özen, ilgi ve yasaklar getirilmeli; çocuklar ve gençler asla olmasınlar pudra şekeri bağımlısı!

Didim, 28 Nisan 2021

En az 10 karakter gerekli


HIZLI YORUM YAP