Samed Behrengi…

ABONE OL
8 Mart 2021 15:11
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Hiç bu ismi duydunuz mu bilemiyorum?

Yıllar önce boşandığım ancak dostluğumuzu, arkadaşlağımızı bitirmediğim eski eşimin kızcesi küçük bir ameliyat geçirdi, hal böyle olunca yuvadan ne zaman aldığımı hatırlamadığım en kalınından çocuk masalı kitabının birini kaptım. Aramızda kalsın çocuk masallarını ve çizgi filmleri hala severim.

Malum hasta başında beklemeyi verimli hale getirmem gerekiyordu.

Şimdi çoğunuza garip gelmiştir “eski eşin kızına neden bakma ihtiyacı duydun” diye

Kimine tuhaf gelir bu davranışım, benim için ise insanlık, vefadır bunun adı…

Kadının katledildiği insanlığın rafa kaldırıldığı, ayrılan insanların ne çok çirkinleştiğini, hırsları için şeytanlaştıklarını, sürekli kötülük peşinde kafalarını yorduklarını gördükçe, beni yetiştiren ailemin varlığına ve ne kötülük yaşamış olsam da bunu kaderim haline getirmeyen bir aklım olduğuna bin kere şükür ediyorum…

Lütfen!

İyilik en kolay yapılabilecek bir davranış, bu geçici hayatta neyi paylaşamıyorsunuz bilemiyorum ancak şunu iyi biliyorum ki yaptığınız iyilikler, olumlu davranışlar ve düşünceler mutlaka size iyiliği ile karşılık veriyor.

Ve insan insana lazımdır…

Bunu anladığımızda özel günleri anma, kutlama ihtiyacı duymayacağımıza inanıyorum.

Neyse gelelim masal kitabı yazarımıza, genel de her zaman önce yazarın özgeçmişini gözden geçiririm. Bu sefer de aynı alışkanlıkla ilk sayfayı gözden geçirmeye başlarken; Samed Behrengi (1939-1968) yılında İranlı Azerbeycan doğumlu diye başlayan yaşam öyküsünde dönemin Şah yönetiminin kitapları toplattığını okurken, arkasına 1968 yılında hiçbir ipucu olmadan kaybolduğu daha sonra cesedinin Kuzey İran’da Aras Nehri’nin kıyısında bulunduğunu okuyunca beni bir merak sarmaya başladı.

Bir çocuk kitapları yazarı ne kadar tehlikeli ya da sakıncalı öyküler yazabilirdi ki…

Zamanın hükümeti öldürecek kadar sakıncalı bulmuştu?

384 sayfalık kitabı bu düşüncelerle, doktorlardan, hastamın bakımından kalan zamanlar da iki günde bir solukla okumaya çalıştım…

Nasıl bir zihniyettir ki çocuk kitabı yazarından bu denli korkmuştu?

Ve öyküleri okumaya başlayınca, aydınlanmanın, bilinçli davranışın ve yanlış düzene başkaldırışın çocuklukta başlatılması gerektiğini bilen bir öğretmenin öyküleriyle karşılaştım…

Bakın, kitabın son sözünü çocuklara ayırmış

“Çocuklar! Şimdiden iyi ya da kötü olacağınızı bilemediğiniz geleceğinizi ellerinizde tutuyorsunuz.

Ve hastalığın nedenlerine göre, hastalarına yazmaları gereken ilaçları saptarlar. Toplumsal hastalıkları iyileştirmede de böyle davranmak zorundayız.

Kendimize hep sorarız: Daha bir çocuk olan arkadaşım niye halı fabrikasına gönderilir?

… ”

Anlayacağınız “Toplu Masallar” bir neslin uyanışı için çabalayan, aydın gelecek için uğraşan İranlı bir öğretmenin başkaldırışıymış…

Öyle ki aydınlanmadan korkan hükümetlerin tipik tepkisiyle o da meçhul cinayetlerin arasında yerini almış…

Tavsiyem, kitabın tamamını okursanız nasıl bir başkaldırı, isyan anlatılıyor görürsünüz.

Ve bir tavsiye daha çocuk kitaplarını ara ara okumanız, zira orada gerçek yaşamı, haksızlıkları mutlaka satır aralarında okuyabilirsiniz.

Şimdilik her zaman olduğu gibi hoşça kalın akıl ve beden sağlığınızı korumaya çalışın!

En az 10 karakter gerekli


HIZLI YORUM YAP