Aptal puma sendromu…

ABONE OL
20 Şubat 2021 11:47
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Hatayı-yanlışı en iyi iade eden kavramın adıdır  “Aptal Puma Sendromu”

Nereden çıktı bu kavram…

Anlatayım…

Hazır bugün günlerden Cumartesi, hava da fena değil.

Keyfim de yerinde…

Diyorum ki gelin giderek iğrenç bir hal alan “siyasetten” biraz uzaklaşalım bugün…

Magazin de yazamayacağıma göre…

***

Pumayı ya da pumaları bilirsiniz; hani vahşi kedilerin uzak atalarından…

Eli silahlı insandan başka bir şeyden korkmayan, insana benzer bir çığlık çıkaran yaklaşık iki metre uzunluğundaki benekli yırtıcı…

***

Çok sayıda özelliği ile ünlüdür bu ormanların harika kedisi…

Ama en çok da onu mükemmel bir avcı yapan hızlı, kıvrak koşusu ile tanınır.

Avının peşine düştüğü andan itibaren giderek hızlanan ve vücudunun tüm eklem ve kaslarını ortaya koyan hareketlerini seyretmek bir zevktir.

Bu ölüm koşusu bazen pumanın, bazen ise hayatı için koşan kurbanın zaferi ile sonuçlanır…

***

Peki, bir puma avının peşinden ne kadar koşar?

İşte ormanların vahşi avcısını, uygarlıkların kurucusu insana örnek yapacak olan da pumanın bu özelliğidir.

Puma avının peşinden sürdürdüğü “ölüm koşusunu” her zaman avının cüssesine göre ayarlar.

Yani pumaların bir ceylan ele geçirmek için koştukları süre ile bir tavşanın peşinden geçirdikleri süre asla aynı değildir.

Çünkü puma akıllı bir hayvandır ve koşarken harcadığı enerji miktarı, avdan elde edeceği potansiyel enerji miktarını aştığı anda puma koşmaktan vazgeçer.

Yenilgiyi kabul edip başka av arar.

Bu nedenle ceylanın peşinden fazla, tavşanın peşinden çok daha az koşar…

***

Örneğin puma 500 metre ötede duran bir tavşanı avlamak istemez.

Çünkü tavşanın 500 metre daha koşacağını ve kendisinin toplamdaki bu bir km’yi iki bin (2000) kalori harcayarak katedeceğini, tavşanı yakaladığında ise bin (1000) kalori elde edeceğini zekası ve içgüdüsü ile hesaplayacak, tavşanı yakalamaya yeltenmeyecektir.

İşte “Aptal puma sendromu”, toplumsal psikolojide ‘irade hürlüğü’ bağlamında, bunun tersini yapan insanların ruh halini ifade etmek için;

Yani bir tavşanın peşinden yıllarca koşan, sonra da yakaladığı avı bir öğünde bitiren akılsızlar için kullanılır.

Bu cümleyi yazarken aklıma nedense yıllardır içinde oldukları  “partilerinden” istifa edip “parti” kuran bazı siyasetçiler geldi…

***

Özetle can dostlar;

Doğru, ahlaki ve değerli olanı seçmeyen insanların, toplumların içgüdüsü ve zekası ile hareket eden ve bir hayvan kadar akılcı davranamamasıdır…

Başarının sırrı pumalıktan; yani harcanan emek, ulaşılan sonuç ilişkisindeki dengeyi iyi saptamaktan geçiyor…

***

Hadi Pazara pas atmak amacıyla, iki minik fıkra ile bitirelim Cumartesi yazımızı…

***

Temel ve Fadime uzun yıllar nikahsız yaşamaktadır.

Bir gün Fadime:

-Temel bu iş böyle olmuyor, evlenelim artık, demiş.

Temel gayet sakin:

“Bizi demiş, bu yaştan sonra kim alır Fadime’m!..”

Yakında yarım asrı “epey” geçen yeni yaşıma (67) gireceğimi düşünürken geldi aklıma bu fıkra, niyeyse…

***

Bir gün Temel bir ayakkabıcıya gider ve istediği ayakkabıyı alır.

Parasını verir.

Tam giderken ayakkabıcı Temel’e der ki:

”Beyefendi ayakkabı yeni olduğu için ilk hafta sıkabilir…”

Temel;

Sorun değil der, ben de bir hafta giymem…

 

İstanbul 20.02.2021 04.45

En az 10 karakter gerekli


HIZLI YORUM YAP