Yemin ettim bir kere dönmem…

ABONE OL
22 Ocak 2021 10:33
0

BEĞENDİM

ABONE OL

 

Güzel şarkıdır…

Selahattin İnal’ ın rast makamındaki şarkısıdır…

Tavsiye ederim…

Genç sanatçılarımızdan Gökhan Sezen çok güzel söyler…

***

Konumuz bu değil tabi ki…

Ciddi özellikle “hukuki” terimlerle soruna dikkat çekilen yazıların “çok okunmadığını” beğenmekten bile korkulduğunu biliyorum…

Onun için dün anayasa mahkemesinin Enis Berberoğlu için “ikinci” kez aldığı “hak ihlal” kararını bir yazımın sonuna koymuştum…

Az evvel o yazımın altındaki yorumlara baktım, bu konuda bir tek yorum yapılmamış…

Üye hukukçu arkadaşlarımıza rağmen…

***

Bu yazımda “hukuk” için son derece önemli olan (ki bana göre Anayasa mahkemesi bu kararla tarihi bir hata yapmıştır) bu davayı ele almam lazımdı…

Almadım…

Belki bir başka yazımda ele alır, paylaşırım…

***

Ancak mevcut Anayasamızda devleti tarif eden maddede; “Türkiye Cumhuriyeti demokratik laik ve sosyal bir hukuk devletidir” yazdığını unutmayalım…

Hukuk sadece siyasetçilerin, yargı mensuplarının konuşacağı bir konu değildir.

***

Bu ülkede yaşayan ve anayasasında “hukuk devleti” ibaresi bulunan bir ülkenin tüm vatandaşlarını ilgilendiren bir konudur…

Hukukun ve “halkın” olmadığı yerde demokrasi olmaz, özgürlük olmaz, eşitlik olmaz, can ve mal güvenliği olmaz, “insanlık” olmaz…

Anayasasını bilmeyen “vatandaşlık” haklarına sahip çıkmayan toplumlar “koyun” gibi yönetilmeye, er veya geç kendisini “çoban” gören “vahşi kurtlar” tarafından yenmeye mahkumdur…

***

Neyse!

Televizyon kanallarının neredeyse tamamı Amerika’ nın yeni başkanının “yemin törenini” veriyordu.

Hem “mecburiyetten” hem “meraktan” izledim…

İzlemez olsaydım…

***

Adam gülerek “ben hepinizin başkanı olacağım, beni desteklemeyenler için de çok çalışacağım, buna inanın, söz veriyorum” dediğinde,

Kürsüsünü “ötekileştirilmiş” biriyle paylaşmasına, yardımcılığına ise “kadın” birini atadığına bakarken kör oldum.

Hiçbir şey göremedim, çünkü aklım başka yerlere, birisine gitti…

Önce üzüldüm…

Sonra üzülmediğimi, aslında çok “utandığımı” fark ettim…

***

Yerel seçimler bitti,

İstanbul Ankara dahil büyükşehir belediyelerinin çoğunu CHP’ nin kazandığı belli oldu, itirazlar havalarda uçuşurken,

Birilerinin asık suratla ve kin nefret ve öfke ile yaptığı sonuca ilişkin konuşma geldi gözümün önünde…

Sonra yenilenen İstanbul seçimleri sonrası;

Seçmenlerine; “merak etmeyin ‘meclis’ çoğunluğu biz de, çalıştırmayacağız” deyişi geldi…

***

Bölünmüşlüğümüz,

Yirmi dört saat yandaşlarını muhalefete karşı kışkırtan sözleri, akıl izan dışı tehditleri geldi…

Kendi seçmenlerini kucaklaması…

Ülkenin yönetimine damadını, kızını, ahbaplarını, akrabalarını ataması geldi…

Mitinglerde,TBMM’deki partisinin grup toplantılarında kustuğu “kin nefret ve öfke” geldi…

***

ABD başkanının kurduğu cümleler geçerken gözlerimin önünden, ulan dedim kendi kendime “meğer biz birlik beraberlik mesajları veren,

Acıları sahiplenen, herkesi kucaklayan, kameralara ve izleyenlere sevgiyle bakan, gülümseyerek yalansız konuşan,

Ötekisini dinleyen, hatta ‘yönetiminde’  yer veren, daha da ötesi ‘barış’ sözü veren ‘birisine’ ne kadar çok ihtiyacımız varmış…”

Milli Marşımızı duyarak ve hissederek makamıyla söyleyen bir sanatçıya…

Modacıların elinden çıkmış tören kıyafetleri giyen askerlere…

Eşinin yanında onurla, gururla, alnı ak, başı dik yürüyen, eğitimli, çağdaş giyimli güzel kadınlara da…

***

Hayal gibi değil mi?

Ama bir de “kabus” gibi bir sahne daha vardı, milyonlarca insanın “defolup gitse” dediği, uçağına giderken acıyarak baktığı,

“Oh nihayet kabus bitti” dediği, arkasından sevinç çığlıklarının atıldığı, kiliselerde “mum” yakıldığı beddualar edildiği,

Tarihlerinde ilk defa Beyaz Saray’ın teröristlerce basılmasına izin verdiği için adını duydukları anda “lanetlerin” okunduğu,

Adam gibi, devir teslim etmesini bile bilmeyen bir tuhaf “başkan eskisi” vardı…

Gülümsedim acı acı…

***

Demokrasinin göbeği sayılan dev gibi bir ülke halkı “oh nihayet kurtulduk” diyorsa varın gerisini siz hesaplayın…

***

Sonra bir ara kendi kendime sordum; “acaba dedim dünya da kaç ülkenin vatandaşları darısı bize demiştir ki?”

***

Tam yazıyı bitiriyorum, tesadüf bu ya oğlanın odasından gelen İsmail K’ nın söylediği “Allah belanı versin” şarkısını duydum…

Ne diyeceksiniz zamane şarkıları, nalına da mıhına da…

İstanbul 22.01.2021 04.30

En az 10 karakter gerekli


HIZLI YORUM YAP