Kadın katliamı…

ABONE OL
2 Ocak 2021 17:25
0

BEĞENDİM

ABONE OL

 

Yeni yılın ilk yazılarından birisinde “kadın cinayetlerini” yazmaktan büyük utanç duyuyorum…

Tek tük olsa “cinayet” der geçersiniz…

Fakat AKMHP koalisyonu sayesinde Türkiye de “kadın ölümleri” cinayet falan değil, resmen “kadın katliamı” haline geldi…

Sevgili kardeşim Nursel Nurşen Soycan yılbaşı öncesi son öldürülen “üç kadının” resimlerini paylaşmış…

Okuyunca sinirlerim bozuldu…

Üzerine üstlük televizyonda yılın ilk günü İstanbul da sokakta iki araç arasında bir kadın cesedi bulunduğunu izleyince emin olun erkekliğimden utandım…

Bu ülkede erkekler göstere göstere kadın öldürüyorlar. Katilleri “ben bu kadını öldüreceğim” diye bas bas bağırıyor ama takan yok…

***

Ve en tepeden en aşağıya birileri hala “türban” üzerinden ahkam kesiyor, kadınlığı da insanlığı hatta dini imanı da;

Tüm dünyanın “siyasi simge” olduğuna karar verdiği “türbana” endekslemeyi adamlık sanıyor…

Çare bu değil…

Çok net söylüyorum; bu ülkede kadınlar için azrail hep kapıda…

Mezarları kazılı bekliyor…

Çok kez dediğim gibi ırzı, namusu kadın hakları ve eşitliğini “türban” tesettüre bağlayanlar “kadınlara” sahip çıkamazlar…

Ellerini çekseler kadınların üzerinden, kadınlarımız akılları zekalarıyla AK erkeklere kök söktürecekler…

Ondan korkuyorlar zaten…

***

Neyse!

Diyorum ki, benim kendimi koruma hakkım var mı; var, kadınlarında olmalı…

Çünkü onları koruyan yok…

Öldürülen kadınlara “üzülen” çok; ama adam gibi bir şey yapmak, engel olmak isteyen yok…

Ne kadar yazarsak yazalım bir işe yaramıyor…

Önlenir mi?

Elbette; ama önce devletin ve devleti yönetenlerin istemesi lazım; istediklerine inanan var mı?

Baksanıza;

Kadın  “katilleri” adeta “içtihat “haline gelen bazı kararlar yüzünden alabildiğine rahatlar…

Bizden ise dava bile açılmıyor.

Laf olsun diye tutuklansalar ilk duruşmada salıveriliyorlar…

***

Sonra da kümesin tek horozu gibi kasılarak geziyorlar ortalıkta…

***

Güvenlik birimleri de çok rahat; öldürürse yakalarım, hakim karşısına çıkarırım, cezasını alır, paşa paşa çeker cezasını, diye düşünüyorlar…

Adeta cinayete teşvik eder gibi…

AKMHP’li olmayan katil adayları da nasıl olsa, en fazla on beş yıl verirler, ne olacak yatar, cezayı çeker çıkarım, diye düşünüyorlar…

Bu arada hapishane de malum çevrede “namı yürümeye” başlıyor…

Sonra?

Katiler 7-8 yıl sonra çıkıyorlar hapisten, aramıza karışıyorlar; yeni kadınlar öldürsünler diye…

Yani kadınları “devlet” öldürüyor…

Evet, çok güvendiği devlet ve devletin yasaları öldürüyor kadınları…

***

Yılbaşı günü gördüm; kadın cinayetlerini protesto etmek için yürüyen kadınlara “polis” yine orantısız güç ve şiddet uygulamış ve bilmem kaç kadın gözaltına alınmış…

Kadın kime güvenecek…

Allah’a güveniyor ama onun da varlığı yokluğu belli değil, AK devlete güveniyor ama onun da kadına yardım etmeye niyeti yok…

Ne yapsın?

Bu sabah şöyle bir tarama yaptım; ne magazin ne ciddi medya kaynaklarında “üç kadının” ölümüne ilişkin etkili bir tek yazı yok…

Çünkü kadın ölümlerine sadece üzüldüğünü söyleyen toplumlar ”korkaktır…”

Korkaklar; ne kendini koruyabilirler, ne kadınlarını…

***

Ayrıca bu ülkede; evlendiği ya da sevdiği güvendiği erkeğine boyun eğmediği için bir tek kadın öldürülse bile ülke ayağa kalkmalıydı…

Hani?

Yıllardır hiç kimse ayağa kalkmadı…

Yüzde doksanı kimbilir ne yaptı da erkeği tahrik etti, delirtti, ya da “kuyruk sallamasaydı o da” dedi…

Bu mu sahiplenmek…

Bazı kadınlar bile “kadınlara” sahip çıkmazken kimi kime şikayet edeceksiniz ki…

Oh olsun…

Evlenmeseydi, ya da sevmeseydi diyen, “kör” olmakla, ahlaksızlıkla suçlayan “kadınlar” da var.

Ölen kadının yaşadıklarını yaşamış, eziyetini çekmiş gibi…

Hoş Anadolu’ nun birçok yerinde “ölenden” daha fazla acı ve eziyet çeken kadınlar var ve susuyorlar…

Yani kadınları “el birliği” ile öldürüyoruz…

***

Çok net; güçlü ve onurlu olmak isteyen bir ülke ve toplum ancak “kadınlarına” sahip çıktığında güçlü ve onurlu olur…

Klasik olacak; ama umarım bu kadın cinayetleri ve alınan aptalca cezai kararlar son olur…

Bana göre kadının olmadığı; ne şarkının, ne türkünün, ne dizinin ne tiyatro ve sinemanın, ne de şiirin tadı tuzu var.

Yaşamı güzelleştiren anlam katan kadınlardır…

Bozulan, kirlenen dünyaya ve ülkemize ancak kadınlar ayar verebilirler.

Şu anda ülkemizde çok yürekli ve saygı değer hanımefendiler iş başındalar, onlara yürekten inanıyor ve destekliyorum…

Yolları ve şansları açık olsun…

İstanbul 02.01.2021 03.20

En az 10 karakter gerekli


HIZLI YORUM YAP