O’nun öyküsü…

ABONE OL
29 Aralık 2020 15:07
0

BEĞENDİM

ABONE OL

 

Yurttaşın sorunu “tek” covid olsa, küresel virüs bitince rahata kavuşacağına inansa, YES’de dense/ HES’de dense sayılı günlerin çabuk geçer geçeceğine inancından “dar” yaşam alanında gün saymaya başlayacak da…

Şu an olduğu gibi “yine” dört-bir yanını saran eşkıya işbaşında olacak,

Toplumun birçok katmanında onların işleri kolayca yürüyecek,

Boyalı vitrinlerin önünde boy gösterecek,

Yine onların çocukları “şımarıklıklarını” bir üst çizgiden sürdürecek,

Akşam yemek masraflarını çalışanına “aylık” olarak vermeyi çok görecek,

Yine umarsızlıktan başka kentlere iş aramak için gidip de düş kırıklığına uğrayan olacak,

Yine iş alanlarında yığılmalar olacak, yine “adamına” iş ortamı sağlanacak,

Sonra da HES denilerek, uymayanlara cezalar yağacak!

***

Onu herkes tanıdı aslında…

Bu günleri, geçtiğimiz yılların günlerinden ayırmadı!

Eşi vardı, çocukları vardı, mutfağında tencere kaynaması gereken evi vardı; yine işsizdi, yine doyumsuzdu, yine kışı üşüyerek geçirmek pahasına kentinden ayrıldı!

Kış ayları, denize kıyısı olan kentler “turizm mevsimine” hazırlık yaparlar, onun için de; çalışacak olana gerek var, işten anlayan gerek var, işini temiz yapana gerek var…

Yurdun bört-bir yanından, memleketlerine kışın soğuğu abansa bile yollara düşerler/ yapabilecekleri işi ararlar, bulunca da kalacak yer arayışına girerler…

***

O, bunlardan biri olmalı…

Elinde poşetten çantası, covid 19 nedeniyle kısıtlamayı duymuş olsa da, ona ne ki; çocuğunu parkta gezdirirken/ eşiyle pazaryerlerinde “ucuz” ürün için dolaşırken yaşadıkları gözlerinin önünde, unutulur gibi değil!

Tüm “yerli” kentli HES kuralına uyup, yabancının “turist” olma özelliğinden dolayı “denizi/ kaldırımları/ kumsalı” gönlünce kullanırken O’da yollarda…

Ülkemizde “turist” olarak bulunanlar gibi, “kısıtlama” kuralını tanımıyor!

“Sokağa çıkma yasağı olduğunu biliyor musun?” diye soruyor görevli, haklı olarak…

“Biliyorum!” diyor gizlemeden; sanki “bilmiyorum” dese bağışlanacak!

Görevli “neden çıktın sokağa?” diye sorduğunda, durumunu dile getirmeye çalışıyor, biraz da çekinerek!

Sonra da, “gidecek yerim yok, kalacak yerim yok!” diyor!

Görevli “3150 lira ceza uygulayacağım” deyip yürürken, arkasından gidiyor, “yaz, tamam” der gibi…

***

Sosyal medyadan öğrendik tüm bu/ olanları…

O, 3150 liralık ceza makbuzunu alıp yürüyor!

Aç gezerken, işsiz gezerken, çocuklarına şeker alamadığı için üzülürken, soğukta üşürken, sarı sıcakta susuzluğa direnirken “görmeyenler/ bilmeyenler/ duymayanlar”, kısıtlamaya uymayınca “gördüler/ bildiler/ duydular”; ne güzel!

Geceyi geçirecek yeri olmadığını belirtmişti görevliye aslında. Bir sokakta yürümeye başladı, uykusu da gelmişti, cebindeki “ceza makbuzu” hiç umurunda bile değildi! Bir karton buldu, bir işyerinin kapalı cemanının önüne serdi. Kartonun üzerine uzandı, naylon torbayla örtündü, uyumaya çalıştı…

Bu sırada çoktan sosyal medya olanlar duyulmaya başlanmıştı! Suçlamalar, çığlıklar, kucak açmalar… Hem güvenlik, hem de belediye zabıtası Antalya caddelerini, sokaklarını taramaya başladılar! Bu güne değin yaşadığı sorunlarda bu denli ilgi gösterilebilmiş, bu denli aranabilmiş olsaydı “bunların” belki de hiç biri yaşanmayacaktı! Eşinin, çocuklarının yanında olacaktı.

Bulduklarında sokağa arkası dönük uyuyordu. Görevli telefonunun fenerini yaktı, üzerine örtülü naylon torbayı açtı, uyandırdı, kendileriyle gelmesini istedi; O denilenlere “her zaman” olduğu gibi uydu! Yola koyuldular!

***

Ondan özür dileyenler oldu; sanki bir kendisi gibiymiş gibi “bunları” yaşayan!

Sıcak bir yerde yatmasını sağladılar, karnını doyurdular; ya sonra?

Covid 19’un yaşattığı neydi ki, yaşayabilmek için çektiği sıkıntılar yanında; bugün doysa, bugün uyusa, bugün ısınsa, bugün yüzüne gülen olsa bile “denli uzun” sürebilirdi ki bu düşü/ yaşamını ne denli güzelleştirebilirdi…

Akışına bıraktı “hep” olduğu gibi…

 

ASGARİ ÜCRET

Patronun, ekonomiyi ayakta tutmak için çırpınan ’iktidarın” büyük çabalar harcayarak, emekçiler için “yeterli” buldukları “asgari ücret” belirlendi; keseleri/ kasaları/ cepleri/ yatları/ katları/ jetleri egemen olsun!

Artık hiçbir şeye şaşırmıyorum da, bakanın “tüm görüşmelerde temsilcilerin görüşleri dikkate alındı” diyor ya… Kimden söz ettiğini, kimi öne çıkarmak istediğini söylemiyor! Güncel gelişmeleri izlemesek, işçi temsilcilerinin günlerdir ileri sürdükleri rakamı bilmesek inanacağız da!

Neye inanıyorlar, neyin yolunda yürüyorlar bilmek/ anlamak zor değil!

Utanmasalar “aç kalın/ kıvranın/ doymayın/ üşüyün/ dar alanlarda kalın” diyecekler de; demeseler de “utanmayacakları” şeylerin yaşanması için gerekenleri yapıyorlar!

Sokağı bilmiyorlar, pazarı bilmiyorlar, yağı/ ekmeği bilmiyorlar…

Şunu demeli: emekçiye ne yaşatıyorlarsa, iki katını yaşasınlar!

281220

En az 10 karakter gerekli


HIZLI YORUM YAP