Buğday hasadı Adana’da başlarken, birlikteliğinde de sorunları gündeme gelmeye başladı!
Yağışsız geçen kış mevsimi,
Girdilerde oluşan yüksek fiyatlar,
Hasat sonrası için belirlenen taban fiyatı,
Ekimiyle hasadı arasında geçen süreçte harcanan emek,
Hasat sonrası elde kalan…
***
O kış aylarının ortasında tarlayı sürmenin,
Toprağı güçlendirmek için taban gübresi atmanın,
Bideri alana yaymanın,
Doğacak bir güneşten umut beklemenin,
Yabancı otlar için ilaç sıkmanın,
Mayıs ayının ortalarına değin ‘evin içinden biri’ gibi bakmanın nedeni ‘hasat sonrası elde kalacak’ olan değil mi?
***
Öyle olmalı…
Hasat sonrası ‘elde’ ne denli çok kalırsa, o denli kazançlı sayılacak üretici.
O denli, bir yıl sonrası için beklenti çerisinde olacak.
Evinin gereksinmesini karşılayacak.
Çocuklarının eğitimine katkı sağlayacak.
Daha iyi verim almak için bilgi toplayacak.
Yaşamının, daha yaşanılır olması için çaba harcayacak…
***
Gazetelerde boy boy yeni ‘hasat dönemi’ için haberler vardı.
İşin ilginç yanı, ‘iktidarın’ tarıma verdiği ‘önem’ vurgulanarak ‘hasat çiftçiyi sevindirdi’ diyen de var, yıllık ürünün yüzde on-onbeş düşeceğini belirterek ‘buğday umut vermiyor’ diyen de…
Öyle ya…
Denildiği gibi, ‘iktidarın’ üreticiye gerek taban fiyatıyla, gerekse desteklemeyle yaptıkları yerinde miydi, yeterli miydi, bir yıl sonrası için umut verici miydi?
Yoksa…
Gerek taban fiyatı, gerekse destekle ‘göz boyama’ anlamında mıydı? Son bir yıl içerisinde üreticinin üretim için cebinden çıkanla, üreticinin hasat sonrası cebine giren, ya da en önemlisi alım gücü arasında ‘fark’ var mıydı?
Üreticinin, üretimini severek yapmasının ‘ilk koşulu’ da bu değil mi?
***
İl Tarım-Orman Müdürü diyor ki:
“Hasat çiftçiyi sevindirdi. Buğdayın ton fiyatı binüçyüzelli lira. Bakanlığımız mazot-gübre destekleri dışında bir ton buğdaya yüz lira destek verecek. Bu üretici için ciddi bir rakam. Taban fiyatının hasattan önce açıklanması piyasayı olumlu etkiledi!”
Yüreğir Ziraat Odası Başkanı’nın açıklaması da şöyle:
“Buğday taban fiyatı geçen yıla oranla yüzde yirmidokuz arttı. Ancak gübre-ilaç girdileri yüzde elli-yetmiş arasında değişti. Geçen yıl dörtyüz-beşyüz kilo verim alınırken, bu yıl üçyüz-üçyüzelli kilo verim alınıyor. Verimde düşüş var.”
***
İl Tarım-Orman Müdürü ile Oda başkanı’nın söyledikleri birbirine karşıt!
Bir yanda üreticinin ‘buğday hasadının’ yaklaşan şeker bayramı tadında olduğu belirtilirken, diğer yanda da üreticinin bu gidişle ‘buğday ekimini’ bırakacağı yönünde açıklamalar…
Adana’da yaşayan herkesin ‘kendisi’ değilse bile, bir yakını, bir bildiği, bir tanıdığı ‘hasat’ beklemekte, ona göre de plan yapmakta.
Ben bildiklerimden sordum…
Geçen yılın taban fiyatının bile üreticiyi sevindirecek düzeyde olmadığını belirtmesinin ardından ‘bir yıldır girdilerdeki fiyat farkı destek bırakmadığı gibi, taban fiyatının içinden kırptı’ dedi.
Dahasını da ekledi…
Üreticinin ekimde yaşadığı sorunlar nedeniyle özgür olmadığını,
Bu taban fiyatıyla üreticinin toprağı ekmeyi bırakacağı gibi, köyde yaşamını sürdürenler içinde kente göçün yaygınlaşacağını,
Rekoltenin, öyle denildiği gibi üreticiyi sevindirmediğini anlattı.
***
Anı kurtarmak için ‘köylü kentlinin efendisidir’ sözünün arkasına saklanarak;
Köylünün ‘üretim’ yollarını tıkayanlar,
Üretim yolarının ‘tıkanıklığını’ yadsıyanlar,
Üreticinin yaşadıklarını yok sayanlar,
Her gün biraz daha tırmanan ‘üretimsizliğin’ yaşatacağı sorunları görmemekte diretmeleri acı!
Adana, ülkemizin önemli bir verim noktası…
Adana ‘verimi’ olduğunca savsaklanan, savsaklandıkça salt Adana’ya değil tüm yurda ‘boşa harcatılan’ bir bölge…
Burada en önemlisi şu;
Adana’yı “gerçekçi” biçimde gözlemlemek…
TOPLU TAŞIMALARDA YAZ…
Havalar ısınınca Adanalının koştuğu yer parklar, gün boyu iklimlemesi çalışan bankalar, tüm serin yerler! Bilindiği gibi Adana’da toplu taşımada da sorunlar yaşanır! Durağında durmaz. Yeri belir kaplumbağa hızıyla giderken, birden kelle koltuk yarışır gibi sürat yaparlar. Bazen yolculardan çıkışan olduğunda da ‘zamanında varmak zorundayız’ın arkasına sığınırlar, biraz önceki yavaşlıklarını unutup… Ya o korna sesleri, ya durur gibi yapıp hareketlenmeler, ya gidecekmiş gibi yapıp durmalar… Adana’da toplu taşımayı kullananların sıkça tanık olduklarıdır bunlar. Havalar ısındı ya. Sıcaktan şıpır-şıpır terliyor herkes. Dün bir yolcu iklimlemenin neden çalışmadığını sorduğunda, sürücü ‘bakımını yaptırmadık, yaptırdıktan sonra çalıştıracağız’ dedi. Hergün ‘aynı yoldan’ kaç kez geçtiği bilinmeyen toplu taşıma aracı ‘iklimlemeye bakım’ yaptırmamış; onun için de çalışmıyormuş! Burası neresi? Bilelim ama…
220519
YAZARLAR
11 saat önceYAZARLAR
1 gün önceYAZARLAR
1 gün önceYAZARLAR
1 gün önceYAZARLAR
1 gün önceYAZARLAR
1 gün önceEĞİTİM
2 gün önce