Sayın Cumhurbaşkanı estikçe gürlüyor:
İşte mesele bu kadar açık.
Bizzat dile dökülen itirafın özü ve özeti böyle.
Sonra devam ediyor gürleme:
Peki siz ne yaptınız eyyy Sayın Cumhurbaşkanı?
Nasıl büyüttünüz bu virüsü kendi ellerinizle?
Bu sorunun yanıtı verilmeyecek mi?
Gelelim itirafa…
Bu itiraf, Cumhurbaşkanının hukuk anlayışının sere-serpe açığa çıkmasıdır.
Fethullah gülenin iade kararını hukuk verecektir. Siyaset adamı değil.
Hukuk Devleti’nde siyaset adamlarının görev ve yetkilerini hukuk kuralları düzenler.
Eğer siyasetçi bu çizginin dışına çıkıyorsa ve hatta çıkmaya niyetleniyorsa, görevden alınır ve yargılanır.
Sonuç olarak Hukuk Devleti’nde hukuk kurallarını hiç kimse çiğneyemez. Cumhurbaşkanı ya da Başkan bile olsa…
Hiç kimse yargının üstüne çıkıp, astığı astık, kestiğini kestik bir zihniyeti hayata geçiremez.
Yani hukuk devletlerinde Cumhurbaşkanlığı ya da Başkanlık, yasaların üzerine fütursuzca çıkma imkanı yaratmak için değil, yasaların koyduğu sınırların içinde ülkeyi yönetmek için uygulanan hukukun içindeki bir sistemdir.
Oysa Cumhurbaşkanımız, “ABD bizden terörist istedi mi, der-top edip, gönderiyoruz… Mahkeme filan demiyoruz!” buyuruyor…
Yani, bir kez daha tekrarlayalım: Mahkeme filan, demiyoruz; dilediğimizi yapıyoruz, diyebiliyor…
Her şeyden önce “mahkeme” sözcüğü, “filan” sözcüğü ile yan yana getirilemez.
Yasalar ve hukuk, falan-filan bir şey değildir.
Sonra… ABD’nin istediği teröristler, iki ülke arasında imzalanan “suçluların iadesi” sözleşmesinde; yani bu sözleşmede yer alan kurallar çerçevesinde ve bu kurallara uyularak iade edilebilir.
Uluslar arası anlaşmalar ise, TBMM’nce kabul edildikleri için müstakil bir “kanun”durlar.
Yani, hukuk devletlerinde her iş, hukuka uygun yapılmak durumundadır; “mahkeme filan” denilerek, keyfen değil…
www.haksal.av.tr
@farukhaksal42
www.soruyusormak.com
YAZARLAR
Az önceYAZARLAR
15 saat önceYAZARLAR
17 saat önceYAZARLAR
17 saat önceYAZARLAR
21 saat önceYAZARLAR
2 gün önceYEREL HABER
2 gün önce