Fezlekeler yola çıktı…

Vatana-millete hayırlı olsun.

Bundan sonra izlenecek süreç dünden bellidir: TBMM’nde koltuk sahibi pek sayın “vekil”lerimiz, [bizlerden değil] başka-bir-yerlerden aldıkları talimatlar sonucunda “görev”lerini yapacaklar; ellerini/ kollarını/ parmaklarını kaldıracaklar ve bir kısım milletvekilinin dokunulmazlıklarını kaldırılacaklar; ve bu [sayın] zat-ı şerifleri kodese göndereceklerdir.

“Talimat” günümüzde bir yönetim biçimi halini almıştır.

Aslında bize özgü [Osmanlı’dan miras] başkanlık sistemi de bu yönetim biçimine meşruiyet kazandırmanın yasal kılıfıdır.

• Madem anayasa sınırları içinde kalarak bir ülkeyi yönetemiyoruz… O zaman bu yönetim biçimini anayasanın içine monte ederiz!

İşte amaç budur. İzlenen yol ve yöntem bu amacın doğrultusunda oluşmaktadır.

İşte tam da bu noktada bir soru:

• Dokunulmazlık ne içindir?
• Yasalarca düzenleniş nedeni nedir?

Dokunulmazlık müessesesinin tek meşru nedeni, çok sesliliğin Meclis çatısı altında oluşmasını sağlamaktır.

Milletvekillerinin görüşlerini özgürce ifade edebilmelerinin teminatıdır.

İktidar koltuğuna oturmuş olanların, muhalefeti susturmalarına engel olabilmek için düzenlenmiş bir yasal düzenlemedir.

Kumpaslar kurulmasını ve hukuku kullanarak özgür düşüncenin başına çorap örülmesini önlemek içindir.

Adi suçların üzerini örtmek için değil!

Suçlulara cennetten bir köşe inşa etmek için değil…

Fezlekeler Meclis’e gelecektir. Çünkü emir büyük yerden gelmiştir.

Küçük, koordinatları belli bir milletvekili gurubu kodese gönderilecektir…

Eğer aklıselim -acilen- TBMM kapısını çalmazsa “kader” bellidir.

Bu noktada da bir küçük not:

• Biz bu gurubun düşüncelerinden yanamayız? Hayır, asla!
• Bu kişilerin terörü destekleyen ilişkilerini, eylemlerini ve söylemlerini destekliyor muyuz? Hayır, asla!

Ama demokrasi işte böyle bir şey: onların demokratik haklarını [ve hukuklarını] savunmak zorundayız…

Fezlekeler TBMM’ye gelecekse… Dokunulmazlıklar kaldırılacaksa… Var olan tüm dokunulmazlıklar kaldırılmalıdır.

Kürsü dokunulmazlığının dışında kalan, tüm küçüklü büyüklü suç dosyaları yargının önüne götürülmelidir.

Bu yapılmıyorsa… Niçin yapılmadığı, neden yapılamadığı halka açıklanmalıdır!

Bu da yapılmıyorsa…

Ve daha gerçekçi bir deyimle, yapılamıyorsa, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin itibarının zedelenmesine daha fazla meydan verilmemelidir.

TBMM’nin manevi şahsiyeti erozyona uğratılmamalıdır.

Çünkü, TBMM’nin itibari, temsil yolu ile, Türkiye halkının itibari demektir.

Çünkü, TBMM’nin manevi şahsiyeti, Türkiye halkının kişiliği demektir…

@farukhaksal42

www.soruyusormak.com