Oktay EROL
Yağmur yağıyordu…
Bu mevsim yağan yağmuru ‘dolunun’ izleme olasılığı oldukça büyük!
Yine öyle oldu!
Beş dakkada, kilit taş döşeli yol beyaza büründü.
Karşıda, bir işyerinin önünde bekleyen üç kişiden biri, bir doluyu avucuna aldı, yaşı altmış dolayı, yüzü kırışık, elleri aynı, avucundaki doluyu bıçakla ikiye ayırmaya çalıştı, zorlanmaların ardından iki parça doluyu sokağa attı!
Şöyle dediğini düşünüyorum, doluyu ikiye ayırırken:
‘Anamın ilkisiyim.
Dağların tilkisiyim.
Doluya son ver Allahım.’
Oldu mu ne?
Dolu yağmura döndü!
Altmışlık adam, bulunduğu işyerinde bir gitti, bir geldi!
* * *
Geçenlerde Oray Eğin’den okumuştum;
AKP ile Fettullah’a hizmetlerinin karşılığı…
Kolonya kokulu Fehmi Koru…
Yüzbeşbin lira aldığı konuşuluyor, diyordu.
Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ da şu vurguyu yaptı ya:
Bugün bazı cemaatler öncelikle bir ekonomik güç olmaya, daha sonra da sosyo-politik yaşamı biçimlendirmeye, dine bağlı bir tek tip yaşam tarzı olarak sosyal kimliklerini ortaya koymaya çalışmaktadırlar. İşte sorun da buradadır. Sorun, dinin ya da dinî duyguların kendi amaçları için, alet-araç olarak kullanılmasıdır. Bugün de bazı din eksenli cemaatler, kendilerini demokratik alanın bir oyuncusu olarak takdim etmekte, çeşitli nedenlerle de görünürde kendilerinin güçlü bir konuma geldiğine inanmaktadırlar
Fehmi Koru’da köşesinden ‘bağlı’ bulunduğu, ya da korumakla ‘yükümlü’ olduğu ‘cemaate’ kol-kanat sarıldı. Dedi ki:
´Modernlik´ ile ´cemaatleşme´ olgusunu birbirine ters görüyor Genelkurmay Başkanı. Oysa ´modern zamanlar´ın ittiği yalnızlıktan bunalan, teknolojinin kendisini köşeye sıkıştırdığını fark eden bireyin bulduğu neredeyse tek çıkış yolu, ´grup´ ya da ´cemaat´ aidiyeti oluyor. Modern çağın tehditlerine karşı kendisi gibi olanlarla bir araya gelerek ayakta kalmaya çabalıyor ´modern´ birey…
* * *
‘Modern zamanların’ ittiği yalnızlıktan bunalan…
-Sistemin ‘özü’ gereği insanların yaşadıkları; ekonomik bunalım, işsizlik, istenilene erişememe, yarına karşı umutsuzluk, gelecek korkusu, ezici sınıfın daha da güçlenmesi…
Teknolojinin kendisini köşeye sıkıştırdığını far eden bireyin…
-Yaşanan bilgi çağında, en kolayından cep telefonuna tutsak olmuş bir kuşağın, ya da teknolojisiyle büsbütün dışa-bağlı olmanın açtığı yara…
Tek çıkış yolu ‘grup’ ya da ‘cemaat’…
-Tüm bunların kurtuluşu ‘cemaat’ öyle mi?
* * *
‘Modern’ olmak ne demektir ki?
Kapı önünde yağan ‘doluyu’ ikiye bölerek, ‘durdurabileceğine’ inanmak mı?
Ya da ‘kanlı pazar’ olayında, ‘Müslüman Türkiye’ sloganları atarak ‘Amerikan 6. Filosunu’ korumak mı?
Ya da ‘en büyük’ emperyalist ülkede, ‘kuş sütü eksik’ yaşam süren Fettullah Gülen üzerine tezler oluşturulurken ‘Türk bayrağı’ dalgalanan okulları olduğunu savunmak mı?
Ya da ‘milli eğitim’ adı altında ‘grup’ oluşturmak mı?
Yağmur yağıyor…
Birazdan ‘doluya’ da dönüşebilir!
Kırmayacağım ‘anamın ilki’ olmama karşın!
Çocuklarımı, tanıdıklarımı ‘kolonya kokulu’ modernliğinizden uzak tutacağım!
YORUMLAR