‘Teknoloji’ denilince günümüzde bilgisayarlar, cep telefonları geliyor ilk başta akla haklı olarak…
Tekerleğin, matbaanın bulunuşu, uzayı tanıma isteği, bilgi edinme kolaylığı…
Yararlanma açısından tüm insanların yaşamlarını kolaylaştırdığı görülür.
Bir metronun, bir uçağın sağladığı kolaylık yansınamaz.
Yer küresinin diğer ucunda biriyle canlı görüşmenin uyandırdığı heyecan yok sayılamaz.
Peki ‘teknoloji’ salt bu mu?
***
Bilinen tanımlardan yola çıkıldığında bir ‘kara kutu’ gibi…
Örneğin, bir tanım ‘bir sanayi alanında gücü-bilgiyi biriktirme, denetleme, işleme, iletme gibi amaçlarla oluşturulan makinelerin, araç-gereçlerin, aygıtların, yöntemlerin tümünü kapsayan uygulama biçimi’ diyor.
Bir diğer örnek de ‘malların, hizmetlerin üretiminde ya da buna yönelik amaçların gerçekleşmesinde kullanılan beceriler, yöntemler, işlemler, tekniklerin derlenmesi ya da bilimsel araştırmalar’ şeklinde tanımlanıyor.
Bir başka tanım da şöyle: Bir sanayi dalıyla ilgili üretim yöntemlerini, bu alanda kullanılan araçların, gereçlerin geliştirilmesini ya da üretilmesini kapsayan bilgi…
***
‘Bir sanayi dalıyla ilgili üretim yöntemlerini, bu alanda kullanılan araçların, gereçlerin geliştirilmesi’ sonucunda nelerle karşı karşıya kalınacaktı, ‘o sanayi’ dalında çalışanlar ne olacaktı, teknolojinin insan yaşamına kattığı neydi, soruları yanıtsız kalıyordu.
Anımsamakta yarar var…
Bankalar bugün birçok işlemleri müşterilerine yaptırmaya başladığında, örneğin atm’lerden para yatırma-çekmeyle çalışan sayısını azaltma yoluna giderek bilançosundaki kazanç bölümünü artırmıştı.
Banka adına ekonomik olarak…
Atm’lerden yapılan işlemler başlarda ‘ödüllü’ iken, bugün çalışan sayısı düşürülmüş, hem de bedellenmişti; ne güzel!
Bir anlamda ‘teknoloji’ çalışanın işsiz kalmasına neden olmuştu.
***
Birkaç gün önce Polisan Boya Fabrikasının bir duyurusu vardı.
Duyuruda ‘teknoloji ile otomosyana dayalı olarak toplu işten çıkarılmalar olacak’ deniyordu.
Gerekçe olarak da ‘endüstri 4.0 kapsamında leed sertifikalı çalışmalar yapılacağı’ belirtiliyordu.
Endüstri 4.0 yapılanmasının ‘işten çıkarma’ olmadan gerçekleşmeyeceği algısı yayılıyordu.
***
Üretim, tüketilmek için yapılır.
Teknolojinin gelişmesi, çalışanların işine son verilmesi anlamı taşıdığında ‘tüketecek’ katmanın alım gücünü yitirmesi anlamına gelir.
Bu da teknolojinin salt paradarların işine geldiğini kanıtlar!
Daha az zamanda, daha az çalışanla, daha çok üreterek, daha çok kazanmak…
Buradaki asıl soru, asıl üzerinde durulması gereken sorun, ‘üretimin’ nerede tüketileceği değil mi?
Binlerce beyaz eşya, milyonlarca boya, yine milyonlarca cep telefonu, bilgisayar, binlerce araç, binlerce yalı ‘teknoloji’ yardımıyla üretilecekse eğer, bunları kim tüketecek?
***
Yaşamda ‘asıl’ olan canlılardır…
İnsanlar canlıların başında yer alır.
İnsan teknolojiyle; doğayı, canlıları koruyarak, onların yaşam alanlarına zarar vermeyerek, kolaylıkları üleşerek yararlanmasında elbet sakınca yoktur.
İnsanın zorlandığı işlerde teknolojiyi kullanmasında elbet yararlar vardır.
Bugün dünyada çalışma saatlerinin kısaltılması konuşuluyor, insanın ağır işlerde daha az çalıştırılması üzerine kuramlar geliştiriliyor, bu gelişmeler göz ardı edildiğinde onarılamayacak denli büyüyecek sınıfsal savaşların oluşacağı üzerinde duruluyor.
Fabrikalarda çalışacak olanlar robotlar olunca, tüketecek olanlar ‘robot’ olmayacak elbet!
Polisan Boya Fabrikası, ‘teknoloji ile otomosyana dayalı olarak toplu işten çıkarılmalar olacak’ sözünü dile getiren şu ana dek bilinen tek sanayi…
Yeni açacağı fabrikası ‘teknoloji ile otomosyana’ bağlı yapılandırıldığından, öncesi kadar çalışana gereksinim olmayacağından dolayı ‘toplu işten çıkarılmalar’ olacak!
Kimi teknolojiyi, kimisi krizi, kimisi küçülmeyi gerekçe göstererek ‘çalışanlarının’ işine son veren onlarca fabrika saymamız olası…
Hepsinin ‘tek amacı’, daha az çalışanla, daha çok kazanmak; o kadar!
***
Tüm insanların kucaklaması gereken ‘teknoloji’…
Eğer emeğinden başka satacak bir şeyi olmayan emekçinin işine son verilmekse,
Salt fabrika sahiplerinin, bankaların, bulvarlarda son model araçlarıyla aynı yaşıtlarına ‘hava atan’ şımarık gençlerin varlığına katkı vermekse eğer,
İşsiz kalan ailelerin yaşadığı acıyı görmezden gelmekse eğer,
Dünya nüfusunun yüzde beşini geçmeyecek bir katmanın varlığını düşünüp, yüzde doksan beşini hiçe saymaksa eğer…
İnsanı, emeği, yaşamı hiçe saymaksa eğer…
Kahrolsun teknoloji…
111118
YAZARLAR
12 saat önceEKONOMİ
2 gün önceYAZARLAR
2 gün önceYAZARLAR
2 gün önceYAZARLAR
2 gün önceYAZARLAR
3 gün önceYAZARLAR
3 gün önce