0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

Oktay EROL

Salt “yeni yılla” değil, geçen “her an” birlikteliğinde “değişimleri” de getirir!

“Değişimler”, yurdun en büyük bölümünü oluşturan dar gelirli emekçide oluşturduğu etkiyle anlam bulur!

Hangi boyutta olursa olsun, ne denli harcama yapılırsa yapılsın, emekçinin “iyi yaşamasına, mutlu olmasına” katlı sağlamayan bir “değişim” yürekleri serinletmez!

Yoksulun yaşam alanını yok ederek kurulan, çok katlı yapılar dikilen bir kent ya da yerleşim alanı ne denli sevinç kaynağı olabilirse o kadar…

2023 yılı geldi, “değişen bir şey olmadı” diyenler yoksulun doyumuna, çatıdan sızan soğuğa baksınlar!

***

Asıl “değişimlerin” amacı, bir denge oluşturmak içindir; yoksulluğun azaltılması, doymayanın doyması, iç karamsarlığın onarılması, bölüşümün daha dengeli olmasını sağlamak için!

“Değişim” derken salt işverenin gözlerine, banka patronlarının büyüyen gücüne, tüm çirkinlikleriyle yükselen betondan yapılara, küçük bir azınlığın şımarık sevinçlerine bakıldığında hiçbir şey anlaşılmıyor; sap/ saman, iyi/ kötü, gece gündüz birbirine karışıyor!

Sanılıyor ki, medya soytarılarının yurttaşın önüne serdiği albenili ortamlar herkes için; herkesin bir eli yağda/ diğeri balda, yediği önünde yemediği arkasında, herkes pırlanta takılarla yaşamını sürdürüyor!

“Değişimi” bile kendi alanlarına anlam kazanıyor!

***

Yeni yılla birlikte nasıl “asgari ücrete” zam, “memura/ emekliye” düzenlemeler yapılacaksa, bu yapılan düzenlemenin adı da “değişim” olarak adlandırılıyorsa; bunun yurttaşın sırtına yeni bir yük olduğunu görmeyecek/ bilmeyecek denli gözler kapalı değil kanımca…

Cezalara, çeşitli hizmetlere yapılan yüzde yüzyirmilik artış orada olduğu gibi kalmayacak belli!

Yurttaşın tükettiği tüm temel gereksinmelerde görülecek! Araç trafik sigortasına yapılan bir zammın pazarcı esnafının tezgahına yansıyacağını, mahalle sütçüsünün ederini değiştireceğini, her tür “değişimin” bedelinin dar gelirli yurttaşa ödettireceğini biliyoruz!

***

“Yeni yılla” gelen “değişim” yurttaşı, dar gelirliyi, emekçiyi ne denli sevindireceği belli oldu bile!

Bu yurdun toprağını eken, suyunu kullanan, üretimin her katmanında varlığı bilinmesine karşın yokluk/ yoksulluk/ açlıkla sınanan yurttaşlara “değişimin” hep kabaran yükü kalıyor!

Örneğin memur ile emekliler bugün/ yarın belirlenecek “aylıklarını” bekliyor!

Devletin kurumu TÜİK’in belirlediği “açlık sınırının” üzerinde olacak mı, emekçinin “alım gücü” artırılacak mı, “temel gereksinmelere” ulaşması kolaylaşacak mı?

Halkın yararına olacağı belirtilen “değişim”, daha gerçekleşmeden alınmaya başlandı bile!

020122