Nöbetçi Eczaneler
‘’Cumhuriyet Halk Partisi hukukun üstünlüğünü, insan hak ve özgürlüklerini, laikliği, çoğulcu ve katılımcı demokrasiyi, cinsiyet eşitliğini, sosyal devleti, sürdürülebilir ve kapsayıcı büyümeyi ve insan onuruna uygun barışçıl ve hakça bir dünya düzeninin kurulmasını vazgeçilmez temel ilkeleri olarak kabul eden’’ sol eksende bir partidir.
CHP ayrıca kurucu felsefe bağlılığı güçlü ve sol kimliğiyle ayrıştırıcı olmayan, Türkiye Cumhuriyeti yurttaşı olan her kişiye yakın duran partidir. Bu çizgiye inanan ve savunan her birey CHP üyesi olur. Üye olarak hak ve ödevlerine sahip çıkar, temsil eder, örgütün tüm birimlerinde görev alır ve yönetici olur. Bu anlamda hiçbir kişi dünüyle yargılanamaz ve eleştirilemez! O artık CHP programıyla tüzükte belirtilen yol ve yöntemlere sadık kalarak siyaset yapan CHP kimliği olan politikacıdır!
Ancak her birey doğduğu andan itibaren aile, çevre, eğitim ve devlet yönetim aksiyonlarıyla bilinçlenerek siyasi kimliğe sahip olur. O kimlik ait olmadığı partiye üye olduğunda kaybolmaz. Bitmez. Dönemsel kırılma süreçlerinde daima kendini gösterir. Özellikle inançta, etnik milliyetçilikte ve kişilerin sosyal farkları arası mücadelesinde öne çıkar.
Sayın Ekrem İmamoğlu ve Sayın Mansur Yavaş CHP üyesi olan siyasi kimliklerdir. CHP’li politikacılardır. Her ikisi yetişme ve etkileşim faktörleri itibarıyla sağ siyasi kültür içinde yetişmişler. CHP üyesi olmaları almış olduğu kültürlerini yok saymaz, bitirmez ve kaybetmesine neden olmaz. Devlet yönetim tarzları ve siyasi çözümleri güncel, popülist ve derine fazla inmez. Her ikisinin demokratik halk cumhuriyeti gibi hedefi yok. Her ikisinin Kamu, Devlet ve Özel sektörü içine alan üretim sistemi koordine etme çözümleri yok. Ancak aldıkları görevlerle halkın sorunlarına geçici çözüm sağlama konusunda tutarlı ve kararlılar. İkisinin tutarlı ve kararlı tutumları, Türkiye siyasetinde kendileri üzerine kurulan gündemlerin vaz geçilmez politikacıları yapmıştır.
Sayın Ekrem İmamoğlu ve Sayın Yavaş isimleri CHP içinde öylesine baskın oldu ki ikisinin dışında cumhurbaşkanı adayı ismi çıkmadı. Ne genel başkan ne başka CHP kültürünü doğduğu günden itibaren alan politikacı cumhurbaşkanı adayı olarak gündeme gelmedi. Söylenecek söz, yürürken yolda kavgaya gerek yok. Var olanı kucaklamak ve ne kadar değişim, dönüşüm sağlanırsa mantığıyla yola devam etmek zorunlu olmuştur.
Çünkü faşizmden kurtulmak yurtseverlerin asli görevidir!
Sayın Ekrem İmamoğlu ve Sayın Mansur Yavaş geriye dönerek nereden nereye geldiklerini, CHP kimliğinin kendilerine neler kazandırdığı görmeli. Ülkenin geleceği adına siyasi hedeflerini sol eksene çelmeli. Bir makalemde ifade ettiğim gibi (öyle şeyler yaşıyoruz ki ‘’ışığa kavuşmak için karanlığa meydan okumak gerekir.’’ Platon’un çok doğru tespiti. Ancak meydan okumak yetmez. Yapacağın savaşa hazır olmalısın. Güç hedefle başlar. Güç hedefe giden ideolojik çözümle yola çıkar. Güç yola çıkanın ilkelere bağlı kalarak savunmasıyla büyür ve etkili olur. Güç örgütlendiğinde yenilmezlik unvanını kazanır. Doğru olan her şey varlığını koruyacak siyasi tavra sahip olmazsa; savaşın kaybedeni olur. Kazanmanın yolu kendin umut ve ışık olmaktır.)
Umudu flü olan sadece zaman kaybeder. Savaş dışı kalır. Unutmasınlar, karşılarında “Kış uykusunda kuyruğunu yiyerek büyüdüğünü sanan siyaset aklı var”!
Türkiye halkının gündemini, özlemini, arzını yazmak onlarca sayfa ister. Tek kelimeyle rengi tümüyle kaybolmuş ekonomik kaos içinde yaşıyor. Hak arama yeteneği kurutulmuş, yanı başında yaşayana güveni kalmamış Türkiye halkıyla karşı karşıyayız.
Her yaşam kaynağının kısırlaştığı bu sürece son verecek, çözüm sunacak ve koruyacak politikalara ihtiyaç var. Çözümleri bulacak, halka aktaracak ve umudu bayrak yapacak ortak akla ihtiyaç var. Türkiye coğrafyasını ve halkının yaşam koşullarını derinlemesine analiz edecek devrimci kadrolara ihtiyaç var. Sayın Ekrem İmamoğlu ve Sayın Mansur Yavaş feodal siyasetle elde ettikleri kariyerlerini öne sürülen hedeflere yönlendirmelidir.
Bu tutumları onları Türkiye halkıyla iç içe örgütlü güçte buluşturacak. Arayışı ve çözümü yerli malı yurdun malı ekseninde olduğunu gösterecek.
Altını özellikle çizmek isterim:
Kişi Umut Yaratmaz, Çözüm Umut Yaratır. Çözümü halka sunan lideri çözüm umut yapar.
CHP insan odaklı düzen kurma iddiası olan partidir. İnsan odaklı düzen kuracak parti kuruluş felsefesi doğrultusunda çözüm ve projelere sahip demektir. Asli tavrı geçici güncel söylem olmaz. Köklü çözümlerle ülkeyi değiştirmeli ve dönüştürmelidir. Türkiye’de yaşayan her yurttaşın toplumsal algılar üzerinden özlemine, arzına ve geleceğine dönük kaygıya son veren karşılıklar sunmalıdır. Halk çözümler sunan, yaşamında köklü değişikler getirecek CHP’ni umut görmeli, o umudu CHP’ni temsil eden adayla halka anlatmalıdır. Sadece adayla değil dikey ve yatay tüm örgütlü yapısı içindeki militan kadrolarıyla anlatmalıdır.
İşte o vakit var olan düzeni değiştirecek halk desteğini kazanır. Bunlar yapılmaz ise iki aydır yaptıkları gibi her gün bir yanımızı dilim dilim keserler!
Çok basit gündemi sürekli yaşarız.
Onlar diplomasızken, diplomalı olur. Biz diplomalıyken, diplomasız oluruz!
