Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Mekin ŞAHİN

Doğru Başlayan!

AKP kuruluş sürecinde 1990’lı yıllarda yaşanan krizlerin toplumda yarattığı denge kaybı üzerinde alternatif algısıyla çıktı. Övünerek söyledikleri ‘’3Y’’ iddialarının sokaktaki karşılığı üzerinden ilk seçimde birinci parti oldu. Tek başına AKP hükümetini kurdu. 2002 yılı öncesi bir gecelik banka faizlerinin %1000’leri geçtiği günlerde, sadece alım gücü eriyen halkın ve orta direk denilen esnafın iflasına karşılık gelen iddialarla halk desteğini uzun süre elde etti. Ancak kuruluş sürecinde birlikte oldukları ABD menşeili FETÖ örgütünün ılımlı İslam egemenliği çabaları sonunda kuruluş ekseninden çıktı. Yaşanan her kriz sonrası baskı ve zor kullanılma başladı. Adalet, hukuk ve ötekileşme çabalarıyla ‘’doğru gözüken’’ yoldan, yanlış yöne girdi. Hem kendi girdabını yarattı hem de Türkiye devletini ve halkını anafora dönüşen girdaba soktu. Şu an öyle korkulu dönem geçiriyor ki, gittiği yolun yanlışlığını bilmesine rağmen korkusu üzerinden korku yaratarak devleti ve Türk halkını yönetmeyi inatla sürdürüyor. Artık dönüşü olmayan yolda. Devleti ne kadar yönetecekse, o vakte kadar yanlışa dört elle sarılmaya devam edecek.

Yeni açılan CHP 1992 sonrası aşağıdan yukarı ihtiyaç üzerine kurulmadı. SHP’de etkili politika yapma şansı azalan Deniz Baykal ve arkadaşlarının kendilerine ait bir partiyi yukarıdan aşağı eklettik tüzük ve programla yeniden açtılar. 1924’te kurulan CHP ile 1992 yılında yeniden açılan CHP sadece isim benzerliği olan iki siyasi partidir. Bu fark nedeniyle Türkiye somut koşulları sol, sosyal demokrat veya sosyalist partilerin devleti yönetme gücü elde etmelerine uygun olmasına rağmen, o gücü bir türlü elde edemedi. 1999 yılında baraj altında kaldı. Önce istifa ederek sonra yeniden genel başkan olan Deniz Baykal Türkiye’ye özgü çözüm, iddia ve hedef yaratmadığı için her seçim öncesi farklı ülke sosyal demokrat parti program ve yöntemlerini benimsedi. Benimsenen yol ve yöntem Türkiye halkına umut olmadığı için genel ve yerel seçimlerde birinci parti olamadı. Bugün halkına zulüm yapan, hukuku yok sayan adaleti kendi çıkarlarıyla örtüştüren AKP’nin güç kazanmasının ve hükümetlerinin devamının önünü açtı. Kemal Kılıçdaroğlu dönemi Deniz Baykal dönemini aratır oldu. Türkiye’yi 70 yıla yakın yöneten sağ partilerin yarattığı olumsuzlukları sanki CHP yönetimleri ülke yöneterek yapmış gibi sağın sembollük kimlikleri üzerinden helallik istemesi CHP’ni bir kez daha batağa çekti. Tayyip Erdoğan eleştirilirken, Tayyip Erdoğan’dan daha fazla ‘’İslamcı’’ olan Ekmeleddin’in cumhurbaşkanı adaylığı ve 6’lı masa içinde bulunan ve seçim kazandırma gücü olmayanlara sunulan 39 milletvekili; halkın CHP olan güvenini ciddi biçimde sorgulatmış ve parti yönetiminde değişikliği kaçınılmaz yapmıştır. Oysa halk 1980 12 Eylül askeri darbesi sonrası kendi geleceğini emanet edeceği sol parti aradı durdu. Halkçı parti, SODEP, SHP ve yeniden açılan CHP halkın vereceği misyonu bir türlü almayı beceremedi.

14 Mayıs genel ve cumhurbaşkanlığı seçim sonuçları CHP dünyasını bir anda karıştırdı. Kemal Kılıçdaroğlu önderliğinde partide önemli görev yapanlar İmamoğlu önderliğinde değişim çağrısı yaptı. Kemal Kılıçdaroğlu değişimin yerel seçim sonrasına ertelenmesini istedi. Ancak Türkiye’de siyaseti dizayn edenlerin öne çıkardığı aktörlerin baskısı, yapılan il kongrelerinde İstanbul dışında önemli tüm il seçimlerini Kemal Kılıçdaroğlu kazanması; kurultayın erkene alınmasını sağladı. Öyle ya da böyle Kemal Kılıçdaroğlu seçimi kaybetti. Özgür Özel, tıpkı halefi Kemal Kılıçdaroğlu gibi siyasi mücadele geleneği sol kimlik ötesine geçen mücadele birikimi olmadan CHP genel başkanı oldu. 14 Mayıs sonrası özellikle emekli ve asgari ücretle çalışanların AKP ve Recep Tayyip Erdoğan’a olan tepkisinin artık kemiği kesme sürecine gelmesi, 31 Mart 2024 yerel seçimlerinde; CHP 1992 sonrası ilk defa birinci parti oldu. Olmakla kalmadı, Bülent Ecevit sonrası ilk defa %37,8 civarı oy aldı. Aynı zamanda Büyükşehir, İl ve ilçe belediye başkanlıklarını kazandı. Özellikle Büyük şehir belediye başkanlığı sayısının artmasıyla CHP halk tarafından umut olarak görüldü.

Başarı ve başarı sonrası için söylenen bir deyim var. ‘’ Siyasette başarılı sonuç alarak mevzi kazanmak önemli. Kazandığın mevziiyi korumak ve gelecekte referans göstererek daha büyük başarı elde etmek daha önemli’’ derler. CHP 31 Mart 2024 yerel seçimlerinde ki başarısını, devleti yönetecek gücü kazandıracak seçime referans yaparak doğru önderlik ve halkın arz-taleplerine çözümler sunarak hazırlık yapmalıydı. Ayrıca halkın kendine verdiği görevi yani mevcut hükümetin yerine CHP hükümetini kuracağı mücadeleyi başlatmalıydı.

Ama olmadı.

Her şey CHP lehindeyken ‘’normalleşme’’ algısıyla erken seçim gündeminin askıya alınması; halkta şaşkınlık, AKP hükümetinde geçen zamanı lehine kullanma fırsatı yarattı. Doğru başlayan süreç, ilk diz üstü düşüşü yaşadı. Çünkü Genel başkanda ve MYK’da siyasi birikim ve deneyim yetersizliği var. Eski gençlik kolları il başkanlığı yapmış MYK üyeleri çok etkili olamadı. Süreç ve gündem AKP, MHP veya ikisinin belirlediği gündeme bağlı akış içinde geçmeye başladı. Türkiye siyaseti kısır çekişme ve çatışma içinde zaman geçirirken dünyadaki gelişmeler Türkiye’yi çok yönlü etkisi altına alıyordu. Suriye ve Gazze’de yaşananlar uzun süredir BOP hedefi içinde olan ülkemizi yakından ilgilendiriyor. Gazze katliamı ve işgali, ‘’mavi vatan doğu Akdeniz’’ kontrol altına alma operasyonu, Suriye’de ki sonuç ABD ve ittifaklarının Türkiye ve İran üzerine kuracakları oyunun ayak sesleriydi.

Her şey düz ve dikensiz bir yol içinde gitmez. Dünyayı yöneten 13 ekonomik aile kendi içinde farklı sömürge yöntemleri istiyor. Bu durum bugün su yüzüne çıkmayan ABD, İngiltere çatışmasının suyunu ısıtıyor. Özellikle çatışmalar inisiyatifi ele aldıkları ülkelerde ortaya çıkıyor. Ülkemizde son 15 gündür yaşadığımız kaos, tutuklamalar, protestolar, hukukun ve adaletin askıya alınması bu çatışmanın yansımasıdır! ABD ve ittifakları Türkiye’de İngiltere’nin etkin rol ve belirleyici olmasını istemedi. Gereği yapılması konusunda AKP hükümeti eliyle düğmeye bastı!

CHP sayın Özgür Özel ve arkadaşlarının yeterli ya da eksik deneyimlerine bakılmaksızın yönetim değişikliğiyle doğru yola girdi. Ama çok kısa zamanda diz üstü düşüşü yaşadı. AKP hükümeti fırsat bularak yenilgi ezikliğini atarak savunmasını CHP’ne saldırarak başladı. Başarılı oldu. Ekrem İmamoğlu’nun sahaya inmesini sağladı. Sonrada kendi elini güçlendiren hamleleri hukuk ve adaleti askıya alarak yaptı. Ekrem İmamoğlu şu an cezaevinde. Sürecin böyle sonuçlanmasına kimse inanamadı. Özgür Özel daha önceki belediye başkanlarının görevden alınmasında savunmasını yetersiz yapmıştı. Bu defa direk sahaya indi. Saraçhane’de süreci takip etmeye başladı. İşte tam o anda İTÜ öğrenci gençliği barikatları aşarak Saraçhane’ye geldi. Gençlik enerjisiyle ve ısrarla Özgür Özel’i sokaklara indirdiler. Kısa zamanda diz üstü düşen Özgür Özel, Türkiye çapında önce gençliğin sonra gençlerden etkilenen halkın sokaklardaki gücüyle ayağa kalktı. Çok ciddi performans göstererek, CHP genel başkanlığını hak etme sürecine girdi.

Asıl sıkıntısı şimdi başladı. Saraçhane’de başlayan halkla buluşmasını korumak ve Türk halkıyla birlikte yaratacağı güçle CHP iktidarına yol alacak mı?

Ekrem İmamoğlu; Özgür Özel ve CHP’nin halkla buluşmasında öncü ve sembol oldu. CHP elbette kendi çocuğunu, Özgür Özel yol arkadaşını yalnız bırakmayacak ve özgürlüğüne kavuşturma mücadelesini verecek. Ama CHP ve Özgür Özel’in asli görevi mevcut faşist devlet yönetimi yerine demokratik halk cumhuriyeti kurmaktır. Doğru yolda yürürse halkın iktidarını Türk halkıyla birlikte kurar. Umut yaratır. CHP ve dolayısıyla Özgür Özel halkın umudu olur. ‘’Normalleşme’’ gibi karşılığı olmayan sıradan işlerle uğraşırsa tarihle çabuk buluşur.

Saraçhane sonrası başlatılan mitingler, ağırlıklı olarak demokratik cumhuriyeti ve halkın insanca yaşam koşullarını neden ve nasıl inşa edeceğini anlatmakla yoluna devam etmelidir!

Kendi gerçeğini ellerinle tut. Eksiğini ve gediğini tamamla. Kendi geleceğini başkalarının ellerine bırakma.

Ve sokağını iş, ekmek ve sıcak yuvası adına vereceğin kavgayla ayağa kaldır! Bana inanmıyorsan sokağına sor!

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER