Mahpusta voltanın hazzı bir başkadır. Seni çürümeye terk edenlere inat, attığın her adımla yaşama yeniden, yeniden dönersin. Kendinden geçmiş ruh alemi içinde yüz mimiklerin kâh gerilir, kâh güler, kâh isyan eder.
Voltada ne halde olursan ol, konuştuğun beyninle yaşamı güzelleştirir ve seni rahatlatan sonuca ulaşırsın.
Ulaşmanın da ötesin de yaşamanın ne kadar güzel olduğunu hisseder ve seni teslim alan çürümeyi beyninde yok sayarsın.
Ülkemizin bilgi çağında, yönetimsel zaaflar yüzünden mahpus edildiğini; cumhuriyeti yaratan değer yargıları ve hedefleri üretenlerin çürümeye terk edildiğini hissediyor ve görüyorum.
Şu an cumhuriyetin son kalesine saldırı var.
Çirkin saldırı. Planlı saldırı. İBB Ekrem İmamoğlu göz altına alındı. Birçok neden ileri sürülüyor ama gerçek neden cumhurbaşkanı adayı olma isteği ve mücadelesidir.
31 Mart 2024 tarihli yerel seçimde halk desteği alan CHP’nin halkın gönlünden düşürecek biçimde kayyum atama çabası.
İçinde birazcık ülke sevgisi olan, halkını seven her yurttaşın, ülkemiz üzerinde dolaşan karanlık senaryoları gördüğünü düşünüyorum.
Ancak bu süreci okuyan, örgütlü doğru önderlik yapma çabasında olan bir CHP ve CHP önderliğine destek veren bir halk var. Türkiye üzerinde dolaşan karanlık senaryolara karşı tavır alıyor.
Yıllarca var olan boşluk, Özgür Özel’in çağrısıyla Türkiye’nin her ilinde doluyor ve karşılık buluyor.
Bu boşluk uzayın kara deliği gibi, bilinen bilinmezlik gibi halkın yaşamını güzel edecek her şeyi sürekli içine çekiyordu. Türkiye halkı akıl almaz biçimde ülkesini ve yaşamını kara deliğe çeken iç
ve dış güçlere, önderlik yapan muhalefet partisi bulmadığından sürekli fırsat veriyordu.
Çareyi, çaresizlikle beslenen güçlerde arayan Türk halkı, kendi kendine harakiri yapmayı, Ekrem İmamoğlu’nun göz altına alınmasıyla bıraktı. Direnmeye başladı.
Türkiye’de çok şey değişecek. Devleti yöneten hükümet dahada sertleşecek. Baskı ve şiddetin seviyesi her alanda artarken, hukuk ve adaletin esemesi kaybolacak!
Dün:
Köylü perişandı ama desteğini cumhur ittifakından tümüyle çekmiyordu.
İşçi ekonomik, sosyal ve özlük kimliğini kaybediyordu ama örgütlü mücadelesine engel olan, cumhur ittifakına biat ediyordu.
İşsizler ordusu yoksullukla iç içe, ama desteği hala kendilerine bu yaşamı gösterenlere destek veriyordu.
Sosyal devlet uygulaması yok. Sağlık hizmeti sosyal görev olmaktan çıktı. Anadolu kültürü, etnik ve dinsel ayrımla parçalanma tehlikesiyle karşı karşıya.
Üretim sürekli krizle boğuşuyor, bir türlü eksene oturtulmuyor, milli üretim politikası her geçen gün eriyordu.
Türk halkı çaresiz. Türk halkı huzursuz. Ama Türk halkı sessizce yarına nasıl hazırlanacağını bekliyordu.
Bugün:
Bir kıvılcım halkı uyandırdı. Anadolu halkının mazluma destek ruhu üzerine örtülen toprağı kaldırıp atmasını sağladı. İstanbul’da üniversite öğrencilerinin yaktığı meşale, Saraçhane’de Özgür
Özel’in isyan çığlığıyla Türkiye’de yeni bir dönemi başlattı.
Türkiye halkı şimdi kendi geleceğine giden aydınlığa yol almaya başladı.
Türk halkı nereye gideceğini biliyor.
Bu belirsizlik içinde son darbeyi vurmak isteyen güçler çatışması var. Bir tarafta halkın gücünü yanına alan CHP diğer yanda devletin gücünü yanına alan AKP.
Her ikisi de Türkiye Cumhuriyeti devletini kurumsal olarak değiştirmeye hazırlanıyor.
Tam bir CÜCELER SAVAŞI!
Ama: Türkiye mahpusta. Anadolu bağrındaki voltalarda yeni çığlığa kulak veriyor. Zorlu yolu kaç kez aştıklarını unutmadan kendilerine umut olan ağıtlarında, yaşamlarını çürütmeye çalışan tüm güçleri istemiyorlar.
Kim ki Türkiye halkını yalanla, talanla aldatır ve yaşamını çürütürse, Tam bağımsız Türkiye’nin düşmanıdır.
Cüceler savaşında tek hedef, bağımsız ve özgür demokratik halk iktidarı olmalıdır.
Yapacağımız tek şey! Cüceler savaşına son vermek.
Volta atmaya başladınız mı?