Ömer ALPDOĞAN
Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ’ın TV100’deki bir programdaki açıklamalarının dinleyenler, Sinan Oğan’ı Ümit Özdağ’ın aday gösterdiğini sanacak..
CHP’li eski milletvekili Barış Yarkadaş, son dönemlerde MHP’nin ekranlardaki sözcüsü olan Av. Cem Kaya gibi adların katılımcı olduğu programda konuşan Özdağ, “Bugün olsa Sinan Oğan’ı aday göstermeyiz” diyor, “Oğan’ın yaptığını hiçbir zaman kabullenemedim” diye konuşuyor..
Özdağ’ın Sinan Oğan’ın adaylığı ile ilgili sözlerinin hayretle dinledim..
Hemen belirteyim, Sinan Oğan’ın cumhurbaşkanlığı için imza veren, imza toplayanlardan biriyim..
Adana adliyesinde oyumu verdikten sonra, adliye önündeki Zafer Partisi çadırına uğrayıp oy kullanma belgesinin teslim etmek istediğimde, orada oturanların yüz bin imzayı toplamayla pek de ilgilerinin olmadığını gözlemlemiştim..
Oğan’ın adaylığı ile ilgili gelişmeleri biraz oldun bildiğim için, Ümit Özdağ’ın bu konudaki sözlerini şaşırdım..
Özdağ, bir yılı aşkın bire süre sonra rol çalıyor..
Son anda bindiği trenin makinisti olduğunu iddia ediyor..
Açıkçası, Ümit Özdağ’ın Türk milliyetçiliğinin simge adlarından olan Muzaffer Özdağ’ın oğlu olarak Sinan Oğan’ın adaylık sürecinin, sürece ne zaman katıldığını doğru olarak anlatmasının beklerdim..
Özdağ’ın sanki kendisi aday yapmış gibi konuştuğu Sinan Oğan’ın cumhurbaşkanlığı adaylığı uzun bir sürecin sonunda ortak bir karar olarak gerçekleşmişti..
Oğan’ın cumhurbaşkanlığı adaylığı sürecini başlatan da, sonlandıran da Ümit Özdağ, Zafer Partisi ya da Ata İttifakı değildi..
Başını Ülkü Ocakları eski Genel Başkanı Ulvi Batu ve eski eğitimcilerden Hakkı Şafak Ses’in çektiği Türk milliyetçisi bir grup, seçimlerden bir, birbuçuk yıl önce cumhurbaşkanlığı için bir Türk milliyetçisi aday çıkarmak için çalışmalara başlamıştı..
Sürekli istişareler yapılıyor, Türk milliyetçilerinin tamamının benimseyeceği bir ad üzerinde uzlaşı sağlamaya çalışıyorlardı..
Çeşitli kişilerin adı gündeme geldi, tartışıldı..
Aynı grup, aynı amaç için MHP’ye mensup ya da o partiye oy verenlerin yanında, İyi Parti, BBP, gibi partilerde siyaset yapanların yanında aktif siyasetten uzan duran Türk milliyetçileriyle de görüşüp fikir alışverişi yapmaya çalışıyorlardı..
Görüşmek istedikleri kişiler arasında o dönemler altılı masanın bülbülü konumunda olan Meral Akşener bile vardı..
İstişarelerde adaylık için adı öne çıkan kişilere de bizzat aday olması teklif ediliyordu.
Her nedense teklif götürülenler bir bahane buluyorlar aday olmayacaklarının deklare edip çıkacak bir başka kişiye oy vereceklerinin dile getiriyorlardı..
İşte adaylık konusunda görüşmeler yapıldığı ve ret yanıtı alındığı bir ortamda Sinan Oğan, milliyetçilerin ortak bir adayla seçime gitmesi içi çalışanlara “siz bir aday bulursanız milliyetçi ittifak olarak bir araya gelirseniz ben ona uyacağım ama, bir milliyetçi aday çıkmazsa ben milliyetçileri adaysız bırakmak istemiyorum” demişti.
En son, Türk milliyetçileri içinde saygın bir yeri olan bilim insanı, bir zamanlar Tuğrul Türkeş’in partisi Aydınlık Türkiye Partisi’nin genel başkanlığı da yürütmüş büyüğümüz işi yokuşa sürünce Sinan Oğan’ın adaylığı konusunda karar alınmıştı..
Adaylık için koşul olan yüz bin imzanın toplanması için yurt çapında girişimler başlamıştı..
Ümit Özdağ ve Zafer Partisi, Sinan Oğan’ın aday gösterilmesi kesinleştikten sonra sürece girmişti..
Sinan Oğan’ın Zafer Partisi’nin lokomotif olduğu içinde neoliberal Adalet Partisi’nin de bulunduğu Ata İttifakı tarafından aday gösterilmesini teklif etmişti.
Ümit Özdağ ve Zafer Partisi Sinan Oğan’ı aday göstermemişti.. Oğan zaten adaydı ve yüz bin imza için çalışmalar başlamıştı..
Zafer Partisi işin içine girmese de yüz bin imza toplanacaktı..
Şimdilerde, Özdağ’ın, Sinan Oğan’ı kendisi aday yapmış gibi konuşması, “bugün olsa Sinan Oğan’ı göstermeyiz” diye konuşması, Oğan’ı kendisi aday göstermiş algısı yaratmaya çalışması siyaseten yanlış ve etik bir davranış değildir….
İçin içine Ümit Özdağ girmese de Sinan Oğan adaydı..
Yine yüz bin imza toplanacaktı..
Hatta, Ümit Özdağ’ın unuttuğu ya da aklına getirmek istemediği bir şey de, aldığı oyların bir kısmı Sinan Oğan için Zafer Partisi’ne verilmişti..
Basit bir ve binlerce insanın bildiği bir konuda doğruları söylememek Özdağ’ın güvenilirliğini sorgulatacak bir durumdur..
Kişisel olarak, milletvekili genel seçimleri için sandık önümüze geldiğinde, Özdağ’a ve Zafer Partisi’ne oy vermek için ikilem yaşayacağım, güven konusunda endişe yaşayacağımı şimdiden söyleyebilirim..
14 Mayıs 2023!deki gibi Zafer Partisi’ne güvenicinde ve gönül rahatlığıyla oy vermeyeceğim, büyük olasılıkla da oyumu Özdağ için kullanmayacağım..
Özdağ, “Oğan’ın yaptığını hiç bir zaman kabullenemedim” derken de sanırım Oğan’ın ikinci turda Cumhur İttifakı adayına oy vereceğinin açıklamasını ve seçim çalışmasına katılmasından bahsediyor..
Özdağ’ın bu konuda da doğruları söylemediğinin, bildiklerinin sakladıklarının düşünüyorum..
Çünkü, Türk milliyetçilerini cumhurbaşkanlığı seçimi ikinci tura kalması halinde nasıl bir yol izleneceği aynı toplantılarda ele alınmıştı..
Sinan Oğan, seçimin ikinci tura kalması durumunda Cumhur İttifakını destekleyeceğinin o toplantılarda açıklamıştı..
Yani, Sinan Oğan’ın iki adaydan kimi tercih edeceğinin o Mayıs 2023’ten aylar öncesinden biliniyordu..
Bu durumu Özdağ da biliyordu..
Bildiği bir şeyi kabullenemiyorsa, adaylığı zaten kesin olan Sinan Oğan’ı Ata İttifakı’nın aday göstermek için onca çabayı neden göstermişti..
Bu kabullenememenin Oğan’ın kendisinden önce davranmış olmasından kaynaklanması da büyük bir olasılık..
Bu olasılığı yükselten de, Özdağ’ın aynı programda yaptığı açıklamalar..
Özdağ, TV100’deki konuşmasında, AK Partili Numan Kurtulmuş’a bize İçişleri Bakanlığını verirseniz Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı desteklerim dedim” ifadelerini kullandı..
Yani, Kemal Kılıçdaroğlu ile yaptığı pazarlığın bir benzerini AJK Parti ve Erdoğan ile de yapmak istemiş..
İçişleri Bakanlığını alsaydı, o da Sinan Oğan gibi Erdoğan’ı destekleyecekti..
O zaman, Erdoğan’ı destekleyen Sinan Oğan’a yönelik bu öfkenin nedeni de olabilir?..
Olsa olsa, Sinan Oğan’ın Özdağ’dan daha önce hareket etmesi ve Erdoğan’a desteğinin açıklaması olabilir..
Bunun da adı olsa olsa kıskançlıktır..
Gelelim yeniden, “Sinan Oğan’ı bugün olsa hiçbir yere aday göstermeyiz” sözüne..
Zaten Özdağ aday göstermemişti..
Yarın cumhurbaşkanlığı seçimi olsa Sinan Oğan yine Türk milliyetçilerinin adayı olursa ben yine gider o yüz bin imza için adliyede imzamı atar, sandıkta oyumu Sinan Oğan için kullanırım..
Ama, Türk milliyetçilerinin bildiği gerçekleri görmezden gelip, kendisi yapmış edasıyla konuşan, algı yaratan Ümit Özdağ’a oyu verme konusunda aynı kararlılığı göstermem olası değil..
İnsan güvendiği siyasetçiye oy verir ve benim Özdağ’a hiç güvenim yok…
Mültecilerle ilgili söylediklerine bile artık güvenemiyorum..
Sen hiç yanarak öldün mü?
Türkiye’nin dört bir yanında çıkan orman yangınlarıyla ilglil çeşitli iddialar ortaya atılıyor..
Kimileri piknik yapanlar tarafından çıkarıldığını, kimileri özellikle İzmir ve Muğla’daki orman yangınların terör örgütü tarafından çıkarıldığını ileri sürüyorlar..
İddiaları ve yangınların nedenlerinin savcılar mutlaka ortaya çıkaracaklardır..
Yangınlarda, hayvanlardan telef oldular diye bahsedilmesine takılmıştım..
Bir şeyler yazmaya kalktığımda, sosyal medyada Kıymet Şimşek’in kaleme aldığı bir yazıyı gördüm..
Tam da benim düşüncelerimim dile getirmişti..
Ben de o güzel yazıyı sizinle paylaşmak istedim..
“Sen uykudayken alevler sardı mı evini..?
Nereye koşsan alevden duvarlar çektiler mi..?
Sen kendi kavrulan etinin kokusunu duydun mu..?
Yavrun senden önce yanarken onu izledin mi mesela..?
Sen hiç yanarak öldün mü..?
Hiç dünyanın tüm çaresizliğini yaşarken, görülmez oldun mu..?
Hiç kavrulurken attığın çığlıklar duyulmaz oldu mu..?
Sen hiç yanarak öldün ve bir rakamdan ibaret oldun mu..?
Sen kanaya kanaya ölürken “telef oldu” dediler mi sana..?
Sen yokmuşsun gibi döndü mü dünya..?
Sanki hiç var olmamışsın gibi davrandılar mı sana..?
Bunu hep hatırla: Bu dünyanın tek zararlısı insandır…
Ormanları kasten yakanların aynı sonu yaşamaları dileğiyle
Kıymet Şimşek”
İyi insanlar da var…
Kanun çıkmadan önce Eros adlı sevimli kediyi tekmeleyerek öldüren, minicik patileri ve annelerinin bir tane sığınacak ağacın olmadığı, suyun bulunmadığı kervan geçmez kuş uçmaz yerlere atarak ölüme terk eden, yasadan sonra zevkle minicik partili dostlarımızı ağzını, ellerinin ve ayaklarını bağlayıp öldürenler, duvardan duvara çarpan yüreği kapkara insanları çok görmüştük..
Hatta, sokak hayvanlarını canlı canlı çöp toplama aracına atan belediyelerin “temizlik görevlilerine” de tanık olmuştuk..
İzmir’deki orman yangını sırasında kalbi sevgi dolu insanları görmek mutlu etti..
Kimi İzmirliler, barınaklardaki canları, yaklaşan alevlerde, ormandaki diğer canlılar gibi yanmalarının önlemek için kucaklarına alarak, o bölgeden uzaklaştırmak için yoğun çaba harcadılar..
İyi ki varsınız güzel insanlar..
Bunca kötü insanlar arasında güneş gibi parladınız, insanlık adına umutlarımızı tazelediniz..
EKONOMİ
12 saat önceYAZARLAR
12 saat önceYAZARLAR
13 saat önceYAZARLAR
13 saat önceYAZARLAR
2 gün önceYAZARLAR
2 gün önceYAZARLAR
2 gün önce