Büyükşehir’e acele kamulaştırma darbesi

Büyükşehir’e acele kamulaştırma darbesi

ABONE OL
2 Temmuz 2024 15:03
Büyükşehir’e acele kamulaştırma darbesi
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Ömer ALPDOĞAN

Adana Büyükşehir Belediyesi’nin yeni otogar projesi anlaşılan başlamadan hukukçuların deyimiyle kadük, halkın devimiyle çöp oldu..

Bilindiği üzere, Başkan Zeydan Karalar; yıllardır mevcut Otogar’ın yerine içinde iş merkezinin de olduğu yeni bir otogar inşa etmek istiyordu.

Ancak, geçtiğimiz dönem, Meclis çoğunluğu cumhur İttifakı’nda olunca bu isteği Meclid’ten dönmüştü..

Meclis’te çoğunluğun CHP’yev geçmesinin ardından geçtiğimiz günlerde Meclis, Karalar’ın projesinin kabul etmişti..

Proje bu kez de Cumhurbaşkanlığı kararına takıldı..

28 Haziran tarihli TC Resmi Gazete’de yayımlanan Cumhurbaşkanlığı’nın 8658 sayılı Kararı ile, hızlı tren projesi için Adana’da bir çok yere acele kamulaştırma kararı verildi..

Çok sayıda yeri kapsayan acele kamulaştırma kararı alınan araziler arasında Otogar arazisinin olduğu da belirtiliyor..

Bu durumda, arazinin mülkiyeti, Büyükşehir Belediyesi’nden çıkıp Türkiye Cumhuriyeti Devlet Demiryolları’na geçecek..

Bu da, Zeydan Karalar’ın yıllardır hayalinin kurduğu ve gerçekleştirmek için yoğun çaba harcadığı yeni otogar projesinin artık, mevcut otogar arazisi üzerinde gerçekleştirilemeyeceği anlamına gelmektedir..

Adanalı, yeni otogar projesi üzerine bir bardak soğuk su içsin..

Yazarken aklıma geldi..

Ülkemizin en fazla kazanan havalimanını Mersin’e taşıyan merkezi iktidar, arazisini TCDD için acele kamulaştırma kararı verdiği otogarı da Mersin’e, Çukurova Bölgesel Havalimanı’nın yanına taşısın.

Havalimanı ile otogarı yan yana inşa etsin..

Onlar da kurtulsun, biz de…

 

Sinan Ateş davasını izleyecek genel başkanlar!

Bugün 1 Temmuz.

Türkiye’de bazılarının Türk milliyetçiliğine ve MHP’ye saldırmak, günah keçisi ilan etmek için büyük umut bağladıkları Sinan Ateş cinayeti davasının başladığı gün..

Kamuoyunun aslında pek de ilgilenmediği ancak, MHP üzerine yeni operasyonlardan medet umanların dört elle sarıldıkları, köpürttükçe köpürttükleri dava nihayet Sincan Cezaevinde bugün başlayacak. Davanın ilk duruşmasını MHP karşıtlığı ile bilinen bazı siyasal parti genel başkanları da izleyecekmiş..

Medyada yer alan haberler göre, CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, DAP Genel Başkanı Ali Babacan, İyi Parti Genel Başkanı Ali Babacan ve CHP’nin eski Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu davayı izleyecek siyasetçilermiş..

Müsavat Dervişoğlu’nu bir yana koyarsak, diğerlerinin tamamı müzmin birer Türk milliyetçiliği düşmanı, MHP karşıtlığını siyasetlerinin odağı yapmış kişiler..

Zaman zaman barış havarisi pozlarına bürünen CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in, MHP ile AK Parti ittifakını çatlatmak için sürekli MHP aleyhine açıklamalar yaptığını herkes biliyor..

Yoksa, Özgür Özel, bugünlerde sık sık eşiyle görüştüğü Sinan Ateş’i ve ülkücüler çok sevdiği için, Sinan Ateş’le yatıp Sinan Ateş’le kalkmıyor..

Özgür Özel, Türk milliyetçilerini ve ülkücüler çok sevseydi, örneğin, Sinan Ateş’in ekibindeki biri tarafından Mersin’de öldürülen ülkücü gencin cinayetine de bu denli sahip çıkardı..

Örneğin, Fırat Çakıroğlu katledildiğinde, ekranlara çıkıp ülkücü Fırat Çakıroğlu cinayetinin de takipçisi olurdu. Tıpkı bugün yaptığı gibi..

Ya da, göreve gelince Kemal Kılıçdaroğlu’nun danışman olarak görevlendirdiği eski Ülkü Ocağı başkanını dahil ülkücüleri gelir gelmez kapının önüne koymazdı.

Kemal Kılıçdaroğlu’nun da genel başkanlığı sırasında Türk milliyetçilerinden oy alabilmek için Sinan Ateş cinayetini kullandığına da tanıklık etmiştik..

Hatta bu uğurda kullandığı tek ülkücü Sinan Ateş değildi. Sinan Ateş gibi Ülkü Ocağı eski genel başkanı olan Alaattin Aldemir’I danışman yapmış, Sinan Ateş ve Alaattin Aldemir üzerinden ülkücülerden oy devşirmeye çalışmış, ancak hayal kırıklığına uğramıştı..

Kendisine “Serok Ahmet” denmesinden memnunluk duyduğunu söyleyen ve binlerce insanının ölümüne, çadır mahkemelerine ve hendeklere uzanan açılım sürecinin sonlandırılmasından MHP’yi sorumlu tutan Ahmet Davutoğlu ve Ali Babacan’ın  MHP karşıtlığı ve Türk milliyetçilerine olan husumetlerini anlatmaya gerek bile yok..

Şimdi bu kişiler bugün Sincan Cezaevine giderek, Sinan Ateş’i ne denli sevdiklerini millet gösterecekler..

Yukarıda adı geçen siyasetçilerin hiç biri samimi değil..

Sinan Ateş cinayetiyle ilgilenmelerinin tek nedeni ABD’den başlatılan MHP’yi devreden çıkarma operasyonu..

Kimi, Sinan Ateş cinayeti üzerinde hala ülkücülerin oyunu alacaklarının sanıyorlar ve bu nedenle ABD oyununda gönüllü figüranlık yapıyorlar..

Kimisi de başlattıkları açılım sürecinin bitmesinden sorumlu tuttukları MHP’den intikam almaya, Emevi Camiinde cuma namazı kılma hayalleriyle Türkiye’yi içine sürükledikleri Suriye bataklığındaki rollerini unutturmak için Sinan Ateş cinayetini bir fırsat olarak görüyorlar..

Tabii, bunu yaparken, Neoosmanlıcı ve siyasal İslamcılar olarak, Cumhuriyeti kuran iradeden intikam almak da istiyorlar..

 

Türk milliyetçiliğini tartışanlar

Geçen akşam Ulusal TV’de “Gençlik Meydanı” adlı bir programa denk geldim..

“Farklı görüşten gençler Türk milliyetçiliğinin dünü ve bugünün konuşuyor” yazısını görünce izleyeyim dedim..

Baktım, programa katılanların arasında, tartışılan Türk milliyetçiliği fikrine sahip hiç kimse yok..

Vatan Partisini temsilen bulunan gencin dışındakiler Yeniden Refah Partisi, islamcı örgütlerden gelen gençler..

İslamcılar ama Türk milliyetçiliğinin dünü ve bugünü üzerine fikir yürütüyorlar..

Hadi gerçek sözcüğü söyleyelim: Ahkam kesiyorlar..

Yeniden Refah Partisi Gençlik Kolları Genel Başkan Yardımcısı olan genç, Tür milliyetçiliğinin dünü ve bugünü hakkında konuşurken, uzun uzadıya sözü Filistin olaylarına getirdi, Müslüman olarak oradaki olaylarından duyduğu üzüntüleri anlattı..

Yani, milliyetçilik yerine din kardeşliğinin anlattı.

Hani, siz oraya Türk milliyetçiliğinin dünü ve bugünün konuşmak için çıkmıştınız..

İnsan bilmediği, tanımadığı hatta düşman olduğu bir düşünceyi anlatmaya, ideoloji hakkında konuşmaya kalkarsa, ancak böyle kendi cenahındaki hassasiyetleri Türk milliyetçiliğinin de hassasiyeti sanarak ahkam keser..

O gence anımsatalım; Türk milliyetçilerinin hiç bir zaman Filistin diye bir davası olmadı..

Filistin yerine, Doğu Türkistan’da, Karabağ’da, İran’da, Türkmeneli’nde, Suriye’de, Romanya’da, Ukrayna’da, Yunanistan’daki Türklerin sorunları ile ilgilenir, onların acıları ile dertlenir..

Filistin konusunda da, tek hassasiyetleri, bölgede yaşayan, İslam ve Musevi inancındaki Türkler olur..

Müslüman Türklerin, Musevi Türklerin olaylardan hasarsız çıkması tek düşüncesi ve isteği olur..

Bir sözüm de, programı düzenleyenlere..

İnsan Türk milliyetçiliğinin tartışılacağı programa üç dört tane Türk milliyetçiliğine uzak hatta düşman zihniyetteki genci çağırırken bir tane olsa Türk milliyetçisi bir genci de davet eder.

Öyle yapsaydınız, ekranlarda Filistin’e ağıt, İsrail’in arzı mevud yani Filistin’de bir Yahudi devleti kurulma projesi yerine, gerçekten Türk milliyetçiliğinin Filistin dahil, tartışılan her konuda görüşlerinin öğrenme fırsatınınız olurdu..

Programının gerçekten Türk milliyetçiliğinin dünü ve bugünün tartışıldığı program olarak amacına ulaşırdı..

En az 10 karakter gerekli


HIZLI YORUM YAP