0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

Ömer ALPDOĞAN

Adana’nın toplum yapısının değiştiği oldum olası dile getirilir…

Cadde ve bulvarda insanların giyim kuşamından, konuşma tarzlarından değişimi anlamak mümkün..

Adana’daki değişimi vergi rekortmenleri listelerinden okumak da olası..

Vergi rekortmenlerinden Adana’nın yaşadığı değişimi, özellikle ekonomik değişimi net biçimde görebiliriz..

Örneğin 1980 yılındaki vergi rekortmenleri ile 2016 yılı vergi rekortmenleri listesini karşılaştırdığında, insan ve iş profillerindeki değişim net biçimde ortaya çıkıyor..

1980 yılı vergi rekortmenleri listesinin ilk yirmi beşindeki isimler Hacı Sabancı, Sakıp Sabancı, Özdemir Sabancı, Şevket Sabancı, Erol Sabancı, Aydın Gülcüler, Abdullah Aktan, Hüsamettin Özaltın, Abdülhamit Toprak, Nedim Özaltın, Selahattin Sezer, Özdilek Adalı, Raşit Ener, Kemal Çetinel, Emrullah Altay, Yurdanur Dönen, Hızır Amade, Yalçın Sabancı, Nizamettin Pakyürek, İdil İkiz, Gül Sabancı, Kemal Pakyürek, İbrahim Yılmaz, Oğuz Yarman, İlhan Gürsel..

Listenin hemen tamamı sanayici..

Sabancılar, Topraklar Adana’yı terk ettiler..

Listedeki bir çok isim sanayi kuruluşlularını devretti..

2016 vergi rekortmenleri listesinde ilk yirmi beş kişi şu isimlerden oluşmuştu:

Şekip Karakaya, Oğuz Ayhan, Bülent Özler, Oya Tekin, Ali Kutlay, Niyazi Tarımer, Secattin Maraşlıoğlu, Osman Terzi, Mehmet Selahattin Çolak, Sadettin Gen, Tufan Güvel, Saim Gezer, Haluk Erdem, Meryem Yeşil, Müslüm Tekeş, Faruk Kılıç, Ali Özler, Şemsi Ziya Algan, Mustafa Yücel, Feride Özlen İşigüzel Kılınç, İsmail Fevzi Özdoğan, Serdar Sevinçer, Refik Cihan, Eril Tekeli, Erdoğan Erberk.

Listedeki dokuz kişi isiminim açıklanmasının istemediği için yirmi beşten sonraki dokuz vergi mükellefini sıralamaya aldım..

1980 vergi rekortmenleri ile 2016 vergi rekortmenleri arasından en büyük fark, 1980’de listenin yüzde doksan beşi sanayicilerden oluşurken, 2016 listesinin yüzde doksan beşi gayrimenkul kiralarından kazanan isimlerden oluşması..

Listeler, sanayicilerin yerinin, kira gelirleri ile geçinenler ile tarımsal üretim yapanların aldığını göstermekte bizlere..

Bu durum, Adana  ekonomisindeki değişiminin de bir göstergesi olmakta aynı zamanda:

Rant, sanayiyi Adana’dan çoktan kovmuş!…

El Nino’yu da iklim değişikliğine bağladılar

Sonunda bu da oldu: El Nino adlı doğa olayını da “insan faaliyetleri nedeniyle değişen iklime” bağladılar..

Malum olduğu üzere, uzun süredir, her şeyi küresel ısınma, karbon salınımı ve iklim değişikliğine bağlamaya çalışıyorlar..

Kendilerine göre en küçük olumsuz bir durumda aynı korolar, “işte iklim değişikliğinin sonucu” diye bağırmaya başlıyorlar..

İstedikleri tek şey, Türkiye dahil hedef aldıkları ülkelerde sanayi ve üretimi engellemek, iklim değişikliği yalanını ortaya atan emperyalist devletlere bağımlı hale getirmek..

Onlara göre, hayvanların kıçından çıkan gaz küresel ısınma nedeni.

Ağaçlar ve bitkiler karbon salınımı nedeni..

Öyleyle, hayvanları hastalık nedeniyle yok etmeli, doğal et yerine yapay et yemeli..

Geçen yaz olduğu gibi aynı anda dünyanın her tarafında ormanları yakmalı..

Sanayileşme durmalı..

İnsanlar sadece tüketmeli..

İşte bu algı operasyonlarının Türkiye’deki uygulayıcılarından bir medya kuruluşu, El Nino ile ilgili haber yapmış..

“EL NİNO NEDİR?” siye sorduktan sonra önce doğruları yazmışlar: “El Nino ortalama olarak her 2 ile 7 yılda bir meydana gelir ve genellikle 9 ila 12 ay sürer. Orta ve doğu tropik Pasifik Okyanusu’ndaki okyanus yüzeyinin ısınmasıyla ilişkili doğal olarak oluşan bir iklim düzenidir. Dünyanın farklı yerlerindeki hava ve fırtına düzenlerinin  etkiler”

Doğrular yazmışlar diye hemen sevinmeyin..

Paragraf bu gerçekleri anlatan tümcenin sonuna eklenen, “Ancak bu, insan faaliyetleri nedeniyle değişen bir iklim bağlamında gerçekleşir.” ifadesiyle son buluyor..

Yani aynı paragrafta hem doğru, hem yalan bilgiyi birlikte okuyoruz..

Bu haberi yazan arkadaşın, iklim değişikliği yalanını ortaya atanları memnun etmek, doğal bir olayı iklim değişikliğine bağlamak için göbeği çatlamış olmalı…

Yazdıklarına kendileri bile inanmayan iklim değişikliği yalanıyla dünyayı yeniden düzenlemeye çalışan emperyalizmin kalemşörlerine insanlar hiç inanmaz!..

Nereden nereye?…

Bir zamanlar bu ülkede Başbakan Ahmet Davutoğlu adında bir siyasetçi vardı..

Kendi Başbakanlığını sonlandıracak Anayasa değişikliği için halktan oy istemişti..

Bir süre sonra altındaki diğer koltuk da Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından çekilmiş, ortada kalakalmıştı..

Sonrasında siyasette yeniden bir gelecek sahibi olabilmek adına bir parti kurmuştu..

Partisi kurduktan sonra bir ara “Serok Ahmet” ifadesinden çok hoşlandığını açıklayarak, sanırım bir yerlere selam göndermek istemişti..

Ancak, 2023’te yapılan seçimlere tek başına girmeye cesaret edemeyince altılı masada kendine yer kapmıştı..

Masaya oturmanın ve Cumhurbaşkanı adayını destekleme karşılığında, kendisi yeniden milletvekili olamasa da yanılmıyorsam on arkadaşını CHP listelerinden Meclis’e göndermeyi başarmıştı..

Geçenlerde, dijital arşivimde bir şey ararken karşıma çıkan görüntüler yukarıda yazdıklarını anımsattı..

İnsan, Ahmet Davutoğlu’nun serencamını görünce kendini “Neredeeen nereyeeee!” demekten alıkoyamıyor…