Ömer ALPDOĞAN
Üç gün gün önce sahte pandemi döneminde, adı ürettiği ve acil kullanım koduyla insanlara aşı adı altında zorla vurulan mRNA kökenli kimyasalıyla çokça konuşulan kimyasal şirketi AstraZeneca ile Adana Şehir Hastanesi arasında ilginç bir anlaşmaya imza atıldı..
Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisi’nden yapılan açıklamaya göre Körfez ülkelerinden bir Arap yatırımcıya satılmak üzere olan Adana Şehir Hastanesi ile kimyasal şirketi AstraZeneca arasında arasındaki anlaşma açıklamaya göre “klinik araştırmalar alanında işbirliği” üzerine..
Anlaşma, AstraZeneca’nın biyofarma ve onkoloji klinik çalışmaları için “stratejik ortaklık” kapsamındaymış ve daha fazla hastanın klinik çalışmalara dahil edilerek “yenilikçi tedavilere ulaşmaları hedefleniyormuş..
Çok cafcaflı ve albenili tümcelerle anlaşma göklere çıkarılıyor..
Dört uzun paragraftan sonra, anlaşmanın asıl içeriği ve amacı nihayet ortaya konuyor:
AstraZeenca’ya fazla sayıda Faz1 onkoloji çalışması olanağı sağlama..
Meğer, AstraZeneca bu anlaşmadan önce de Adana Şehir Hastanesi’nde iki Faz1 onkoloji çalışması yürütmüş.. Bunun yanında aynı hastanede üçü biyofarma, dokuzu onkoloji olmak üzere toplam oniki klinik çalışması gerçekleştirmiş..
Bununla da kalmamışlar, Faz1 ve klinik çalışma yapılan sürede aynı zamanda akciğer kanseri ve prostat hastalıkları için doksan sekiz hasta taraması yapılmış ve elli iki hasta klinik araştırmaya” dahil edilmiş, iç hastalıkları ve kardiyoloji çalışmalarında ondokuz hasta taranmış ve iki hasta “çalışmaya” alınmış..
Tabi bütün bunları kamuoyuna 16 Ocak’ta açıklanan anlaşmadan önce yapılmış..
Anlaşmadan sonra ise, 2024 yılında onkolojide bir, iç hastalıklarında üç ve kardiyoloji alanında bir yeni “çalışmanın” daha başlatılmasının planlandığı belirtiliyor.
Başlatılacak yeni çalışmalarla birlikte AstraZeneca’nın Adana Şehir Hastanesi’nde yürüteceği /yürüttüğü onkoloji ve hematoloji klinik çalışma sayısı onyediye yükselecek.
Burada bir soru sormanın tam da yeri:
Şehir Hastanesi yönetimi, geçtiğimiz yıl yapılan Faz1 ve klinik çalışmalarında hastalarının bilgilendirmiş midir?
Yoksa, o hastaların bilgilendirilmeden AstraZeneca’nın Faz1 ve klinik çalışmalarına kobay olarak mı kullanılmasını mı sağladılar..
Gelelim AstraZenaca ve Adana Şehir Hastanesi’nin anlaşma haberinin dördüncü paragrafında sadece bir kez ad olarak geçen Faz1 ve klinik çalışmalarının ne olduğuna…
Klinik araştırma ya da çalışmalar, potansiyel yeni tedavilerin, ilaçların ya da tıbbi cihazların güvenliğini ve etkinliğinin değerlendirmek için planlı ve kontrollü şekilde gerçekleştirilen çalışmalardır. Bu çalışmalara “insan klinik deneyleri” yani..
Yani insanlar deney olarak kullanır..
Klinik çalışmalar, belirli bir tedavinin hastalıkları üzerindeki etkilerini anlamak ve en iyi müdahale yöntemlerini belirlemek için hastalar ve/veya sağlıklı gönüllüler üzerinde yapılır.
Yapısı ve içeriği nedeniyle klinik araştırmalara, “klinik deneme”, “klinik çalışma” ve “insan deneyi” olarak tanımlanmaktadır.
AstraZeneca ve Adana Şehir Hastanesi’nin anlaşma haberinde hiç bir açıklama yapmadan yalnızca Faz1 olarak bahsettiği, Faz1 klinik araştırma, bir tedavinin veya ilacın insanlar üzerinde ilk kez denendiği bir çalışmadır.
Faz1 çalışması, yeni denen tedavinin güvenliğini değerlendirmek, potansiyel yan etkilerini belirlemek ve kullanım için uygun bir dozaj saptamaya yöneliktir.
Faz1 denemeleri, laboratuvar ve hayvan çalışmalarından elde edilen bulguların insanlar üzerinde denenmesidir.
Faz çalışmaları, Faz1-Faz2-Faz3 ve Faz4 şeklinde bir sıralamayla gerçekleştirilir…
Faz0 gerçekleştirilmeden Faz1’ çalışmasına geçilemez. Faz1 tamamlanmadan Faz3 çalışması başlatılamaz..
Faz1 araştırması, genellikle yirmi ile seksen hasta arasında bir katılımcı kitlesiyle gerçekleştirilir. AstraZeneca’nın Adana Şehir Hastanesi’nde 2024’te gerçekleştireceği Faz1 çalışması, Faz1 araştırmalarındaki denek sayısının henüz altında olduğu anlaşılıyor. Anlaşma, AstraZeneca’nın Faz1 araştırması için gerekli hasta sayısına ulaşmasının amaçladğı çok açık şekilde ortadır..
Faz1 çalışmasında değerlendirilen bir çok yöntemin sonunda FDA’dan onay alamadıkları da bir gerçek. Bugüne kadar yapılan araştırmalar, Faz1 çalışmalarında test edilen onkoloji ilaçlarının onay alma şansının yalnızca yüzde 6,7 olduğu gösteriyor..
Yani, AstraZeneca’nın Adana Şehir Hastanesi’ndeki hastalar üzerinde gerçekleştirdiği Faz1 çalışmalarının büyük çoğunluğu onay alamayacak, hastaların kobay olarak kullanılmakla kaldıkları çalışmalardır.
Adana Şehir Hastanesi yetkilileri, AstraZeneca’nın Faz1 çalışması yapmasını sağladıkları on dört, önümüzdeki günlerde denek yapacakları üç ve daha sonra deney olmasını sağlayacakları diğer hastalara, deney olarak kullanıldıklarını, Faz1 çalışmasının başarısının ortaya koyan sayılar hakkında bilgilendirme yapmışlar mıdır?..
Yoksa, söz konusu hastalıklardan dolayı hastaneye başvuranlar, hastaneye yatanlar bilgilendirme yapılmadan, gönüllü denek olmadan taramaya alınıp, Faz1 çalışmalarına mı eklendiler?
Eğer böyle bir uygulama yapıldıysa bana göre Anayasa’nın 12 , İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi 17 ve TCK’nın 77/c maddesine göre suç oluşmaktadır.
TCK, bu tür bir suça da sekiz yıldan az olmamak üzere hapis cezası hükmü getirmektedir..
Adana Şehir Hastanesi’nde onkoloji, kardiyoloji ve iç hastalıklardan yatan hastalar ve yakınlarının, habersiz olarak denek yapılıp yapılmadıklarını araştırmaları ve hastalarını koruma altına almaları işlenen suçların ortaya çıkması açısından büyük önem taşımaktadır..
EKONOMİ
12 saat önceYAZARLAR
12 saat önceYAZARLAR
13 saat önceYAZARLAR
13 saat önceYAZARLAR
2 gün önceYAZARLAR
2 gün önceYAZARLAR
2 gün önce