0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

Olaynet– CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer emeklilerin enflasyon karşısında korunmadığını yaşamlarının günden güne zorlaştığını söyledi.

TBMM açıklamalarda bulunan Gürer, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “2004 yılı emekli yılı” sözlerine sert tepki gösterirken şunları söyledi:

Cumhurbaşkanı 2024 yılını emekliler yılı ilan etti ama emeklilerin en düşük maaşını 7.500 liradan 10 bin liraya çıkararak emeklinin hâlinden hiç anlamadığını da ortaya koydu. Bugün 9000 gün prim yatıran bir emekli dahi artık asgari ücretin altında ücrete mahkûm edildi. Emekliler büyük sorun yaşıyorlar, yokluk, yoksulluk içindeler.

Emeklilerin sorunlarına çözüm üretmek yerine onlara hayali vaatlerde bulunmak akla zarar. “Bu zalim yönetim, bu aziz millete bir bardak çay ile simidi bile layık görmüyor.” diyen Cumhurbaşkanı tek başına yetkili olduğu süreçte emeklileri âdeta ölüme terk edecekleri ücretle yaşama zorluyor. Bu kabul edilebilir bir durum değil. Yandaşa, rantçıya, ithalciye kaynaklar aktarılırken emekli yokluk ve yoksulluğa terk ediliyor. Etin, sütün yanına ulaşamaz noktaya getirilen emeklilerin mağduriyeti artıyor.

7500 lira en düşük emekli aylığı 10 bin liraya çıkarıldı. Bu açlık sınırının, yoksulluk sınırının, asgari ücretin altında emekliye emekli yılı yapma değil emekli için 2024 yılını kara bir yılı olarak ilan etme yılı olarak ilan etse daha mantıklı bir açıklama olacaktı. Enflasyon karşısında korunma seyyanen zam refah payı artışı bekleyen emekli umduğuna eremedi. Büyük hayal kırıklığı yaşadı. Yılbaşından bugüne gelen zam ve vergilerle artış cebine girmeden geri alındı. Emekli açlığa mahkum edildi.2024 yılı emekli için kara bir yıl olacağı yapılan düzenleme ile görüldü.

2024 yılı emekliler yılı olarak ilan eden Cumhurbaşkanı esasen 2024 yılının kara bir yıl olacağını söyleyemediği için sanırım böyle bir ifade kullandı. Enflasyon içinde halktan destek isteniyor. Ülkeyi yönetenler kendi refahlarından, yandaşı kayırmacı anlayışları bu anlamda lüks, şatafatlı yaşamları, ortadan kaldıracak düzenlemelere gitmiyor. Türkiye’de tasarruf yalnız vatandaştan isteniyor. Vatandaş gelir düzeyi düşmüş zor geçim yapıyor. Zengin daha çok zenginleşiyor Yoksul daha çok yoksullaşıyor. Vergi adaletsizliği devam ediyor. Hak ettiği hakkı hak eden çalışana verilmiyor. Böyle bir süreçte dahi halktan destek istemek sürdürdükleri politikasında iflası göstergesidir. Vatandaştan istemek yerine iktidarın savruk anlayıştan vazgeçerek yurttaşların yaşamını iyileştirecek politikalar geliştirilmelidir. Bahane üretmesinler. Ülkeyi yönetemiyorlar. Yönetemedikleri için bu sorunlar ortaya çıkıyor. Kaynaklar doğru kullanılmıyor. Kamuya ait Fabrikalar satıldı şirketler satıldı. Hazine arazileri satıldı.TC pasaportları satıldı. Bütün bunlardan sonra ülkenin içinde bulunduğu durum gözler önünde. Geçtiğimiz dönem dünyada faiz artışı yaşanırken NAS deyip faizler düşürülürken oluşturulan sorunlar bu kez de faizler yükseltilerek çözüme gidilme arayışına geçildi. NAS ortadan kalktı. Rant belli kesimlere akıyor. Yoksulluk tabanda yaygınlaşırken tavanda % 10 luk mutlu bir kesim var. Emekli ve dar gelirlilerin sorunları ile ilgilenilmiyor Yandaş semirtiliyor. Onlar durumu iyileşirsen vatandaşında canını çıkarıyorlar. Vatandaş bu duruma tepki gösterse de seçim zamanı bu yapılanı unutup oy veriyor. Gündem seçim öncesi saptırılır algı yaratılıyor. Bugün nereye giderseniz gidin vatandaşın ekonomik kriz ile ezildiğini görürsünüz. Saldığın vergilerle yaptığın zamlarla evine et ve süt girmeyenlerden daha desteği bekleyeceksin. Gıda ürünlerine erişmede dahi sorun yaşıyorlar. Çarşıya pazara markete gidemiyor giderse bir şey isterse alamam diye çocuğunu yanında götüremiyor. Böylesi sorunlu bir süreci yaratanlar daha da vatandaştan fedakarlık istiyor.”