Oktay EROL
CHP’nin iki günlük genel başkanı Özgür Özel, “değişim” konusunu irdelerken, partinin “sağa kaydırıldığı” konusunun dışında, parti içi uygulamalarda yapılacakları dile getirdi! Buna daha önce de değinmiştim! CHP gibi, cumhuriyetle özdeşleşmiş/ yüzyıllık geçmişi olan bir siyasi kurumda “parti içi” sorunlarından söz etmek, cumhuriyet karşıtlarına yakınlaştığını söylemek hoş olmasa gerek! Sonradan oluşmuş değiller, üzerlerinde yılların sorumluluğunu taşıyorlar, buna karşın yaşanılan süreçler adına “iz” taşımaktan yoksunlar; bunlar CHP adına büyük sıkıntı…
Öyle değil mi? Şunu açıklayın haydi: Cumhuriyeti özümsemiş, demokrasiyi yaşam biçimi durumuna getirilmiş bir siyasi partide “vekilliğin” meslekleşmesi nasıl anlatılır ki? Biraz daha ileri gidelim; Ayrı siyasi düşüncede, cumhuriyet ilkelerine karşıt isimlerin partiye kaydı yapılarak “aday listelerine” yerleştirilmesinin nasıl bir açıklaması olabilir? Gençlik yıllarında bir yolunu bulup “vekil” olduktan sonra, bir daha meclisin yollarını bırakamamış CHP’de kaç kişi var acaba? Bundan başka, yüzyıllık bir sürecin gelişmelerini “sözde” özümsemiş olması gereken CHP’de, inatla/ hırsla koltuktan ayrılmamaya ant içmiş genel başkanlar… “Değişimden” bunlar ne denli etkilenecek acaba?
***
“Değişim” denirken “içeriği” gözden kaçırılmasın! AKP “iktidarının son yirmi yılda eğitimde, ekonomide, devlet yönetiminde, toplum yaşamında, politikada ortaya koymuş olduğu “sistem” de “değişim”dir, saltanatın/ hilafetin ortadan kaldırılarak yerine cumhuriyetin getirilmesi de “değişim”dir! İlkinde toplumda yaşanan zorluklar yurttaşları umutsuzluğa sürüklerken, ikincisinde “o” zor koşullarda herkesin birbirine kenetlenmesini sağlamıştır!
CHP’deki “değişim” nasıl olacak, neler değişecek, partiye emek verenlerin ne denli söz hakkı olacak, parti tabanını sesi ne denli dinlenecek? Özel, konuşması sırasında “altı ayda bir delegeleri Ankara’ya davet edip ülkeyi konuşacağımız ve anlaşacağımız, bu ülkeyi bu parti yönetir dedirtecek bir katılımcılığın müjdesini veriyorum” sözünü verirken, içtendi diye düşünmek istiyorum!
***
Öyleyse şunları görecek miyiz yeni dönemde? Yaşadığım Adana’da, her yönüyle “il örgütü” etken olacak mı? İl örgütünde “adamı olan” dışındakiler de söz söyleyebilecek mi, aday olabilecek mi? Hiç unutmuyorum; geçtiğimiz yıl görevde olan il başkanıyla bir görüşmemde “buradaki işleri Zeydan Başkana danışmadan, onun gönlü olmadan yapamıyoruz” demişti! O zaman “il örgütünün” ne anlama geldiğini, uzun uzun düşünenlerdenim…
CHP’de, tabanla genel merkez arasında “köprü” olması gereken “örgütler”, ne yazık ki daha işin başında “adamı olan” kim varsa onlara kapısını aralıyor! Yerel yönetim, “örgütlerin” üstünde hak sahibi olduklarını ileri sürüyor! Kimsenin “adamı” olmayan partinin yıllanmış emekçileri de “kapı dışında” kalamaya tutsak bırakılıyor!
CHP Genel başkanı Özgür Özel’in konuşmasından bu ya da benzer sıkıntıların altı ay içerisinde çözüleceğini, parti tabanını “örgütlerle” barıştıracağını anlıyorum! Beklemeden de göremeyeceğiz sanırım! 061123
YAZARLAR
12 saat önceEKONOMİ
2 gün önceYAZARLAR
2 gün önceYAZARLAR
2 gün önceYAZARLAR
2 gün önceYAZARLAR
3 gün önceYAZARLAR
3 gün önce