Ömer ALPDOĞAN
Meclis’in açılmasından sonra öncelikli olarak milletvekillerinin önüne gelecek konunun ne emekli maaşları, ne ekonominin içinde buluduğu krize çare arayışları değil iklim değişikliği konusu olacaktır..
Ankara’dan bilmem ama, Adana’dan bakınca durum öyle görünüyor..
Hangi partiden olursa olsun, tüm vekillerin Türkiye’nin yararını gözeterek iklim kanuna hayır demelerini hem bekliyor, hem istiyoruz..
Vekillerin önüne gelecek iklim kanunu, Covid-19 plandemisiyle birlikte uygulanmaya başlayan bir planını son parçası aslında..
Düşük dozda başlatılan iklim değişikliği ve küresel ısınmayla ilgili algı operasyonun yüksek yoğunlukla sürdürülmesinin ulaştığı aşamadır..
Vekillerin de büyük çoğunluğunun anımsayacağı üzere, yaklaşık 3 yıl önce küresel elitleri sözcüsü Bill Gates, yapay et muhabbeti başlatmıştı..
Örneğin, Bil Gates, 17 Şubat 2021’de medyada yer alan açıklamasında, ineklerin metan gazı salınımının azaltılması için zengin ülkelerin yapay et tüketimine geçmesi gerektiğinin söylüyordu.
Gates, bu açıklamalarından çok önce yazdığı sözde iklim değişikliğiyle mücadelesi (hangi bilimsel bilgiyle yapıyorsa) ile ilgili yazdığı “İklim Felaketi Nasıl Önlenir” adlı kitabının reklamını yaparken yukarıdaki açıklamasıyla yapay eti yeniden gündeme getiriyordu..
Gates, ineklerin çıkardığı gazın, küresel ısınmadaki payına ve dünyadaki en önemli sorunlardan biri olduğuna dair uyarılarını yineleyerek, zengin ülkelere büyükbaş hayvan yetiştiriciliğini bırakmaları için çağrıda bulunuyordu..
Metan gazı salınımının azaltılması için zengin ülkelerin gerçek et yerine yapay et tüketimine geçmesi gerektiğini söyleyen Gates, “En fakir 80 ülkenin yapay et tüketebileceğini sanmıyorum. Tüm zengin ülkelerin yapay et tüketimine geçmesi gerektiğini düşünüyorum” diyordu.
Laboratuvarda hayvan hücrelerinden et üretmenin ekonomik olmayacağını belirten Gates, yapay etin tadına ise zamanla alışılabileceğini söylüyordu…
Gates, “Lezzet farkına zamanla alışılabilir. Üstelik zamanla etin tadının iyileştirileceğine yönelik iddialar da var” ifadelerini kullanıyordu…
Bil Gates’in yapay et açıklamalarından sonra, bazı televizyon ekranlarından yapay etten kebap yapılmış, ne kadar güzel olduğu ballandırıla ballandırıla anlatılmıştı..
Yine bu açıklamaların ardından, Kanada’da yüzbinlerce büyükbaş hayvan karbon salınımını azaltmak gerekçesiyle katledilmişti..
Yakın zamanda, Kazakistan’da onbinlerce büyükbaş hayvan “aşılandıktan” hemen sonra ölmüşlerdi..
Büyükbaş hayvanlar başta olmak üzere hayvanların metan gazı salarak iklim değişikliğine neden olduğu savını tek söyleyen Gates değildi. Türkiye’den de aynı iddiada bulunanlar vardı. Örneğin Dr. Ender Saraç’a göre de, iklim değişikliğinin ilk ve en büyük nedeni büyükbaş hayvanlar başta olmak üzere hayvanların çıkardığı gazlardı..
Tabi, Bill Gates ve onunla aynı gemide olanların yapay et ve büyükbaş hayvanlar başta olmak üzere hayvanların saldıkları gazla iklim değişikliğinde birincil rol oynadığını iddia etmelerinden önce de, Birleşmiş Milletler’in “2020 sonrası iklim değişikliği rejimin çerçevesini oluşturan” Paris İklim Anlaşması hazırlanmış, 2015 yılında da imzalanmıştı. 2020 sonrası için ilk kez küresel ölçekte bütün ülkeler sera gazı emisyon azaltımı taahhüdünde bulunmuşlardı.
Türkiye’de bun anlaşmayı 22 Nisan 2016 tarihinde New York’ta düzenlenen imza töreninde imzalamış ancak, Meclis imzayı Eylül 2021’de onaylamıştı..
Anlaşmayı son imzalayan ülkelerden olan Türkiye’ye iklim azaltımı hedefleri konusunda kullanması için 3.1 milyar dolar destek verilmesi de karara bağlanmıştı..
Türkiye’nin ağzına sürülen 3.2 milyar dolarlık balı Reuters şöyle anlatıyordu:
“Reuters: Türkiye’ye Paris İklim Anlaşması hükümlerini uygulaması için 3,1 milyar euro kredi verilecek
14 Ekim 2021
Türkiye’nin Paris İklim Anlaşması’nı yürürlüğe koymasının ardından, anlaşma kapsamında belirlenen temiz enerji hedeflerine ulaşmasına yardımcı olmak için uluslararası toplumdan 3,1 milyar euro değerinde kredi almaya hazırlandığı bildirildi.
Reuters’ın anlaşmadan haberdar olan kaynaklara dayanarak hazırladığı haberine göre krediyi Dünya Bankası, Fransa ve Almanya finanse edecek.
İngiltere merkezli haber ajansına konuşan kaynaklar, Türkiye’nin Paris İklim Anlaşması’nı yürürlüğe koymasında bu kredi anlaşmasının etkili olduğunu ancak henüz son imzaların atılmadığını söyledi.
Kaynaklar kredinin 2 milyar eurosunun Dünya Bankası, yaklaşık 1 milyar eurosunun Fransa ve 200 milyon eurodan fazla bir kısmının Almanya tarafından verileceğini bildirdi.”
Sözde bağlayıcılı olmayan bu anlaşmadan çekilmek de mümkün deselerde neredeyse olanaksız. Paris Anlaşmasının 28. Maddesi tarafların bir geri çekme bildirimi gönderdikten sonra Anlaşmadan çekilmelerini öngörmekte. Ancak, geri çekilme bildirim, Anlaşmanın ülke için yürürlüğe girmesinden sonra en erken üç yıl sonra verilebiliyor. Geri çekme, bildirilmesinden bir yıl sonra geçerli oluyor.
Yani, 4 yıl Paris anlaşmasındaki koşullara uyacaksın, bizim istediğimiz” her şeyi yapacaksınız diyorlar..
Covid-19 plandemisinin de iklim değişikliği anlaşmasını da ayarlayan, tezgahlayan Birleşmiş Milletler denen örgüt..
Birleşmiş Milletler, Dünya Sağlık Örgütü adlı aslında küresel ilaç kartellerinin amaçlarına hizmet eden örgütü ile istediği zaman pandemiler ilan ediyor..
En son Covid-19 plandemisiyle; insanlığı küresel ilaç kartellerinin mRNA tabanlı kimyalarını kullanmaya zorladı..
İnsanları evlerine kapattı, dünya ülkelerinini ekonomilerini felç etti.
İklim değişikliği planın da “İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi” eliyle yine Birleşmiş Milletler yönetiyor.
Paris Anlaşması, Birleşmiş Milletler’in Çerçeve Sözleşmesi kapsamında hazırlandı..
Covid-19 plandemisinde insanların ve kimi ülkelerdeki yönetimlerin direnmesi sonucu planladığı hedeflere ulaşamayan Birleşmiş Milletler, plandemideki başarısızlıktan ders çıkararak, “bağlayıcılığı olmayan” Paris Anlaşmasının parasal destek yemleriyle de hedefleri ulaşmayacağını gördüğü için anlaşmaya imza atan ülkelere kanun çıkarttırarak, sözde iklim değişikliğiyle ilgili yapılacak her şeyi kontrol ve denetimine almak istiyor..
Yani devletlere, “egemenlik haklarının bana devredin” diyor..
Milletvekilleri de, Mecliste “Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir” ilkesinden hareketle, ülkenin egemenlik haklarına uygun çalışmalar yapıyorlar..
Hangi partiden olursa olsun, tüm milletvekilleri “Hakimiyet milletindir” ilkesine sahip çıkmak zorundadırlar..
O nedenle, tüm milletvekillerinin halkın egemenliğinin Birleşmiş Milletlere devredilmesine hayır demelerini bekliyorum..
Turancı Sultan Galiyevci TKP 103 yaşında.
(Not: Şimdiki Stalinst parti ile isim benzerliği dışında bir ilgisi yoktur.)
Sultan Galiyevlere, Mustafa Suphilere, Ethem Nejatlara bin selam…
EKONOMİ
12 saat önceYAZARLAR
12 saat önceYAZARLAR
13 saat önceYAZARLAR
13 saat önceYAZARLAR
2 gün önceYAZARLAR
2 gün önceYAZARLAR
2 gün önce