0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

Ömer ALPDOĞAN

Bütün dünya ile birlikte ülkemizde küresel ilaç tröstlerinin saha örgütü Dünya Sağlık Örgütü dayatmasıyla sahte bir pandemi süreci yaşadı..

Daha doğrusu, bütün dünya, tüm insanlık kimyasal şirketlerin, halkın kaynaklarının hortumlaması için düzenlenen plandemiye maruz kaldı..

Plandemi kapsamında, henüz faz çalışması tamamlanmamış, yararı ve zararı bilinmeyen kimyasal sıvılar aşı adı altında insanlara zorla zerk ettirildi..

Bildiğimiz klasik aşılar bile küresel ilaç tröstleri ve DSÖ tarafından yok sayıldı, ülkemizde olduğu gibi bir iki doz Çin kökenli aşı olanlar bile aşısız kabul edilerek, Türkiye’de iki Türk icat etti diye reklamı yapılan mRNA kökenli kimyasallardan olmaya zorlandılar..

Devletin Sağlık Bakanı, topluma malum mRNA kökenli aşıdan olma çağrısı yaptı..

Adının önünde prof. unvanı olanlar, halkı tehdit ettiler, o kimyasallardan olamayanların tüm yasal haklarının askıya alınmasının istediler..

Önceleri bir tane yeter denen kimyasal sıvı sonradan 2-3-4-5. Doz adı altında diye artarak insanlara zorla sürekli vurulmaya başlandı..

Ellerinden gelse her ay bir tane malum kimyasal sıvıdan vurulmayı zorunlu hale getireceklerdi..

O furyada, başta bizim iki Türk olmak üzere kimyasal sıvı şirketleri kardan zarara geçtiler, milyarca doları kasalarına hortumladılar..

Bu arada, sokağa çıkma yasağı uygulaması, a$ı olmayanların resmi kurumlara, stadyumlara, salonlara, sinemalara alınmamaları da cabasıydı..

O dönem bu konular yargıya taşındığında, kısıtlama genelgelerinin sahibi İçişleri Bakanlığı, “bizim aşı olamayanlara yönelik kısıtlama, sokağa çıkmalarının engellenmesini içeren bir genelgemiz yok. Bizimki tavsiye niteliğindeki açıklamalar” demişti..

Neyse, dönelim kimyasal sıvı olayına..

Geçenlerde bu köşede bahsetmiştim..

Plandemi daha fazla sürdürülemeyince bizim iki Türk’ün kimyasal şirketi 3 ayda 190,4 milyon euro zarar etti..

Oysa plandemi ya da sahte pandemi döneminde yüzleri gülüyordu. Milyar milyar euroları kasalarına dolduruyorlardı..

Sahte pandemi döneminde söylediğimiz gibi, aslında o kimyasal sıvıların, üç kez farklı adlarla öldürücü virüs olarak ilan edilen gariban sars-2 virüsüne pek de etkili olmadığı gibi, insanlarda ölüme giden yan etkileri olduğu ortaya çıktı..

2 Türk kimyasalcının merkezinin bulunduğu Almanya’da çok sayıda kişi malum a$ının yan etkileri nedeniyle yargıya gitti. Hem bizim Türklerin kimyasal şirketi hem de insanları o kimyasal sıvıya zorlayan Alman hükümeti hakkında dava açtılar..

Yüzbinlerce euroluk tazminat davaları da çabasıydı..

Sonunda bizim kimyasalcılar çareyi Almanya’yı terk edip İngiltere’ye gitmekte bulurken, çevrilen yargıç oyunuyla tazminat davalarının görülmesi ertelendi..

Dünyada bunlar olurken, bizim Sağlık Bakanlığı ve plandemi döneminde her gün ekranlarda birtakım sayıları covid19’dan ölenler diye sıralayan ve ille de mRNa kimyasal sıvısından olunması için çağrı yapan Bakan Fahrettin Koca’dan tık yok..

Sağlık Bakanlığı’nın artık, covid19’dan öldüğü söylenenlere ait bir tane otopsi raporunu açıklaması, dünyanın her tarafında yan etkisi görülen a$ının Türkiye’de insanlarda yaptığı tahribatın boyutuyla ilgili bilgi vermesinin zamanı geldi..

Bunun en etkili yolu da soru önergesi yönteminin işletilmesi..

İktidar partisinden ve yanında duran partilerin milletvekillerinden bu tür bir soru önergelerini beklemiyorum açıkçası..

CHP ve İyi Parti’deki bazı vekillerin de Fahrettin Koca’dan daha fazla kimyasal sıvı savunucuları olduklarını da geçmişteki konuşma ve yasa tekliflerinden biliyoruz..

Geriye Ömer Fethi Gürer gibi her konuyu araştıran milletvekilleri kalıyor..

Buradan Adana Milletvekili Tülay Hatimoğulları, Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, Mersin Milletvekili Gülcan Kış ile Yeniden Refah Partisi Genel Başkanı Fatih Erbakan ile YRP’li diğer milletvekillerine seslenmek istiyorum..

Sağlık Bakanı Koca’ya covid19’dan öldükleri söylenenlerin otopsi raporlarının; plandemi sürecinde hangi kimyasal şirketine ne kadar para ödendiğinin; insanların vücuduna zorla zerk ettirilen kimyasal sıvıların, özellikle de biontech adlı kimyasalın Almanya’da olduğu gibi Türkiye’de de insanlarda yaptığı tahribatın boyutunu açıklaması için soru önergesi veriniz..

Sayın Erbakan ve Yeniden Refah Partisi’nin diğer 4 milletvekili pandemi, a$ılar ve yan etkileri konusunda Prof.Dr. Serhat Fındık’dan çok sayıda bilgi ve belge sağlama olanağına da sahipler. Yani, kapsamlı bir soru önergesini kolayca hazırlayabilirler..

COVİD19 KİMYASALLARI ÇOCUKLARI DA ETKİLEDİ

Siyasal iktidarların, insanlara zorla enjekte ettirdikleri corona ya da Covid19 kimyasallar sadece yetişkinleri değil, çocukların da sağlığı tehlikeye attı.

Araştırmada gelinin nokta şu:

“Finally, we have scientific confirmation that vaccination against COVID-19 causes a marked decrease in immunity to heterologous pathogens such as viruses, bacteria, and  fungi.” A condition knows as “vaıds” vaccine-induced AIDS.”

Türkçesi, “Sonunda, COVID-19’a karşı aşılamanın virusler, bakteriler ve mantarlar gibi heterolog patojenlere karşı bağışıklıkta belirgin bir azalmaya neden olduğuna dair bilimsel bir doğrulamaya sahibiz.”

“VAIDS” aşısının neden olduğu AIDS olarak bilinen bir durum.”

Yani, covid a$ıları çocuklarda bağışıklık sistemini zayıflatarak çok sık hasta olmalarına yol açıyor. Bu durumun adı da V-AIDS. O da “a$ı nedeniyle akkiz bağışıklık yetmezlik sendromu” demek oluyor.

Sadece çocuklarda değil, covis a$ıları yetişkinlerde de V-AIDS oluşturuyor..

Kimyasal sıvı güzellemesi yapanlar, insanlara zorla kimyasal sıvı zerk ettirenler, hadi büyüklerimizden vazgeçtik, çocuklarımızın covid a$ılarının yol açtığı sağlık belalarından nasıl kurtaracağız, onun yolunu göstersinler..