0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

Ömer ALPDOĞAN

Geçen hafta CHP’li gençler önce bir fotoğraf servis ettiler, ardından bir düzeltme ile haber ve fotoğrafı birlikte gönderdiler..

(HABER MERKEZİ) diye başlamasından bir gazetenin haber merkezi tarafından kendi gazeteleri için hazırlandığı anlaşılan basın bülteninde, CHP’li gençler bir su şişeleme şirketine “Bırakın bu suyu Hatay’a götürelim” diye sesleniyorlardı.

Üst başlık daha da ilginçti:

“CHP Çukurova Gençlik Kolları Başkanı Yavuz Tan, tesisin özel şirkete devredilmesine sert tepki gösterdi”.

Basın bültenini okuyunca Tan Yavuz ve CHP Çukurova gençliğine “günaydınlaaaar” dememek mümkün değil..

Habere göre, “Cumhuriyet Halk Partisi Çukurova Gençlik Kolu Başkanı Tan Yavuz’un Pozantı Tuğçe Su tesisinin önünde basın açıklaması yaparak tesisin özel şirkete devredilmesine sert tepki gösterdi.

Tan Yavuz, yaptığı basın açıklamasında 2016 yılında kamuda kalması planlanıp Adanalının olacağı sözü verilerek yapılan tesisin 2017 yılında Hüseyin Sözlü tarafından ihale yöntemi ile özelleştirmesine dikkat çekti.”

Haberde Yavuz, “2016 yılında Adanalılara “adını sen koy” sloganı ile Adana’ya ait bir su üretim tesisi yapılacağı sözü verildi fakat bu tesis 2017 yılında özel bir şirkete devredildi. Bugün o tesis Hatay için su üretebilecekken bir zümre için su üretiyor bu vicdansızlıktır” demiş ve Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Sayın Zeydan Karalar’ın gerekli hukuki süreci başlattığını fakat şirketin süreci uzatmaya çalıştığını eklemiş sonra da “Korkunun ecele faydası yok er ya da geç burası tekrar Adanalıların olacak o yüzden şimdi Hatay’ın ihtiyacı varken bırakın bu suyu Hatay’a götürelim” buyurmuş!..

CHP’li gençler ve bilmeyenler için için bir anımsatma yapalım..

Hani Aytaç Durak’ın Çatalan suyunu şişelemek için kurduğu ancak bir türlü çalıştıramadığı bir tesis vardı..

Aytaç Durak’a sorsanız, Valilik ve bakanlık engel olmuş der ama, işin aslı kaynak suyu şişelemek için kurulan ve Valiliğe bir de su kuyusu gösterilen tesisin Çatalan Baraj Gölü’ndeki suyu şişeleyeceği saptandığı için mevzuat gereği ruhsat alamamıştı..

Durak başkanlık görevinden geçici olarak uzaklaştırıldığı dönemde Mustafa Tuncel tarafından Pozantı’ya taşınmış, orda öyle paslanmaya terk edilmişti..

Hüseyin Sözlü döneminde, tesis çalışır hale getirmek için projeler hazırlanmıştı..

Gelişen teknoloji, Aytaç Durak döneminde şirketi çalıştırmaya yetmeyince yeni teknoloji makineler getirilme gereksinimi doğmuştu..

Meclis kararıyla özel şirkete kiralanmıştı..

Şirket, teknoloji yenileme çalışmaları nedeniyle uzun süre tesis çalıştıramamış, yeni makinelerin devreye girmesiyle, kiralanmasından bir kaç yıl sonra ancak üretime geçebilmişti..

Zeydan Karalar başa geçtikten sonra da Pozantı suyunu şişeleyecek şirketin sözleşmesi devam etti..

Şirketin ortaklarından biri eski bir MHP’li, diğeri hem Hüseyin Sözlü’nün hem de Zeydan Karalar’ın (hala) reklam işlerini yapan bir iş insanıydı..

İlerleyen süreçte yer sahibi Büyükşehir Belediyesi ile kiracı şirket arasında parasal bazı konularda anlaşmazlık çıktı..

Büyükşehir Belediyesi ile şirket karşılıklı olarak yargıya gitti..

Mahkemeler hala devam ediyor..

Bu arada, şirketin iki ortağı arasında da anlaşmazlıklar çıktı ve önceden Hüseyin Sözlü’nün, şimdilerde Zeydan Karalar’ın reklam işlerini yapan iş insanı ortaklıktan ayrıldı..

Depremin üzerinde altı ay geçtikten sonra CHP Çukurova Gençlik Kolları Başkanı Tan Yavuz ve arkadaşlarının aklına Pozantı Su’yu düşmüş, “aaa, bizim bir suyumuz vardı, bu suyu Hatay’a götürelim” demişler..

Yavuz Tan ve arkadaşları, 4 yıldır istedikleri an, hatta ortada karşılıklı mahkemeleşme olmadan önce de Pozantı Su Tesisleri’nin kiralanma işleminin iptalini isteyebilirler ve eylem yapabilirlerdi..

Hem öyle Pozantı’ya falan gitmelerine falan gerek de yoktu, Adana Büyükşehir Belediyesi’ne gelirler, Başkan Zeydan Karalar’a taleplerini yazılı ve sözlü olarak iletebilirlerdi..

4 yıl sessiz kalıp, seçimlere yedi ay kala böyle bir eylem amacı açısından hiç de inandırıcı gelmiyor..

Hadi 3- 4 yıl öncesine gitmediniz, 6- 8 ay öncesini, Büyükşehir Belediyesi’nin reklam işlerini yapan kişinin şirket ortaklığının devam ettirdiği günlerde de bu tür bir eylem yapmaları olasıydı..

Bütün bunlara bakınca, insan CHP’li gençlere “günaydınlaaaaaaar” demekten kendini alamıyor..

Hatay bahanesi bir yana, bir kamu yatırımının kamuya dönmesini istemek ne kadar doğruysa, zamanlaması o denli yanlış..

Tan Yavuz ve arkadaşları açıklama yapmadan, Büyükşehir ve Çukurova belediyeleri ile partili avukatlardan kamulaştırmanın nasıl yapılacağı konusunda keşke bilgi alsalardı..

“Korkunun ecele faydası yok” demek yerine, Büyükşehir Belediyesi’ne kamulaştırma çalışmalarını hızlandırın diye çağrı yaparlardı..

Zira, hiç kimse kamulaştırmadan korkmaz. Kamulaştıracak kamu kuruluşu yasal koşulları sağlayarak her an kamulaştırma işlemini gerçekleştirebilir..

4 yıl bekleyip, seçim atmosferine girince kamuoyu oluşturmaya kalkmaz…

Hal böyle olunca da iyi niyetli de olsa kimseyi inandıramaz