0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

OLAYNET– Yıllar boyu korunarak kuşaktan kuşağa aktarılan ülkemizdeki taşınmaz kültür varlıklarının birçoğu, hem işlevselliği hem de konumu nedeniyle değerini her geçen gün artırıyor. Son olarak 1800’lerin ortasında saray doktoru Nuri Kenan Paşa tarafından inşa ettirilen ve döneminde muayenehane olarak kullanılan Sultanahmet Meydanı’ndaki Leman Esma Kasay Han, 229 milyon TL’den satışa çıkarıldı. Gerek yeniden kullanıma açılması, gerekse kültürel mirasın yaşatılması amacıyla satışa çıkarılan 600 metrekarelik 6 katlı mülk, Ayasofya Camii’ne 70 metre, Yerebatan Sarnıcı’na 30 metre uzağında olması nedeniyle İstanbul’un merkezindeki konumuyla yatırımcıların radarına girdi.

Leman Esma Kasay Han’ın ikinci dereceden tarihi eser olduğunu belirten hanın satış yetkilisi gayrimenkul ve emlak ofisi REDSTONE İCG’nin Kurucusu Turgay Öztürk, konuyu şu sözlerle değerlendirdi:

“Yüzyıllar öncesinden günümüze kadar korunan birçok taşınmaz tarihi yapı, zaman içinde gerçekleştirilen restorasyon çalışmaları ile işlevselliğini günümüze kadar sürdürebiliyor. İstanbul’un merkezinde konumlanan Leman Esma Kasay Han da inşa edildiği vakitte geleceği öngören mimari tasarımıyla bu yapılar arasında yer alarak yatırımcıların dikkatini çekiyor. Bu yüzden yapının kültürel değerinin korunması, gelecek nesillere aktarılması ve faydalı şekilde kullanılması amacıyla Nuri Kenan Paşa’nın torunlarının torunları öncülüğünde satışa çıkarıldı.

Leman Esma Kasay Han’ın 10 odalı geniş kullanım alanının yanı sıra altıncı ve yedinci katta 25 metrekarelik iki terası var. Giriş katında ise 93 metrekare büyüklüğünde ve 22  ve 5 metre uzunluğunda çift cepheli mağaza alanı yer alıyor. Şu anda tek girişi kullanılan yapının, çift girişi bulunuyor. Bu sayede dükkan ve üst katlar için girişler ayrı ayrı değerlendirilebiliyor.

Leman Esma Kasay Han’ın çeşitli noktalarından adalar ve boğaz manzarasının kesintisiz olarak görülebilmesi seyir keyfi yaşatırken, Ayasofya Camii ve Yerebatan Sarnıcı dışındaki eserlere yakınlığı da yapının tarihi dokusuna ruh katıyor. Örneğin Doğu Roma İmparatorluğu döneminde dünyanın sıfır noktası olarak kabul edilen noktaya yerleştirilen Milyon Taşı’nın hemen yanında yer alması, yapının ruhu kadar lokasyon açısından da değerini pekiştiriyor. Bu yüzden yapının gerek işlevselliği gerekse kültürel değerinden dolayı tüm talepleri detaylı bir şekilde inceliyoruz. Eserin satışının sürdürülebilir ilkeler odağında gerçekleştirilmesini önceliklendiriyoruz.”