Oktay EROL
Karşılaştığımızda şunu söylemişlerdi:
“Halkı dolaşıyoruz, sorunlarını dinliyoruz, duyduklarımız bizi de çok üzüyor! Ancak umudu yitirmemelerini salık veriyoruz, iktidarın eridiğini anlatıyoruz…”
Bundan bir sür önce Kahramanmaraş’ın ilçelerini gezmişler, orada oluşan toplumsal karmaşayı saptamışlar, gelecek kaygılı izlenimlerle dönmüşlerdi!
Sokağın, “muhalefete” karşı duruşunu sorduğumda da, “önceleri bulunduğumuz yerlere gelemeyen kamu görevlileri, şimdi rahatça geliyor. Bu olguya şaşırmak istesem de, artık kamu görevlisi de bu işin böyle sürmeyeceğinin bilincinde. Ekonomik çöküşü toplumun her katmanı çekiyor! Bunu pazar tezgahını gezerken, market raflarını incelerken yaşıyor! Bizim anlattıklarımızın doğruluğunu görüyorlar!”
“İktidar” partisinin ya da, “iktidara” yakın olan partilerin yaşadığı zorlukları yaşamıyorlardı mutlaka…
Pazara da inebilirler, markete de girebilirler, sokağı da gezebilirler, küçük alan toplantılarına katılabilirler; önlerini tıkayan, zamlardan sıkıldığını anlatan, ekmek alamayışını haykıran biri olmayacaktı karşılarında…
Meclis dinlencedeyken yurttaşı dinlemiş olacaklardı, sorunlarına kulak vermiş olacaklardı, yurttaşı sahiplenmiş olacaklardı…
***
Adana CHP Milletvekillerini…
Dört yıldır yaptıkları “işin” ne denli hakkını verebildiklerini; benim, ailemin, yakınlarımın oyuyla orada oldukları için sorguluyorum!
Gördüğümde bana ne bir heyecan verebiliyorlar, ne de yaşama katkı sunduklarını görüyorum…
“Değişimci” olmaktan çok, “muhafazacılar”; bu gidişten hoşnutlar!
Şu söylenebilir:
Meclisi bırakın, bakanlıkların ne anlamı, ne ağırlıkları var ki?
Meclis’te ne yapıyorlarsa/ yapsınlar, onu düşünmüyorum aslında; Adana’ya geldiklerinde kime, neye, nasıl yararlı olduklarını düşünüyorum…
Vardıkları yerleri parmakla gösterebilirsiniz…
CHP’nin dört milletvekili var, Anakent ile birlikte iki tane merkez belediyesini de ekleyin; ne yapılmaz, hangi toplumsal refleksler yaşama geçirilmez…
Öyle olmuyor ama! İl örgütü bile özgür istencini yaşama getirmek bir yana, yurttaşın birçok sorununa sırt dönmüş durumda!
Yerleri, yükselen zamlar altında “ezilen yurttaşlardan” dolayı yumuşak/ puf sanıyorlar ya; aynı kanıyı paylaşmıyorum!
***
Kozan, doğduğum kent benim…
On yıl öncesine değin, askerlik dışında yaşamımın uzun bir sürecinin geçtiği kent…
Adana’da olsam da şimdi, sıkça giderim; arkadaşlarla buluşuruz/ söyleşiriz! En çok da CHP içinde olanlarla…
Kozan’da son yirmibeş/ otuz yıldır hep bir ikirciklik vardır, bir karmaşa vardır, benim olsunculuk vardır, koltuk yeter demek vardır. Onun için de sürekli seçmen yitirir! “İktidar” yüzü görmemesine karşın, “iktidara” en yakın olduğu zamanlarda bile Kozanlıyı safına çekememiştir!
Geçmişte yüzde otuzun üzerinde oy alan CHP, son yıllarda en çok oyu Muharrem İnce’nin adaylığında alabilmiştir! Bu olgu nedense ne Adana İl Örgütü’nü, ne Kozan İlçe Örgütü’nü kendine çeki düzen vermeye itmemiştir!
Herkes, yaşananlardan hoşnut gibi; yine herkes yerinde, yine aynı koşullarla seçim hazırlıkları yapılıyor sözde…
Peki, Kozanlı olmadan kiminle?
***
Kozan’daki, İlçe Örgütü’nün çalışmalarını yeteri bulmayan arkadaşlar anlattı…
Bayram öncesi dört CHP Milletvekili Kozan İlçe Örgütü’ne varıyor. İlçe yönetiminden birkaç kişi daha, dört/ beş kişi de yönetimi yeterli bulmayanlar oluşan toplamda yirmi kişilik bir kalabalık…
Milletvekilleri Kozan’da İlçe Örgütü’ne vardığında kaç ilçe yöneticisinin toplantıda olduğunun hesabını siz yapın!
“İktidarın” kapalı salon toplantılarını andıran, birbirlerini ağırlayan, birbirlerine söz söylenmeyen bir ortamda geçen bir buluşma…
Dört milletvekilinin halkın arasına inip inmediğini sordum; pazar yerinde birkaç satıcıyla konuşurken ilçe yönetimi etkisiz konumdaydı. Feke, Saimbeyli örgütlerinden sonra buraya gelmişler, dedi.
Sonra, örgüt çalışmalarını yeterli bulmayanlardan biri, ortaya “burada bir çalışma yapılmıyor, nasıl yardımcı olacaksınız” sorusunu attığında asıl sorun ortaya çıkıyor!
Vekillerden biri, “nasıl çalışma yapılması gerektiğini” anlatmak yerine, “bırakın bunları, muhalefet içinde muhalefet yapmayın, bu bize zarar verir” diyor!
“Emriniz” olur, konuşulmasın, yeniden sorunlar halının altına süpürülsün; sanki eski süprüntüler temizlenmiş gibi…
***
Kozan’daki gelişmelerin iyi olmadığını benim kadar, İlçe Örgütü’nü yeterli bulmayanlar kadar, İl Örgütü kadar, Adana milletvekillerinin de bildiğini sanıyorum!
Hep bir ağızdan, her gittikleri yerde, her fırsatta “seçim” diyenlerin Kozan’da bir çalışma yapmalarının zamanı değil mi şimdi?
Şimdi değişe ne zaman?
120722
EKONOMİ
5 saat önceYAZARLAR
5 saat önceYAZARLAR
6 saat önceYAZARLAR
6 saat önceYAZARLAR
1 gün önceYAZARLAR
1 gün önceYAZARLAR
1 gün önce