Bakmayın siz, ‘Hollanda’da enflasyon 8 virgül bilmem kaça yükseldiği’ haberlerine…
Yine bakmayın siz, ‘Hollanda’da şu kadar fakir var’ iddialarına…
Hele hele, ‘Şu kadar kişi sokaklarda yaşıyor’ haberleri de, bence eğlendiri haber oluyor.
Çünkü bu ülkede, yurttaşlarının sorunlarını anlayan ve çözen bir devlet var.
Türkiye’de olduğu gibi, dünyanın pek çok ülkesinde yaşayanların inanmakta zorluk çekecekleri, ‘Hollanda bökörlüğü’nden söz edeceğim bugün…
55 yıldır yaşadığım Hollanda’da, Türk televizyonlarını izlerken sık sık duyduğum emeklilik ve öğrenci borçlanmaları konusu, yıllardır kafamı karıştıryordu.
Öyle ya, 55 yıldır yaşadığım bu ülkede gördüklerim, duyduklarım ve bildiklerimi, Türkiye’de yaşayanlar bir duysa, inanın küçük dillerini yutarlardı.
ÖĞRENCİ FİNANSMANI
Geçen hafta Türk televizyonlarında izlediğim haber bültenlerinde, öğrencilerin, hem de yüksek faizlerle aldıkları kredileri, daha az faizle veya faizsiz ödeyebilecekleri şeklinde bir açıklama duymuştum. Bu konuda öğrencilerin çok büyük zorluklar içinde oldukları da dillendiriliyordu.
Kaldı ki, benim yaşadığım ülkede yıllardır duyduğum, öğrencilere finansman desteği haberleri, Hollanda’nın bu konuda ne kadar bonkör olduğunu açıkça ortaya seriyor.
Kafanızı fazla karıştırmamak için bu uzun ve çok çeşitli öğrenci desteği konusunu kısaca anlatayım:
Malumunuzdur, Hollanda’da ailelere, her çocuk için yüklü miktarda ‘Çocuk ödeneği’ verilmektedir. Orta okul çağına kadar çocuklar bu ödenek ile geçinirler. Orta okullara başlayan çocuklar ise, eğitim masraflarını karşılamak için ‘Eğitim finansmanı-bursu’ ödeneği alırlar. Bu durum, ailenin durumuna göre, ayda 90 ile 400 euro arasında değişir.
10 yıl içinde diplomalarını alarak başarılı olan öğrencilerden bu paralar geri alınmaz.
Ayrıca, orta okul öğrencileri, geri ödenmek şartıyla her ay 192,76 euro, lise ve üniversite öğrencileri ise 513,83 euro kredi alabilirler.
Hollanda devletinin öğrencilere tanıdığı haklar, yukarıdakilerden ibaret değil. Türkiye’de öğrenciler için ‘ucuz’ taşıt kartı verilirken, Hollanda’da öğrencilere ‘bedava-beleş’ taşıt kartı veriliyor. Böyle olunca da Hollanda’da, öğrencilerin taşıt masraflarının azlığı ve çokluğu tartışılmıyor.
Hollanda’da yaşayanlar, kendilerine verilmiş olan bu hakları çok iyi değerlendirmesini biliyorlar.
EMEKLİLİK ÖDENEĞİ
Türkiye’de, ‘Şu kadar gün çalışırsan, şu kadar gün borçlanırsan, şu kadar emekli ödeneği alırsın’ hesaplamaları yapılırken, Hollanda’da bir tek gün dahi çalışmış olmayanlar bile emekli maaşı alıyorlar.
Şöyle ki; 15 yaşından 65 yaşına kadar Hollanda’da resmi olarak kayıtlı olan herkes, bir gün dahi çalışmış olmasa da emekli ödeneği alıyor.
Bu ödenek hakkına, Hollandalı olmayanlar da dahil.
15 yaş ile 65 yaş arasında 50 yıl var. Emeklilik ödeneğinin tamamı 50 yıllıktır.
Örnek vereyim: Ben Hollanda’ya geldiğim zaman 25 yaşındaydım. Bu durumda 65 yaşına geldiğim zaman, emeklilik hakkım 40 yıllıktı. Bu da yüzde 20’lik bir kayıptı. Şimdi ben yüzde 20 daha eksik emekli ödeneği alıyorum. Zira, 15’inci yaştan 25’inci yaşa kadar 10 yıl kaybım olmuştu.
Bu durum evli eşler için eşit haklarla geçerlidir. Yani, 65 yaşına gelen eşler, durumlarına göre bu haktan yararlanabiliyor. Emeklilik ödeneği meblağı, her birey için aylık net olarak 851,52 eurodur.
Eşlerden biri hayatını kaybettiği zaman, yaşamakta olan eşe, belediye yardımı ile azgari ücrete kadar bir destek yapılır.
Bu konuda birkaç ekstra destek de vardır ama, kafanızı karıştırmamak için bunlardan söz etmiyorum.
Ne diyorsunuz şimdi değerli okurlarım?
Yukarıda yazdıklarıma inanabildiniz mi?
Ben size kesin söyleyeyim: İnanın lütfen. Zira bu yazdıklarım aynıyla vakidir.
Zira Hollanda’da ‘Devlet Baba’ vardır.
Hollanda’da, devletin yurttaşlarına sunduğu daha pek çok bonkörce haklar vardır değerli okurlarım. Avukata ihtiyacı olan dar gelirlilerin avukat parasının ödenmesi için de imkânlar var. Bu konuda belediyeye başvuruluyor, Belediye, gelir durumuna göre bir belge veriyor. Bu belge ile istenilen avukata gidiliyor ve avukat da bu belgeyi kabul edip, davaya bakıyor.
Dar gelirlilere kira yardımının yapılması gibi daha nice bonkörlükler var. Maaşınız veya ödeneğiniz asgari ücret sınırındaysa, belediyeler her ay 400 euroya kadar bir kira yardımı yapıyor.
Yazıma, ‘Bakmayın siz Hollanda’da şunlar, şunlar, şunlar oluyor’ diye başlamıştım.
Evet, Hollanda’da enflasyon yükseliyor, fakir sayısı artıyor, sokaklarda yaşayanlar da var.
Var ama, buna karşın yurttaşlarını bu sıkıntılardan kurtaracak bir devlet de var.
Burada geçim sıkıntısı geçirenler, belediyelerdeki Sosyal Yardım Büroları’na gittikleri zaman, elde ettikleri maaş veya ödeneklerin ihtiyacı karşılamaması halinde, derhal takviye ödenekler veriliyor.
Sosyal yardım alabilmek için üzerinize bir otomobil ve konut sahibi kaydı olmaması lâzım.
Malumunuzdur, Türkiye’deki bankalar, insanların gelir durumuna hiç bakmadan, kredi kartı dağıtma yarışına girmişlerdi. Aşağı yukarı herkesin cebinde üç beş bankanın kredi kartları var. Harcamaları ödeyemeyenlerin vay haline…
Ben size, bizzat şahit olduğum bir borçlu-bankacı duruşmasını anlatayım.
Bir zamanlar ben de bankalardan kredi alma aracılığı yapıyordum. Borç alan bir müşterim ödemeyi yapamıyordu. Benim araya girmem de işe yaramayınca, çözüm mahkemede arandı.
Mahkeme hakimi, borçlu olan kişiye gelir durumunu ve ödemesi gereken diğer ihtiyaçları sordu. Mahkeme hakimi, küçük bir hesaplama yaptıktan sonra, bu kişinin aldığı maaş ile, ancak geçimi için ödeme yapabileceğini ve ekstra bir ödeme yapamayacağını anlayında bankacıya sordu: “Siz bu kişiye borç verirken, gelir ve gider durumuna baktınız. Bunlar kâğıda da öyle geçmiş. Geçimiminin dışında bir ödeme yapamayacak olan bir kişiye nasıl borç verirsiniz?” diye terslenen bankacı adeta kovuldu.
Eeee, devletin mahkemesi de böyle adaletli çalışıyor işte.
Bir de sokakta yatanlar hikâyesi var.
Son olarak yapılan araştırmalarda, sokakta yatanların, gelir darlığından değil, kendi istek ve hataları yüzünden bu duruma düştükleri anlaşıldı. Ya tembellik, ya da müptelalık bu kişileri sokaklara mahkûm ediyor.
Bu konuda bir başka ilginç iddia da var. Bir araştırma bürosu, sokakta yatanların bir bölümünün, ‘zevk ve araştırma’ peşinde olduklarını iddia etti. Varlıklı olan bazı kişiler (ki sayılarının fazla olduğu da iddia ediliyor) sırf ‘nasıl oluyormuş’un cevabını almak için sokaklarda yatıyormuş. Bazı varlıklılar da, çeşitli nedenler yüzünden hayata küstükleri için sokaklarda yatıyorlarmış
Eeee işte, gelişmiş olmak ile gelişmemiş olmak arasındaki fark da bu olmalıdır.
EKONOMİ
12 saat önceYAZARLAR
12 saat önceYAZARLAR
13 saat önceYAZARLAR
13 saat önceYAZARLAR
2 gün önceYAZARLAR
2 gün önceYAZARLAR
2 gün önce