1 Mayıs’ın Türkiye serüveni…

ABONE OL
1 Mayıs 2022 13:44
0

BEĞENDİM

ABONE OL

1 Mayıs, tüm dünyada olduğu gibi, Türkiye’de de Kurtuluş Savaşı’nın en zor koşullarında bile kutlamalar yapılmasına karşın, sonrasında yer yer baskılar altında kaldı. Ülkemizdeki gelişmeleri öğrenmek adına, 1 Mayıds’ın Türkiye serüvenine ilişkin soL’un yaptığı araştırma önemli, kesmeden yayınlıyoruz:

II. Enternasyonal’in 1889’da aldığı kararla tüm dünya çapında işçilerin birlik, mücadele ve dayanışmasının vurgulandığı gün olarak 1 Mayıs’ın kutlanması kabul edilirken Türkiye topraklarında ilk 1 Mayıs’lar Osmanlı döneminde kutlanmaya başlanmıştı.

İlk 1 Mayıslar

20. yüzyılın başlarında Selanik, Üsküp, İstanbul gibi işçi sınıfının örgütlü olduğu kentlerde 1 Mayıs kutlamaları düzenlenirken I. Dünya Savaşı’nın sona ermesi ve ülkenin işgal atında kalmasıyla yasaklara rağmen 1919, 1920, 1921 ve 1922’deki 1 Mayıs kutlamaları işgal altındaki İstanbul’da bağımsızlık mitingleri halinde örgütlenmişti.

 

1922 İmalat-ı Harbiye İşçileri

1 Mayıs kutlamalarına daha sonra gelen yasaklar 1960 anayasasında da kalkmadı. Bunu takip eden yıllardaysa emek hareketinin kitleselleşmesine karşın uzun süre boyunca 1 Mayıs kutlamaları gündeme alınmadı.

1 Mayıs tekrar kitleselleşiyor

1976’daysa ülke içerisinde uzun süre sonra ilk defa kitlesel bir 1 Mayıs kutlaması gerçekleştirildi. 1976 yılında DİSK’in çağrısıyla örgütlenen 1 Mayıs kutlamalarının adresi Taksim’di. 1976 1 Mayıs’ı sırasında Taksim’e 400 bin kişinin çıktığı tahmin edilirken bugün itibariyle 1 Mayıs, tekrar işçi sınıfı mücadelesinde önemli bir gündem maddesi oldu.

1 Mayıs 1977 günüyse ‘Kanlı 1 Mayıs’ olarak tarihe kazınacaktı. Taksim’de önceki yıla göre çok daha fazla emekçi toplanırken yüz binlerce işçinin üzerine ateş açıldı. Ülkedeki NATO destekli paramiliter kuvvetlerin tetikçiliğini yaptığı 1 Mayıs katliamında 36 işçi katledilmiş, 126 işçi yaralanmıştı.

Ancak 1977’deki katliam, ertesi yıl 1 Mayıs’ın kitlesel ve örgütlü şekilde kutlanmasını engelleyememişti. 1978’in 1 Mayıs günü, yine kalabalık bir şekilde Taksim Meydanı’na çıktı ve 1977 katliamına ışık tutulmasını talep etti.

1979 ve 1980 yıllarındaysa düzen güçleri 1 Mayıs kutlamalarını engellemek adına İstanbul sokağa çıkma yasağı ilan etti, fakat diğer illerde kutlamalar yine de örgütlendi.

80’lerde 1 Mayıs

12 Eylül darbesini takiben 1 Mayıs tekrar yasaklanırken uzun süre sonra ilk defa 1988 yılında İstanbul Valiliği’ne 1 Mayıs’ı yasal olarak kutlama talebiyle başvuruldu. Sendikaların talebine izin verilmemesine rağmen 1 Mayıs’ta Taksim’e çıkmak isteyen sendikacılar polis saldırısına uğradı ve 81 kişi gözaltına alındı, bir kısmıysa tutuklandı.

Ertesi yılsa Mecidiyeköy ve Çağlayan’da 1 Mayıs’ı kutlamak isteyen işçiler saldırıya uğrayıp gözaltına alınırken, Taksim’e yürüyen emekçilere yapılan saldırıda Mehmet Akif Dalcı bir polisin açtığı ateşle katledildi.

1990 yılında 1 Mayıs fabrikalarda binlerce işçinin katılımıyla kutlanırken, Taksim’e yapılan yürüyüşte açılan ateş sonucu Gülay Beceren isimli öğrenci felç oldu.

1 Mayıs 1991 ve fabrikalarda ve kapalı salon toplantılarıyla kutlandı. 1 Mayıs 1992’de DİSK, Türk-İş ve Hak-İş Ankara’da ortak bir salon toplantısı gerçekleştirildi.

İşçi sınıfı tekrar alanlarda

Ertesi yıllarsa 1 Mayıs’ın kutlandığı alanlar değişmeye başladı. Diğer illerde kutlamalar düzenlenirken İstanbul’da 1 Mayıs’ın adresi farklılık gösterdi. 1993’te Türk-İş Şişli’deki Abide-i Hürriyet Meydanı’nda toplanma çağrısı yaparken DİSK’se Pendik Meydanı’nda kutlama örgütledi. 1994’daysa 1 Mayıs için tüm sendikalar Abide-i Hürriyet Meydanı’na dönük çağrı yaptı. 1995’te 1 Mayıs Kadıköy’de kutlandı.

1996 yılındaysa Taksim Meydanı’na ilişkin yasak fiili olarak delinmişti. Sosyalist İktidar Partisi 1 Mayıs’ın tüm işçiler ve devrimci güçler tarafından Taksim’de kutlanması çağrısını yapmış ve 1 Mayıs’ta Taksim’de olacağını ilan etmişti. 1996’nın 1 Mayıs günü hem Kadıköy hem de Taksim’de iki ayrı kutlama gerçekleşti. Kadıköy’deki kutlamalara yapılan saldırılar sonucu Dursun Odabaşı, Hasan Albayrak ve Levent Yalçın isimli işçiler katledildi.

1997-2003 yılları arasında İstanbul’daki kutlamaların adresiyse Şişli Abide-i Hürriyet Meydanı’ydı.

2004’te 1 Mayıs yasakları tekrar deliniyor

2004 yılında 1 Mayıs İstanbul’daki NATO toplantısına denk gelirken KESK ve DİSK, İstanbul’da Abide-i Hürriyet Meydanı’na gitmeyeceğini açıklamış ancak Türk-İş Şişli’de kalacağını belirtmişti. DİSK ve KESK Saraçhane’de miting düzenlemeye karar vermişti. İstanbul’da valiliğin engellemelerine karşın 1 Mayıs on binlerce insanın katılımıyla kutlandı.

2005 yılında tekrar Kadıköy’de kutlanan 1 Mayıs’ta, işçi sınıfının birlik, mücadele ve dayanışma günü olan 1 Mayıs’ın emperyalist merkezlerden yayılan sahte demokrasi ve özgürlük yalanlarına kurban edilemeyeceğini, 1 Mayıs’ın içeriğine uygun kutlanması gerektiğini belirten Yurtsever Cephe ikinci bir kürsü oluşturarak kutladı.

1 Mayıs 2006 yılında İstanbul’da iki farklı miting düzenlendi; Kadıköy’de sendikalar çağrıda bulunurken ve Kartal’daysa Yurtsever Cephe çağrısıyla bir miting örgütlendi.

2007 senesinde Taksim için çağrı yapılırken hükümet ve valilik buna İstanbul’da yaşamı felce uğratarak cevap verdi. Beşiktaş-Şişli-Taksim güzergâhı merkez alınarak hükümet fiili sıkıyönetim ilan ederken daha sonra kendisini 2013 Gezi Direnişi sırasında İçişleri Bakanlanı olarak bir kere daha tanıtacak İstanbul Valisi Muammer Güler, 1 Mayıs için diğer şehirlerden yola çıkan otobüslere henüz İstanbul sınırlarından içeriye giremeden saldırılması talimatını vermişri. Polis biber gazıyla bir yurttaşı katlederken bine yakın kişiyse gözaltına alındı.

2008 yılındaysa AKP’nin saldırgan tutumları iyice artmıştı. 1 Mayıs’ın hemen öncesinde DİSK Genel Merkezi ve ÖDP İstanbul İl Binası’na polis saldırısı düzenlenirken, 1 Mayıs günüyse her türlü toplanmaya ayırt etmeksizin saldırıda bulunan polis Şişli Etfal Hastanesi Acil Servisi’ne gaz bombası atmış, turistleri dövmüştü. Ancak emekçiler, yine de Taksim’e çıkmayı başarmıştı.

AKP’nin ‘demokratikleşme’ şovu

2009’daysa AKP hükümeti, 1 Mayıs’ın kutlanmasına bir hafta kala TBMM gündemine 1 Mayıs’ın tatil edilmesine ilişkin “Ulusal Bayram ve Genel Tatiller Hakkındaki Kanunda Değişiklik” adlı yasa tasarısını getirdi. Aynı dönem ‘demokratikleşme’ adı altındaki şovuna da başlayan AKP’li kurmaylar hâlâ 1 Mayıs’ın mücadele günü olduğu gerçeğiyle kavga ederek içini boşaltma çabasındaydı. Dönemin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik, 1 Mayıs’ın 1 Mayıs’ın Taksim Meydanı’nda kutlanması yönündeki taleplerden bahsederek, “Yasanın, ‘meydanıyla birlikte’ çıkacağı diye bir şey yok. 1 Mayıs gerilim olmaktan çıkacak, tatil olduğunda millet bunu piknik olarak değerlendirecek” demişti.

2009 yılında “Taksim’de temsili tören” yapılması AKP’li kurmaylarca dayatılırken hükümet her türlü kutlama ve toplanmayı bastırmak için şiddet yoluna başvurdu. Ancak eylemlerin kitleselliği ve meşruiyeti karşısında eli kolu bağlı kalan hükümet 2010’da yaklaşımını değiştirerek şovunun dozunu arttırdı.

AKP’nin Taksim’de 1 Mayıs şovu ve ardından tekrar gelen yasaklar

2010’da AKP hükümeti Taksim Meydanı’nda 1 Mayıs kutlamalarının düzenlenmesine ‘izin vermek’le kalmayıp kendisi kürsüye müdahale eden taraf oldu. İşçilerinin itirazlarına karşın kürsüye çıkan sağcı sendikacılar AKP ve ‘demokratikleşme’ övdü, mücadele günü yerine davul ve zurnalar eşliğinde bir uzlaşma mesajı öne çıkartılmaya çalışıldı.

Hatta AKP hükümeti “1 Mayıs hem Bayram, hem Taksim Meydanı’nda” şeklinde pankartlar asarak günün içini boşaltmada dozu arttıracaktı.

Onu takip ederek tam 3 yıl boyunca Taksim’deki 1 Mayıs kutlamaları siyasetten soğurulmuş bir kürsüyle kendisini gösterecekti. Bu duruma karşı Taksim’e çıkan TKP, miting sonrası Dolmabahçe’de ayrı kürsüler kurdu.

1 Mayıs 2013’te TKP’nin çağrılarıyla onbinlerce kişi Kadıköy’deki “Reddediyoruz” mitinginde buluştu.

Taksim’de ise polis 1 Mayıs için toplanan yurttaşlara saldırdı.

2013 Kadıköy

Ertesi yıl 2014’te emekçiler Taksim’e çıkmak için Beşiktaş ve Mecidiyeköy’de toplanmaya başladı.  Beşiktaş’ta toplanan emekçilere saldıran polis ayrım gözetmeden evlerin içlerine gaz bombaları attı, TKP ilçe binasına saldırı girişiminde bulundu.

2015: Taksim’deki abluka deliniyor

Taksim yasaklı kalmaya devam ederken 2015 1 Mayıs’ı için Mecidiyeköy’de on binlerce insan toplandı. Polis her türlü toplanmaya saldırırken gün içerisinde Komünist Parti Taksim Meydanı’na çıktı.

Mecidiyeköy’de kurulan Komünist Partisi kürsüsünde “Bugün herkes 1 Mayıs’ı kutlamak istiyor. İstanbul’da sokaklarda onbinler var. Bugün Taksim’de işçi sınıfının bayrağı dalgalanacak. AKP bunu bir maç sanıyor. Taksim’i ve sarayı koruyarak kurtulacağını sanıyor ama yanılıyor” denilirken gün içerisinde polis ablukası delindi. Taksim Meydanı’nda Cumhuriyet Anıtı önüne çıkmayı başaran Komünist Partililer yasağı kırmış oldu.

2015 Taksim

2016 ve 2017 yılarındaysa Ankara’daki 1 Mayıs mitinglerine Ankara Garı önünde düzenlenen anmalarla başlandı. İzmir’de Gündoğdu Meydanı mitinglerin adresi olurken İstanbul’daysa Bakırköy Semt Pazarı’ndaki mitinge 10 binlerce kişi katıldı. 

2016 Bakırköy

2018 ve 2019 yılarında Ankara’da 1 Mayıs mitingleri Tandoğan Meydanı’nda gerçekleşirken İzmir için adres tekrar Gündoğdu Meydanı oldu. 2018 yılında İstanbul’daysa sendikalar Maltepe Meydanı’nda kitlesel bir miting için çağrıda bulundu. 2019 içinse İstanbul’da 1 Mayıs mitinginde on binlerce kişi Bakırköy’de toplandı. 

Salgının gölgesinde 1 Mayıs’lar 2020-2021

Pandeminin gölgesindeki ilk 1 Mayıs toplu bir şekilde kutlanmadı. Bunun yerine yurttaşlar 1 Mayıs’ı kutlamak için kendi evlerine bayraklar ve hazırladıkları pankartları astılar.

2020 İstanbul

Pandeminin ikinci yılınaysa AKP’nin düzenlediği “lebaleb” AKP kongreleri ve önlemlerin cemaat ve tarikatlar söz konusu olduğunda geçersiz sayılması damga vurmuştu. Ancak duruma göre kaldırılan pandemi önlemleri 1 Mayıs söz konusu olduğunda geçerli kalmıştı. Buna karşın Türkiye’nin birçok mahallesinde yurttaşlar 1 Mayıs kutlamaları için sokaklara çıktı.

En az 10 karakter gerekli


HIZLI YORUM YAP