Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Oktay Erol

Öfke sel gibi!

 

Yine patlama…

Yine canlar param parça…

Yine gözyaşı…

Yine öfke sel gibi!

***

Yanlış olan bir şeyler olmalı…

Yanlış yapan birileri…

Yanlış yapanı bulmak, yanlış yaptırmamak otuz yıldır neden çözümsüz sorun ki?

Devlet ne demek?

Haydi, geçtik onu-bunu;

Yanlış yapan başını öne eğmez mi?

Yapamamanın ezikliğin sezmez mi?

Titremez mi?

Utanmaz mı?

***

Bizde yaşananların benzeri demek doğru değil de, yaşananlara teğet geçen olaylar karşısında dünyanın dört-bir yanında ne yapılır öyle?

Başka bir gezegenden gelen canlılar mı yoksa onlar?

Orada olmaları ne denli önemliyse, yanlışlarında oradan ayrılmaları da o denli önemli!

Nasıl bir şey bu?

‘Yanlışım var’ deyip koltuğunu kolayca bırakabiliyor!

‘Yanlışım var’ deyip kendine dava açabiliyor!

Dünya ile ilişkisi olmayan bir kara parçası mı orası?

Peki, biz neredeyiz?

***

En son bilgilere göre kırkdört can artık yok! Kırkdört yarın, gelecek, umut; adına ne derseniz.

İstanbul Vodafon Arena stadyumuna kan sıçradı, Beşiktaş-Bursa maçı sonrasında.

Ondokuz yaşında,

Yirmi yaşında,

Yirmibir yaşında,

Yirmibeş yaşında…

Daha yaşamdan alacak ‘çok’ şeylerinin oldukları dönemlerinde…

Emniyet görevlisi, bebe babası, öğrenci, yurttaş…

‘Bir şeylerin’ yanlış olduğunu anlamak-bilmek istemeyenlerin hırsları uğruna yaşamdan koparılıyor, ocakları söndürülüyor, yakınları gözyaşlarına boğduruluyor!

Eziklik duyan yok!

Başını öne eğen yok!

İletiler değişmedi, değişmeden yineleniyor;

Güçlüyüz, ezeceğiz, hesabını soracağız, kanı yerde bırakmayacağız…

Yıllar böyle geçmedi mi?

***

Adana’da onbeş gün önce yaşanan patlamayı anımsıyor musunuz?

Ya on gün önce Aladağ’da cemaat öğrenci yurdunda yanan çocukları?

Adana bu olanlardan ne denli ders çıkardı, ikinci bir patlama ya da yurt yangını olmama olasılığı konusunda ne denli korkusuz, ne denli yarınından umutlu?

Yoksa ‘geçti mi’ onlar; geçmeli mi, haftaya unutulmalı mı?

Her şey, ama her şey ‘sistemin’ değişimi üzerine mi kurgulu; ne?

Anayasa değişikliği, Cumhurbaşkanlığı sistemi…

Patlamalar,

Param parça olan canlar,

Babasız kalan bebeler…

‘Bu vatan uğruna ölmek’ güzel de; bu devletin, yurttaşı için yapması gerekenler ya…

Bilinmemeli mi?

Büyüyen öfke seli bitmemeli mi?

121216

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER